Quantcast
Channel: Arkitera Mimarlık Merkezi - Proje
Viewing all 1955 articles
Browse latest View live

Dikili’de Yazlık Ev

$
0
0

Tasarım Ekibi : Şevki Pekin
Mimarlık Ofisi : Şevki Pekin Mimarlık

İzmir Dikili’de, 5.000 metrekarelik arazide bulunan yaklaşık 70 adet zeytin ağacının konumlarına göre yerleştirilen yazlık ev 1992-2002 yılları arasında inşa edildi.

Benzer plana sahip taş, ahşap ve çelik malzemeden üretilen üç ayrı konut yapısı ve bunları birbirine bağlayan taş yollardan (koridor) oluşan ev Şevki Pekin’in altmışlı yılların sonunda, öğrencilik yıllarında şekillendirmiş olduğu bazı temel fikirlere dayanıyor. Hafiflik ve geçicilik fikri üzerinden geliştirilen bu yapılardan çelik olanı 2019 yılında yıkılıp aynı ölçülerde yeniden inşa edilmiş. Geleneksel malzemeden üretilen, kapalı bir plan şemasına sahip, daha opak bir yapı olan taş evin aksine, çelik ve ahşap ev, daha şeffaf cephelere ve açık bir plan yapısına sahip.


Mi Store Akasya Mağaza

$
0
0

Tasarım Ekibi : Özgür Kayabay
Mimarlık Ofisi : Kayabay Architecture



ReYard

$
0
0

Tasarım Ekibi : Aslı Aldemir,Bekir Süleymanoğlu,Avni Yılmaz,Onur Yılmaz,Serhan Kaya,Ayşe Yılmaz,Ceren Çakar,Mustafa Demirel,Abdullah Cem Fırat,Esra Kıygın,Ege Nurcan,Ilgın Yeşim Eldeş


ReYard, Solar Decathlon Afrika yarışmasına katılan İTÜ ve YTÜ’lü lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri tarafından tasarlanan, projelendirilen ve inşa edilen bir konut projesi.

Tasarım aşamasında, Fas’ın, Mardin, Antakya ve Şanlıurfa illerinin konut tipolojisine ait yerel malzemelerden biri olan toprağı bugünün yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarıyla bir araya getirerek, özelde Fas’a, genelde ise Afrika kıtasına yeni, yerel, ekonomik, ekolojik ve sürdürülebilir bir konut projesi önermek hedeflenmiştir. İsmini İngilizce tekrar anlamına gele “re” ve avlu anlamına “courtyard” kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşmuş ve Fas’ın geleneksel konut tipolojisi ‘Riad’a atıfta bulunmaktadır.  

Prof. Dr. Ruhi Kafesçioğlu’nun geliştirdiği Alker yönteminden yola çıkan ve Türkiye’nin önde gelen yapı malzeme firmalarından Fibrobeton’un fabrikasında üretilen toprak bazlı paneller yapının taşıyıcı sisteminin oluşturmaktadır.

2 L formun bir araya gelmesi ile oluşan ve yapının ortasında kalan boşluk avlu olarak kullanılmak üzere tasalanmıştır. Avlu, yaşam ve kullanım alanlarını birbirinden ayırarak bir geçiş mekanı oluşturmuştur. Buna ek olarak, Avlu Fas kültür ve mimarisine uygun çok amaçlı bir yaşam alanı olarak da kullanılmaktadır. Çatıdaki canopy bir rüzgar kapanı görevi görmekte ve bu rüzgarı içeri alarak, gündüzleri Fas sıcağında avlunun serin kalmasını sağlamaktadır.

ReYard Evi’nin çok önemli bir diğer yenilikçi yönü de mikro yosunların kullanıldığı biyolojik atık arıtma sistemleriyle kendi atığını arıtacak, bu atığını peyzajında kullanılmak üzere gübreye dönüştürecek olması. ReYard Evi bir orman gibi havadan CO2 alıp O2 üretme kabiliyetinde olan yosun havuzuyla atık suyun sulama suyu olarak yeniden kullanımını sağlamayı, projenin karbon ve su ayak izini en aza indirmeyi hedefliyor. Bunların yanı sıra fotovoltaik ve güneş panelleri, havadan suya ısı pompası, doğal havalandırma ve faz değiştiren malzemeler gibi günümüzün en yeni teknolojilerinin kullanımıyla enerji verimliliğinin en yüksek seviyeye çıkarılması bekleniyor.

İzmir Musevi Cemaati Merkez Binası Şaar Aşamayim Sinagogu

$
0
0

Tasarım Ekibi : Roni Ruso
Mimarlık Ofisi : Roni S. Ruso Mimarlık Bürosu

Roni S. Ruso Mimarlık tarafından tasarlanan yapı, İzmir Musevi Cemaati’nin dini, idari, sosyal ve kültürel etkinliklerine ev sahipliği yapacak bir merkez binası olarak kullanılacak.

Cemaatin yıllar içinde kentin değişik noktalarına dağılan kurum ve birimlerini tek bir çatı altında toplamayı amaçlayan yapı, başta güvenlik olmak üzere, İzmir Yahudi toplumunun güncel ve geleceğe yönelik gereksinimlerini karşılamayı amaçlamaktadır. Binanın öncelikli işlevini oluşturan Şaar Aşamayim Sinagogu’nun çağdaş dilinin kökenleri, İzmir’in 17’inci yüzyıla kadar uzanan merkezi planlı geleneksel havra mimarisinde bulunabilir. Bu yeniden yorumlamada, serbest plan unsurlarının tasarıma dahil edilmesine çalışılmıştır. Son derece kısıtlı bir alana oturan yapının tasarımında, mekan derinliğini artırmaya yönelik doluluk ve boşluk stratejileri kullanılmış, yan avluların da görsel olarak ibadet alanına katılması amaçlanmış ve sinagog mimarisinin temel unsuru olan bol ve doğal ışıklı bir ibadet mekanı oluşturulmasına çalışılmıştır.

