Quantcast
Channel: Arkitera Mimarlık Merkezi - Proje
Viewing all 1955 articles
Browse latest View live

Anabilim Anaokulu Cephe ve İç Mekan Tasarımı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Merve Aksoy,Eray Aksoy,Meriç Hepsağ
Mimarlık Ofisi : Mürekkep Tasarım Atölyesi

Anabilim Okulları için Çekmeköy’deki toplam 1.200 m2''''lik sınıflar ve yemekhane bölümünün iç mimari tasarımının yanı sıra binanın dış cephe konsept tasarımı da Mürekkep Tasarım Atölyesi tarafından 2017 yılında tamamlanmıştır.

Özel ve kapsamlı bir okul öncesi eğitimi veren kurumun konsept porjesi tasarlanırken, çocukların mekanların çeşitli bölgelerinde kendilerine oyunlar yaratabileceği, hayalgücünü tetikleyen alanlar düşünüldü. Renkler ve grafik öğeler ile eğlenceli mekanlar oluşturuldu. Çocuk gelişimini merkez alan bir tasarım süreci geçirildi.


Bentek Audio

$
0
0

Tasarım Ekibi : Merve Aksoy,Eray Aksoy,Meriç Hepsağ
Mimarlık Ofisi : Mürekkep Tasarım Atölyesi

Bentek Audio’nun üst segment müşterileri için, farklı ses sistemleri ile müzik dinleme deneyimi sunma isteği üzerine ortaya çıkan showroom tasarımı, modern çizgisi ve malzeme seçimleri ile kaliteli bir mekan sunuyor.

Mekan, istenildiğinde bölücü paneller ile üç ayrı müzik dinleme alanına dönüşüyor. Farklı müzik sistemlerini dinlemek için, zemindeki dönen mekanizma, farklı hoparlör setuplarına doğru otomatik olarak yönlenebiliyor. Otomasyon sistemi ile tamamen kontrol edilebilen showroom, modern çizgisinin yanısıra doğal, detaylı ve işçilikli hareketli mobilya seçimleri ile zengin bir mekan algısı oluşturuyor.

FREEGARDEN Konsept Projesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Merve Aksoy,Eray Aksoy,Meriç Hepsağ
Mimarlık Ofisi : Mürekkep Tasarım Atölyesi

Konsept tasarımı Mürekkep Tasarım Atölyesi tarafından yapılan ve ŞAT Mimarlık tarafından uygulanan proje doğal malzeme seçimleri, geniş veranda alanları, organik bahçe ve havuz fikirleri ile doğaya yaklaşıyor.

Polonezköy’de inşa edilen proje 22 villadan oluşuyor. On dönümlük bir alan üzerinde dört ayrı kota oturtulmuş yaşam alanları ve sosyal alanlarıyla doğa içerisinde şehir konforu sunuyor.

TEB–Gayrettepe Yemekhane Katı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Merve Aksoy,Eray Aksoy,Meriç Hepsağ
Mimarlık Ofisi : Mürekkep Tasarım Atölyesi

TEB–Gayrettepe binası için tasarlanan yemekhane katının konsept projesi Mürekkep Tasarım Atölyesi tarafından hazırlanmıştır.

Vitali Emaar Mağazası

$
0
0

Tasarım Ekibi : Merve Aksoy,Eray Aksoy,Meriç Hepsağ
Mimarlık Ofisi : Mürekkep Tasarım Atölyesi

Emaar Square Mall da bulunan Vitali projesinin iç mimari tasarımı ve marka-kimlik çalışmaları Mürekkep Tasarım Atölyesi tarafından 2018 yılında tamamlanmıştır.

Vitali, kişiye özel uygulaması ile üst segment müşteriye hitap eden bir erkek giyim markası. Kişiye içeri adım attığı andan itibaren kendisini özel ve ayrıcalıklı hissettiren, malzeme kullanımı ve atmosferik aydınlatma tasarımı ile lüks hissini kullanıcıya yaşatan bir mekan.

1. Ödül, YAC 2019 - Sport Citadel Competition

$
0
0

Tasarım Ekibi : İpek Baycan,Şule Ertürk Gaucher,Nergis Kahraman,Marco Maria Giudicianni
Mimarlık Ofisi : Slash Architects

SLASH Architects tarafından tasarlanan "Ring it Up!" isimli projenin mimari proje raporu:

Mappano, Italya’nın Turin kentine yakın küçük bir yerleşim olarak kendi kimliğini henüz geliştirememiş bir konumdadır. Tasarımcılar olarak yarışmaya katılım motivasyonumuzu bu yerleşkeyi yeni bir merkez haline getirebilecek spor külliyesi fikrinin dönüştürücü etkisinden aldık. Eskiden bir bataklık olarak uzun yıllarını geçirmiş bölgeye spor, eğitim, kültür ve rekreasyon donatılarını katacak ve yeni yerleşkelerin oluşumunu destekleyecek planlamada yeni bir çekim merkezi yaratmak hedefimizdi.

Sporun bütünleştirici ve güçlü karakteri rekreasyon ve eğlence alanları ile desteklenerek şehri yeniden var edecek, yeni Mappano sakinleri ise kente kimliğini yaşatacak. Mappano’ya yeni bir yaşama biçimi getirecek olan planlama, İtalya’da yeni