Alternatif Bank Genel Müdürlük Binası İç Mekan Tasarımı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Kerem Erginoğlu,Hasan Çalışlar,Romain Cadoux,Natali Koçyan Gazeroğlu,Sezen Bilge,Yasemin Hacıkura,Duygu Uzunalı,Aslı Germirli,Ezgi Mete
Mimarlık Ofisi : Erginoğlu &Çalışlar Mimarlık

Vadistanbul’da bulunan Alternatif Bank Genel Müdürlüğü iç mekan tasarımı Erginoğlu &Çalışlar Mimarlık tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Alternatif Bank, Abank’ın Commercial Bank ile birleşmesi sonucu yeniden yaratıldı. Bu sürecin bir parçası olarak bankanın yeni kimliğine uygun logo ve grafik tasarımlarının yanı sıra bu kimliğe uygun bir genel merkez binasına da ihtiyaç duyuldu. İstanbul da önemli bir lokasyona sahip olan, orman manzaralı, ulaşımı kolay, konutların yanı sıra alışveriş merkezine ve ofislere yer veren Vadistanbul projesinde yerini alarak Alternatif Bank’ın amacı üç farklı merkezini bir araya getirmek oldu. 

Bizim birincil amacımız Alternatif Bank ailesi için bir ev yaratmak oldu. Şehrin üç farklı noktasından gelen çalışanların, aynı noktada aidiyet hissine sahip olabilmelerini amaçladık. Projenin başında çalışanların beklentilerini anlamak adına onlarla bir çalışma yaptık. Bu çalışmanın bir getirisi olarak çalışanların konforlu bir çalışma ortamından neler bekledikleri başta olmak üzere onların özel hayatlarını oluşturan hobilerini, tercih ettikleri kıyafet ve araba markalarını tahmin etmeye çalıştık. Bu interaktif çalışmamızın sonucunda cevaplarının genellikle mutedil olduklarını gördük. Ancak Alternatif Bank’ın yeni kimliğine hizmet etmek adına tasarımımız ile onların beklentilerini biraz daha yenilikçi seçimlere yönlendirmeyi hedefledik.

Binanın bütün katlarında, yönetim katlarını ayrı tutarak, aynı mimari dile sahip bir tasarım yapmayı başardık. Katlarda bulunan sosyal alanlar ve binanın üç noktasına yerleştirdiğimiz üç ana toplanma noktası, 2. katta bulunan kokteyl alanı, 4. katta bulunan spor salonu ve 8. katta bulunan terasa açılan kafe alanı, ile çalışanlara iş dışında bir araya gelebilecekleri, sosyalleşebilecekleri, streslerinden uzaklaşabilecekleri ve keyif alabilecekleri alanlar sunduk.

Binanın en üstte bulunan son iki katı, 12. ve 13. katlar, yönetim katları olarak ayrıldılar. Bu katlardaki malzeme ve renk seçimlerinin hem Alternatif Bank’ın yenilikçi, genç ve dinamik kimliğinin altını çizer hem de refahını ortaya koyar nitelikte olmasına özen gösterdik. Binanın geri kalan katlarında malzeme ve renk seçimleri yalın tutulurken, çalışma alanının açık ofis olarak geniş tutulmasına ve bu alanlara doğal ışık sunulmasına dikkat edildi. Tavanlardaki kaset döşemelere sadık kalınarak yüksek tavanlı ferah çalışma ortamları yaratıldı. Özellikle tüm katlarda esnek tasarımlar ile değiştirilebilir alanlar bırakarak ofisin banka çalışanlarının ileride değişebilecek kullanım şekillerine ayak uydurabilmesini amaçladık.

Otoyoldan görünen bu yeni bölgenin bir parçası olan binada Alternatif Bank yeni kurumsal kimliğini sunmaktan gurur duymakta. Yenilikçi ve dinamik kimliklerini yansıtan, uygun çalışma ortamlarının yanı sıra muazzam sosyal alanları bulunan bu genel merkez binasında Alternatif Bank çalışanlarının gururla dolu ve daha mutlu birer iş hayatına sahip olacaklarına eminiz.

Alya Life Residence

$
0
0
Tasarım Ekibi : Öznur Çakır
Mimarlık Ofisi : OCADO Mimarlık

Alya Life Residence, Fikirtepe kentsel dönüşüm bölgesinde, E-5 ve Boğaziçi köprüsü bağlantı yolunun bağlantı hattında yer alan parselde yer almaktadır.

Tasarımcıları projeyi anlatıyor:

Projede çıkış noktası bağlantı yollarının köşesinde yer alan parselde, birkaç bloktan oluşan bir proje yerine tek blok bir yapı tasarlamak olmuştur.

Tasarımda tümevarım yöntemi üzerinden gidilerek, farklı bir sistem geliştirilmeye çalışılmıştır.

Şöyle ki; öncelikle en küçük modül olan 1+1 dairelerin planlaması yapılmıştır.  650 x650 aks sistemi içerisinde çözdüğümüz en küçük modüllerin birleşmesi ile de 2+1 ,3+1 ve 4+1 daireler oluşmaktadır. Bu sayede taşıyıcı sistemini 650 aks sisteminde çözülmüş, iskelet sistemi üzerine tam uyumlu yerleşen ve birleşebilen modüllere olanak sağlanmıştır.

Toplamda, 212 daire ve kullanıcı analizlerine göre oluşturulan, birbirinden farklı daire yerleşim kombinasyonuna sahip 20 farklı kattan oluşmaktadır. Bu sayede taşıyıcı sistem değişmeden farklı daire tipi yerleşim kombinasyonlarına olanak sağlayan bir proje geliştirilmiştir.

Projenin en önemli noktalarından birisi de birçok projede plansal çözümün tamamlandıktan sonra cephenin farklı bir tasarlanma süreci içerisinde ortaya çıkıyor olması sebebiyle; plan-cephe çözümlerinin birbirine entegre olarak çalışabilecek bir sistem üretmeye çalışmak olmuştur.

Modüler olarak oluşturulan; 1+1, 2+1 ve 3+1 daireler için teraslı veya terassız olarak çeşitlemeye giderek hem kullanıcının isteklerine cevap vermeye çalışılmış, hem de cephenin plansal çözümleme üzerinden giderek oluşturulması sağlanmıştır.

Cephe kurgusunda; Her daire tipi plansal çözümlenmesine göre ya tek başına yada diğer daire cephesiyle birleşerek cephede farklı bir “box” tanımlamıştır. Bir çeşit yapbozun parçalarını oluşturan her modül birleştiğinde cephenin ana yapısı tamamlanmış olmaktadır. Bu durum da Projenin dış mekandan algısını güçlendirilerek; gelişigüzel oluşum yerine plan-cephe ilişkisinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bir yapı ortaya çıkarmıştır.

Modüllerin ıslak hacimlerinin tamamı iç koridor cephesine verilerek, Tüm modüller ve içerisindeki her oda 4 ana cephemize bakacak ve dairelerin hiçbiri birbirini görmeyecek şekilde planlama yapılmıştır. Her kat planında değişken olan daire yerleşimleri sebebiyle oluşabilecek, Tesisat şaftlarının yerleşim problemi de her katta daire giriş koridorlarında yer alan ve tüm iç koridor boyunca devam eden 80 cm’lik şaft planlamasıyla çözüme ulaştırılarak, bina konforu ve direk ulaşım sağlanmıştır.

Ayrıca iki hat olarak belirlenen kat hollerini cepheye bağlayarak; tüm kat hollerine ışık girişi sağlanarak, daha konforlu ve direk temiz hava girişi olan bağlantı koridorları oluşturulmuştur.

Bina genel parsel eğimi sebebiyle ortaya çıkan kot farkı bahçede teraslama yapılarak çözülmüştür. Açığa çıkan 1. bodrum katımızda da kapalı havuz, Spa-Fitness gibi sosyal alanların ışık alması sağlanmıştır. Ayrıca 1.bodrum kattan direk irtibatlı arka bahçe açık havuz ve spor alanları planlanarak kullanıcının kapalı ve açık sosyal aktivite alanları birbiriyle bağlanarak güçlendirilmiştir.

"Aralıktan Bakmak: Meşrutiyet Caddesi’nden Bir Kesit" Sergisi Tasarımı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Dilara Tekin Gezginti,Eda Özgener Semerci
Mimarlık Ofisi : Atölye Mil

"Aralıktan Bakmak: Meşrutiyet Caddesi’nden Bir Kesit”, Atölye Mil’in teklifi üzerine İstanbul Araştırmaları Enstitüsünde hayata geçen bir araştırma ve sergi projesi.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Proje; araştırma, kürasyon, sergi tasarımı ve grafik tasarım süreçlerini üstlendiğimiz ve serginin uygulamasını yönettiğimiz kapsamlı bir sergi süreci olarak özetlenebilir.

Sergideki anlatıyı nasıl mekânsallaştırdığımızı anlatabilmek için, öncelikle serginin genel çerçevesini açıklayarak başlamak yerinde olur. On dokuzuncu yüzyıl sonundaki isimleriyle Rossolimo Apartmanı-Bristol Otel binaları aralığı, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü-Pera Müzesi aralığına evrilirken, bu dönüşümün kent ve kentli üzerinde nasıl bir yansıma ürettiğini araştırdık. Meşrutiyet Caddesi’nden zamanda ve mekânda bir kesit alma aracılığıyla, aralığı referans olarak kullanarak Pera’nın bütününe dair bir çıkarım yapmak mümkün oldu.

“Dönüşüm” konusunun serginin temel meselesi olduğunu söyleyebiliriz. Pera bölgesinin dönüşümünü ve bu dönüşümün katmanlarını araştırırken kullandığımız birincil araç ise mekâna bakmak oldu. Sadece bir tarih incelemesi üzerinden ilerlemek yerine; dönemin kentsel ve politik arka planını, sosyal ortamını ve gündelik hayatın dinamiklerini mekân üzerinden okumaya çalıştık. Tüm bu değişkenlerin ve mekânın birbirini yeniden ve yeniden dönüştürdüğü bir dönemde, İstanbul’daki dönüşümün kalbinde yer alan Pera, o dönem hiç bitmeyen bir “oluş” halinde.

Biz, sergiyi tüm bu katmanların üstüne kurmaya çalıştık. Giriş holünde yer alan, farklı ölçekte bilgi-görsel-detay barındıran tüller, birbiri üzerine binerek, aynı katmanlaşmayı fizikselleştirmeye çalışıyor. İçinden geçilmesine imkân tanıyarak ziyaretçiye sembolik bir deneyim sunuyor: katmanların içinde olmak, aralarında gezmek, parçası olmak. Serginin genel tasarım diline yayılan bu katmanlaşma, kimi zaman bir mobilya çizimi ve bir aynanın üst üste kullanılmasıyla, kimi zaman da orijinal belgeler ve dönemin grafik dilinin süperpoze edilmesiyle ziyaretçiye aktarılıyor.

Mekân odağından okumaya çalıştığımız bir dönüşüm hikayesinin, ziyaretçiye bir mekânsal deneyim vaat etmesi çok önemsediğimiz bir konuydu. Bu süreçte iki boyuttan, üç boyuta uzanan farklı deneyim seviyeleri ve çeşitlilikleri yaratmayı hedefledik. Örneğin, Pera Palas Oteli’nin bir oda fotoğrafını kullanarak, o mekânı 1:1 ölçekte deneyimlenebilir, içine girilebilir ve fakat hala iki boyutlu kalan bir hale getirdik: duvar kağıdının tekrar eden biçimsel örüntüsü, mobilya detayları, bu iki boyut altında yeni bir deneyim üretti.

Aynı mekânsal üretim arayışının devamında, üç boyutlu bir deneyim üretmek istediğimiz noktada sürece APOLLO Digital & Architecture dahil oldu. “Pera Müzesi, bundan 129 yıl önce Bristol Hotel olarak inşa edildiğinde, içinde gezinmek nasıl olurdu?” sorusunu ziyaretçinin deneyimine açmak üzere VR teknolojisinden destek alındı. Bristol Otel’in teknik çizimlerinden, dönem otellerinin iç mekân fotoğraflarından ve anlatılardan referansla her bir detayı kurgulanmış olan bu sanal mekân; içerdiği tüm form, malzeme, renk ve doku detaylarıyla dönem otellerinin bir yansımasını deneyime açıyor.

Anlam ve deneyim inşa etmek, üzerine çokça düşündüğümüz ve pratiğimizde büyük alan ayırdığımız bir konu; özellikle sergi süreçlerini, bu noktada önemli buluyoruz. Kürasyon ve sergi tasarımı aracılığıyla iki farklı bölgede ve seviyede anlam inşasından söz etmek mümkün. Son üretimlerimizden biri olan “Aralıktan Bakmak Meşrutiyet Caddesi’nden Bir Kesit” sergisinde, soyut bir fikirden deneyimlenebilir bir mekâna evrilen “serginin fizikselleşmesi” süreci boyunca, sergi tasarımının nasıl çalıştığını, mekânı nasıl kurduğunu incelemek heyecan vericiydi.

Sergi metnini buradan inceleyebilirsiniz.

Arden Medikal Fabrika

$
0
0

Tasarım Ekibi : Gül Güven,Fatih Erduman,Ceren Demircan,İrem Kılıç,Gamze Güven
Mimarlık Ofisi : VEN Mimarlık

Ankara’da, ortopedi ve rehabilitasyon ürünleri üreticisi olarak Arden Medikal, kendi markası olan Orthocare ile üretim yapmaktadır.

Bir sanayi sitesinde yer alan tesiste güney cephede peyzaj, karşılama alanı ve yönetim; kuzey cephede ise servis ve üretim alanları çözülmüş. Yapı tasarımında öncelikle endüstriyi oluşturan, malzeme üretim alanı, yönetim alanı, sosyal alanlar, servis hacimleri, alt yapı ve donanım alanları gibi temel üniteler aralarındaki ilişki etüt edilmiş ve birincil olarak işlev akış şeması çözülmüş. Fabrikanın alt zemin katında metal ve ahşap atölyeleri ile lojistiğe hizmet veren mahaller yer alırken üst zemin katında örme ve dikiş atölyeleri ile kalite kontrol mahalleri konumlandırılmış. İdari ofis ise birinci katta yer alır. Yapının ikinci etabı olma olasılığı yani ileri tarihlerde gelişme ve büyüme olanakları da projenin ilk etabında kurgulanmış.

Yapı kübik basit formuna rağmen kendisini çevreleyen sanayi tesis dokusunda bir röper noktası olarak öne çıkıyor. Tasarımda ana yola göre düşük kotta bulunan arazinin topoğrafyası bir avantaj olarak yorumlanmış ve ön bahçe yol kotunda tesviye edilmemiş. Bunun sonucunda üst zemin kat yola köprü ile bağlanmış ve alt zemin kat, kuzey cephede olduğu gibi, güney cephede de bahçeye açılabilmiş. Buraya cephe veren sosyal koridor ve yemekhanenin önündeki geniş peyzaj alanında biyolojik bir gölet kurgulanmış ancak henüz yapımı tamamlanmamış.

Tasarım sürecinde endüstriyel tesiste çalışanlar için motivasyonu arttıracak huzurlu ve aydınlık alanlar yaratılması önemsenmiş. Gün ışığı ile de aydınlanan atölyelerde uzak dağların manzarasını yakalayan pencereler maksimum boyutlarına ulaşır. 

Cephede endüstriyel bir ürün olan tuğlanın karakteristik yapısı baskın. Köprü ve teraslarda genleştirilmiş metal yüzeyler tuğlaya eşlik ediyor. İç mekanda ise tavanlar ve kolonlar brüt beton bırakılmış. Döşemeler ve merdivenler, ortak hollerde, epoksi; atölyelerde ise yüzeyi sertleştirilmiş yalın betondur. Fabrikanın ilk karşılama alanı olan yüksek lobide ise cephedeki tuğla iç mekanda bir motif öğe olarak kullanılmış.


Folkart Ardıç Residence

$
0
0

Tasarım Ekibi : Durmuş Dilekci
Mimarlık Ofisi : Dilekci Mimarlık (DDA)

DİLEKCİ Mimarlık tarafından tasarlanan Ardıç Residence projesi, Çeşme Ardıç bölgesinde yer alıyor.

Tasarım yaklaşımı, arsa içinde yer alan ardıç ağaçlarının etrafında şekillenmiştir. Yapı kütlesinin ortasında kalan ağaçlar korunarak yapı, kütlesel olarak parçalanmıştır. Bu parçalanma mimari planlama kurgusunda da kullanılmıştır. Mimari tasarımın önemli enstrümanlarından olan akışkan teras formları ardıç ağaçlarının siluette taradıkları izler temel olarak kurgulanmıştır. Aynı zamanda teras tasarımları katları birbirinden kopartarak doğrudan deniz üstünde konumlanmışçasına bir bakış vermektedir. Terasların geometrisi 3D programlar aracılığıyla üretilmiş GFRC panellerden oluşmaktadır.  

Aryom Koru Residence Gaziemir

$
0
0


Mimarlık Ofisi : Tres Mimarlık

Projenin az katlı yerleşim planı yapının yatay hatlarıyla birlikte kırsal yaşantıyı canlı tutmayı amaçlar.

Açık ve kapalı havuzlar, sosyal tesis ve mimariyi yerelle bütünleştiren peyzaj ile devam eder. Arsa kotlarını kullanarak katmanlaşan yapı bu karakteri vurgulayarak sürdürür. Bahçeli zemin katlar ve geniş balkonlarıyla yerelliği pekiştirir. Cephede kullanılan paravanlar ile oluşturulan çok katmanlı yapı, dairelere ait açık ve yarı açık alanlarda mahremiyet, ferahlık ve gün ışığını yönetir. Yapının katları boyunca devam eden 40 santimetrelik çıkma ile derinlik artar, yataylık güçlenir ve üzerine yerleştirilen bitkilerle peyzaj mimariyle bütünleşir. Biçimsel nitelikler kullanılan doğal taş ve ahşap malzemelerle birlikte özgün bir dil oluşturur. Proje ayrıca 2017 senesinde Sign of The City Awards’da Türkiye’nin En İyi Konut Projesi ödülünü almıştır.

Aşhan Ofis

$
0
0

Tasarım Ekibi : Gönül Ardal,Yelin Evcen
Mimarlık Ofisi : Gönye Proje Tasarım

İstanbul Maslak’ta bulunan dikdörtgen planlamaya sahip tek katlı yönetim ofisi, şirket merkezi olarak kullanılmak üzere tasarlandı.

Ofislerini İstanbul’un daha merkezi bir konumuna taşımak isteyen şirket yöneticileri çalışma arkadaşları ile birlikte iş yaşamını daha keyifli ve verimli hale getirecek bir ofiste çalışmayı hedefledi. Şirket sahiplerinin özel misafirlerini ağırlayabilecekleri VIP alanların da tasarlandığı ofiste konfor ve gün ışığının maksimum seviyede kullanılması tasarım sürecinin önemli kriterleriydi.

Ofisin giriş karşılama alanına planlama olarak açı verilerek, sirkülasyon alanlarına ve ofisin ortasında bulunan çalışma alanlarına maksimum seviyede gün ışığı alınması düşünüldü. VIP alanı ile çalışma alanları ahşap dikmeli şeffaf bir cam seperatör tasarımı ile birbirinden ayrıldı. Ekibin dinlenme ve serbest çalışma alanı olarak da düşünülerek tasarlanan bu bar alanı aynı zamanda iki mekanı şeffaf bir şekilde birbirinden ayırdı.

Projede, zeminde kullanılan mat yüzeyli koyu renk doğal taş, zeminde yer yer lamine ahşap parke ile duvarlarda ise koyu cilalı ahşap kaplama ve özel dokudaki duvar kağıtları ile buluşturuldu. Koyu rengin etkisini zeminde ve duvarda kullanılan özel aydınlatmalar vurgularken, yer yer kullanılan ışıklı ve özel damarlı açık renk doğal taş malzemeler ile sakin ve uyumlu bir ofis ortamı sağlandı. Çalışma ortamının ferah olmasını sağlayan yüksekliği kullanmak amacıyla tüm mekanik tesisatlar sirkülasyon alanlarında çözüldü. Yönetici odalarındaki ahşap tavan tasarımı, duvardaki kaplamalarla buluşturuldu ve bu sayede mekanik tesisatlar için daha geniş bir alan oluşturuldu.

Açık ofis alanlarında kullanılan firmanın kurumsal rengi olan turuncu rengin etkisi ile daha enerjik bir atmosfer yaratılması hedeflendi.

Asma Kat Pergola ve Açık Çalışma Alanları

$
0
0

Tasarım Ekibi : Bahar Adlı,Burcu Albayrak,Deniz Sinem Oğus,Derya Han,Elif Şevval Yılmaz,Fatma Kevser Aksoy,Gizem Eryılmaz,Hilal Güney,Irmak Yelok,Kaan Berk Kaya,Mehmet Berkay Erbaşı,Mustafa Güney,Neslihan Bıyıklı,Selahattin Biberoğlu,Selen Ağaoğlu,Zeynep Çifcibaşı
Mimarlık Ofisi : MEF Üniversitesi, Tasarla ve Yap! Stüdyosu

Asma Kat Pergola ve Açık Çalışma Alanları projesi, MEF Üniversitesi, Tasarla ve Yap! Stüdyosu kapsamında Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğrencileri tarafından 26 Haziran - 30 Temmuz 2019 tarihleri arasında tasarlanarak uygulandı.

Asma Kat, çevresinde kalan her şeyle arasında bir şeffaflık tanımlamakta. Tek bakışımızda birkaç kareye sığıyor her şey adeta. Basit bir dolaşımı, etkileyici (kullanışlı) ve sade mekânları gösterir nitelikte. Yatay düzlemde konumlanan platformların oluşturmuş olduğu farklı mekansal ve zamansal deneyim zenginliği kolayca hissedilmekte. Mekan kurgusu ve farklı işlevlere sahip platformlar ile bağlam ve duyular arasında bir bağ kurmayı amaçlayan projenin esas vurgulamak istediği; aynı mekanın farklı amaçlar için kullanılmasına imkan vermesidir. Böylelikle Asma Kat; kullanıcılar arasında rastlantısal etkileşimler oluşturarak anı yaşamamızı sağlamaktadır.

Çevresini ve doğayı daha iyi algılayabilmek adına tasarlanan Asma Katprojesinin en önemli tasarım girdilerinden bir tanesi; konumlandığı arazide bulunmakta olan asmadır. Projedeki düşey strüktürlere tutunarak var olan ’asma’ pergola ile bir bütün olarak algılanmaktadır. Bu sayede asmanın oluşturmuş olduğu ışık ve gölge oyunu, kullanıcılar ile etkileşime geçmesine olanak sağlamıştır. Böylelikle doğanın bir parçası olan asmayı projeye dahil ederek kullanıcılara doğa ve yapı arasında simbiyotik bir yaşantı sunulmuştur.

Atacorner Lüleburgaz

$
0
0

Tasarım Ekibi : Buşra Al
Mimarlık Ofisi : PLUG

Atacorner Lüleburgaz, İstanbul’dan gelen ana arter üzerinde ve mevcut kent dokusunun bitiminde yer almaktadır.

Kent için eşik niteliğinde olan alanda hem anayol üzerinden hem de dokudan 10 ile 25 m arasında değişen çekme mesafelerinden sonra yapı yerleşmektedir. Bu durum ilk bakışta yapıya erişimde bir engel gibi görünse de bu geri çekme alanının meydan olarak düzenlenmesi sonucunda önemli bir kent boşluğu üretilmiştir.

Ticaret ve alışveriş fonksiyonları, yapının açık planlı ve avlulu tasarımıyla kente dahil olan ve kent dokusunun uzantısı olarak çalışan bir yapı ile çözümlenmiştir. Böylece bilindik anlamdaki güvenlikli sınırlardan geçilen, kentten kopuk duvarlaşmış bir ticaret mekanı değil bir kent parçası üretilmek istenmiştir.

Ön giriş meydanının uzantısı olarak tasarlanan avlu, parçalı dükkanlar tarafından çevrelenmektedir. Avlu etrafındaki yapılar dört yönden gelen giriş aksları ile bölünmektedir. Ana 4 kütle de kendi içerisinde mevcut yapı ölçeğini yakalayacak şekilde dükkan birimlerine bölümlenmektedirler. Böylece yapı içerisine yerleştiği kent dokusunun ölçeğini yakalamakta hem de mevcut doku ile arasında kamusal bir arakesit oluşturmaktadır.

Çekme mesafelerinden ötürü meydanın gerisinde kalan yapı meydanı da saran bir saçak öğesiyle görünürlüğünü arttırmaktadır. Ön meydanda bir totem ile başlayan saçak yapı boyunca sürekliliğini koruyarak bir iz oluşturmaktadır. Saçak hem bir işaret değeri taşımakta hem de açık avlunun çeperinde korunaklı bir gezinti rotası tariflemektedir.

Geçirgen zemin planimetrisi, üst katlarda birbirinden farklı tipolojilerideki kütlelerle tamamlanmaktadır. 4 farklı tipolojideki dükkan cepheleri yapının çeşitliliğini sağlamak üzere kurgulanmıştır.

Avend Çayyolu

$
0
0

Tasarım Ekibi : Orçun Ersan,Nilgün Deniz,Uğur Furtuna,Gerta Ajazi
Mimarlık Ofisi : ACE Mimarlık

Avend Çayyolu Ankara’nın kalbinde yer alan bir karma kullanım projesidir.

Çevre siluetini, yaşam biçimini ve kullanım ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, küçük minimalist bir daireyi ve daha büyük geleneksel aile evini, ofis alanlarını ve cadde mağazalarını bir araya getiren doğrusal ve kompakt tasarım prensiplerine sahip bir projedir. Böylelikle şehir sakinlerine, bu bloklar arasında oluşturulan kentsel alanı doğrudan izleyen alçak blok ile doğrudan Ankara şehir manzarasına sahip yüksek blokta yaşam arasında seçme fırsatı sunuyor.

Ankara’da iki farklı parselin master planının tasarımına başladığımızda sahip olduğumuz esas amaç, bu parselleri tek parça olarak kabul ederek iki blok arasında, sakinlere ihtiyaçları olan sosyal donatılara erişim fırsatı verecek bir kentsel alan ortaya çıkartmaktır.

Değişen kullanıcı taleplerine cevap verebilmek için Avend Çayyolu, 1+1’den 1+5 dublekse kadar daire çeşitliliği sunmaktadır. 1+1 ve 2+1 gibi küçük ölçekli daireler alçak blokta yer alırken, 4+1 ve 5+1 daireler yüksek blokta yer almaktadır. Projede, sakinlere ve şehre hizmet veren çok sayıda ofis alanı ve ticari birimler bulunmaktadır.

Konut birimlerinin rekreasyon alanı, ticari dükkanların önündeki açık alandan farklı seviyelerde kalarak mahremiyetini korumaktadır. Avend Çayyolu, konutlar için kapalı, misafirler için açık otopark alanları ve ticari birimleri, sosyal alanlar ve dinlenme alanları gibi çeşitli imkanlarla donatılmıştır.

Mi’marin Ayayayorgi Evleri

$
0
0

Tasarım Ekibi : Durmuş Dilekci
Mimarlık Ofisi : Dilekci Mimarlık (DDA)

Ayayorgi Evleri projesi, Çeşme Dalyan Yolu üzerinde, denizden 800 metre içeride müstakil parselleri üzerine inşa edilmiş 20 adet müstakil evden oluşur.

Tasarım yaklaşımı olarak, iç-dış geçirgenliği yüksek, içeride ve dışarıda farklı alan kullanım imkanı sunan, dinamik ve zengin mekan algısı yaratılmak hedeflenmiştir. Proje imarın dayattığı tipolojik benzeşen yapı dili, birbirinin üstüne kayan plaklar, dışa ve içe doğru hareket eden duvar panelleri ile bozuma uğratılmaya çalışılmıştır. Bu kayan ve hareket eden düzlemler yapısının sınırlarını ve dayatılmış imar geometrisinin konturlarını bulanıklaştırmaktadır.Az malzeme ile elde edilen kütle etkisi ve eksiz birleşim detayları ile tasarımın omurgasını oluşturmaktadır. 


Aydos Country

$
0
0


Mimarlık Ofisi : Tres Mimarlık

Sancaktepe Aydos Ormanı’nın kenarına konumlanmış olan bu proje, doğa ile mahalleyi harmanlayarak kullanıcılarına kent hayatından uzaklaşıp İstanbul’un doğal güzelliklerinin keyfini çıkarma fırsatı veriyor.

Kolektif yaşam fikri üzerinden yola çıkan proje, 50,100 m²''''''''lik alanında içerdiği 4 ayrı mahallede ortak alanlara vurgu yapmaktadır. Proje 1+1, 2+1, 3+1 ve 4+1 daire tiplerinden oluşmaktadır. 900 daire bulunan proje 29 blok içermektedir.

B Evi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Feza Koca,Vildan Tunalı,Erhan Şahinkoç
Mimarlık Ofisi : Elips Tasarım Mimarlık

Konya’da bulunan villa Elips Tasarım Mimarlık tarafından tasarlandı ve 2019 yılında inşa edildi.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

B Evi tasarımında Konya şehrini ve Mevlana’yı özümseyerek, ev sahiplerinin yaşamlarına anlam ve rahatlık katmak amacı ile modern ve geleneksel öğeleri birleştirmek amaçlanmış. Mevlana’nın, “Ne olursan ol yine gel.” çağrısından ve “Her farklının içinde bir benzer bulunabilir.” düşünce biçiminden ilham alınmış. Konya şehrinin; yaşamı ve evreni devamlı bir gelişim, değişim ve yenilik içinde görmesiyle oluşan kimliği de bu düşünceyi destekler nitelikte.

Tarihi Konya şehrindeki günümüz modernizmi, B Evi’nin mimari tasarımındaki yalınlık ve sadelikle kendini göstermekte iken; mobilya seçimlerinde daha geleneksel çizgiler yer alıyor.

Tasarımın yanı sıra teknoloji de B Evi’nde kendini gösteriyor, projedeki tüm elektrik ve mekanik sistemlerin işleyişi akıllı ev sistemleri kontrolünde sağlanmış. Yapıda, cephe ve camlarda ısı yalıtımı yüksek malzemeler tercih edilirken, tüm aydınlatmalarda LED sistem kullanılmış; böylelikle enerji tüketiminin az olması hedeflenmiş. İnce işlerde ise mermer, lamine parke, ahşap, duvar kâğıdı ve boya kullanımı ön plana çıkıyor.

B Evi tasarımının en önemli ilhamlarından biri olan doğa, yapıda oluşturulan akslar ve şeffaflıklarla evin içine davet edilirken; mekânda kullanılan açık tonlar, kullanıcının iç huzurunu yakalaması noktasında önemli bir başlangıç noktası oluşturuyor.

BAŞAR Technologies Fabrika Yönetim Ofisi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Aykut Mete,Numan Zülfikar
Mimarlık Ofisi : Team Proje Mimarlık

Kalıp, makine parkur, paketleme ve dizme gibi konularda robotik tasarım ve üretim hizmeti veren Başar Tecnologies''''''''''''''''in Trakya Serbest Bölgesi''''''''''''''''ndeki fabrikalarının yönetim ofisinin cephe ve iç mimari tasarımı TEAM Proje Mimarlık tarafından yapıldı.

Giriş cephesi için tasarlanan saçağının katmanlı yapısı ve bulunduğu alana aykırı tasarım anlayışı, firmanın sahip olduğu çoklu yapı ve teknolojisini vurgulamayı amaçlıyor. Giriş alanı ve yönetim katına, geometrik izler cephe iç mekana taşınırken, yansıyan yüzeyler ile mekan sınırları kırılmaya çalışılmış.

Başar Teknoloji projesi tasarım kurgusunda mekan öncelikli belirleyici olmuş. En-boy oranına göre yüksekliğin az olması tasarımcıları yansıyan yüzeyler ile hacim algısını kırmaya yönlendirmiş. Mekanın, tasarımı bu kadar meşgul etmesinden dolayı, firmanın kimliğini ve firma adına oluşturulmak istenen hikayeyi anlatmak için sanat işleri öne plana çıkarılmış. Konsept projeden başlayarak uygulama süreci ile resim, heykel ve yerleştirme çalışmaları belirlenmiş. Firmanın teknolojik alt yapısına gönderme yapmak için eski floppy disklerden kurgulanmış tabloları kullanılmış. Firmanın makine kullanımı vurgulamak için ise hareketli bir çark sistemi tasarlanmış. Yapılan üretimin karmaşık yapısının soyut ama güçlü anlatımı için de parametrik bir yerleştirme, ofis içinde taratılan iç bahçe için metal kuşlardan oluşan yerleştirme, yemekhane için duvar yerleştirmeleri, yönetici odası için yağlı boya tablo ile heykel çalışmaları gibi birçok sanatsal çalışmaya yer verilmiş.

Kaş Bayındır Evi

$
0
0

Tasarım Ekibi : İlgi Karaaslan,Mert Ayaroğlu
Mimarlık Ofisi : Studio İM Mimarlık

Antalya’nın Kaş ilçesinin 8 km dışındaki Bayındır Köyü’nde yer alan yapı; alışılmış yazlık konut yaklaşımından farklı olarak yıl boyu kullanıma uygun olacak şekilde planlanmıştır.

Kaş merkezinde turizm tesislerinin oluşturduğu yoğun yapılaşmanın aksine çevre köylerde ortaya çıkan düşük yoğunluklu ve nitelikli mimari üretim, bu yapı için de belirleyici olmuştur.

Antik Likya Yolu’nun bir koluna komşu olan arazinin eğimli yapısı ve alandaki mevcut badem ağaçlarına göre verilen yerleşim kararı ile yapı, alanın içerisinde neredeyse kaybolmakta ve arazinin yeşil dokusu ön plana çıkmaktadır.

Ana tasarım yaklaşımı; basit geometrik kurgunun doğal eğim ile uyumlu şekilde planlanması ve yapının çevre dostu özelliklerinin ön plana çıkartılması şeklinde özetlenebilir. Kayalık zemin yapısı ve doğal eğim dikkate alınarak, doğal eğime oturan ve zemine en az düzeyde müdahale gerektiren bir yerleşim tercih edilmiştir.

Gerek kullanıcı ihtiyaçları gerekse arazi özellikleri düşünülerek yapının ayak izi olabilecek en düşük büyüklükte tutulmuştur. Alt ve üst kotların birbirinden bağımsız yapısı kullanımda esnekliği beraberinde getirmektedir. 50m²’lik taban alanı üzerinde planlanmış konutun giriş katı iki yatak odası ve bir yaşam alanından oluşmaktadır. Yatak odalarından biri, kat yüksekliği de kullanılarak +2.40m kotuna yerleştirilmiş ve açık yapısı ile hem mekan bütünlüğü sağlanmış hem de ihtiyaç duyulan ek kullanım alanı yaratılmıştır. Bahçe katında ise bir yatak odası ve bir yaşam alanı oluşturulmuş, ayrıca kayalık zemin içerisine gömülen ek hacimlerde de depolama alanları ve teknik mahaller çözülmüştür.

Yapının Doğu-Batı aksında uzunlamasına yerleşimi ve Güney-Batı cephelerindeki az miktardaki cephe açıklığı ile, iç mekan sert yaz güneşinden korunmakta ve aşırı ısınmanın önüne geçilmektedir. Yapının Batıya bakan giriş cephesi neredeyse kapalı yapısıyla sert Batı güneşinden korunmaktadır. Güney cephede arazide yer alan mevcut ağaç dokusu dikkate alınarak gölgelenme sağlanan alanlarda cephe açıklıkları bırakılmıştır. Doğu ve Kuzey cepheler ise olabildiğince şeffaf planlanarak manzaraya yönelim ve doğal ışık kullanımı en üst düzeye çıkartılmıştır.

Çatıdaki asimetrik kırık ile Güneye bakan yüzey alanı artırılmış, bu sayede PV paneller ve Solar Termal paneller için daha fazla alan ve doğru yerleşim açısı elde edilmiştir. Kütlede vurgulanan bu üçgen form aynı zamanda Likya bölgesinde sıkça görülen antik mezar lahitlerinin geometrik yapısına güncel bir gönderme olarak da düşünülebilir.

Fonksiyonel ihtiyaçların yanı sıra kullanım sürecinde çevresel etkinin en az düzeye indirilmesi ve karbon ayak izinin olabildiğince düşük tutulması da önemli bir tasarım kriteri olmuştur. Yapının iç mekan konforunu artıran, aynı zamanda da enerji verimli şekilde kullanılabilmesini sağlayan çevre dostu tasarım özellikleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

  • Minimum yapı ayak izi ve zemin hafriyatı
  • Artırılmış ısı yalıtımı
  • PV paneller ile yerinde elektrik üretimi
  • Solar termal sistem ile kullanım sıcak suyu üretimi
  • En iyileştirilmiş yönelim
  • Yüksek iç mekan yapısı ve çatı açıklıkları ile sağlanan verimli doğal havalandırma
  • Çatı ve terastaki yağmur suyunun ve ayrıca geniş kaya yüzeyleri sayesinde arazideki zemin suyunun toplanarak doğal sarnıçta depolanması
  • Yerel bitki türlerinin seçimi ile peyzaj sulaması ihtiyacının azaltılması
  • Hava kaynaklı ısı pompası ve döşemeden ısıtma sistemi ile ileriye dönük enerji verimli ısıtma sistemi altyapısının sağlanmış olması

Beysu Vera Villaları

$
0
0

Tasarım Ekibi : Orçun Ersan,Nilgün Deniz,Uğur Furtuna,Gerta Ajazi,Elif Mahya Nebiler
Mimarlık Ofisi : ACE Mimarlık

Beysu Vera Villaları, 13 adet dubleks villadan oluşmakta olup, konutlar birbirine bodrum katta kapalı otopark ile bağlanmıştır.

Konut, gündelik olanın dışında yaşamın en kayda değer anlarına sahne alan anılarımızın belki de en kıymetlilerinin fonunu ve zeminini oluşturan mekandır. Villa ise modern insanın koşuşturması içinde yeni bir olasılık sunar. Apartman yaşantısından farklı olarak, bir yandan müstakil bir yandan da mahremiyete saygılı bir komşuluk barındırır. Proje tasarımında bu komşuluk ilişkisini sağlayabilmek önemli bir tasarım kriteri olmuştur. 

Apartman yaşantısından farklı olarak kullanıcılarının villa yaşantısını tercih etmedeki en önemli özelliği dış mekanla kurulabilen doğrudan ilişkidir. Bu nedenle tasarımda iç ve dış mekan arasında nitelikli bir bağlantı kurabilmek önemli bir kriter olarak belirlenmiştir.

Proje, sunduğu mekansal konforun ve kişiye özel olmanın dış mekan kullanımında farklılaşmış yani özel bir bahçe yaşantısı sunmaktadır. Yeşille doğrudan temas etme imkanı veren peyzajın yapı ile bütünleştiği bir deneyim sunan projede, bahçeler peyzaj elemanlarıyla özelleştirilirken eğimin peyzajla bütünleştirildiği ortak alanla da yine ikiye ayrılan bir yerleşim tasarlanmıştır. Bu ortak peyzaj alanı ise dış mekan kullanımı bir yandan mahremiyete saygılı olurken bir yandan da kullanıcıları buluşturan ortak bir mekan olarak kurgulanmıştır.

Viewing all 1955 articles
Browse latest View live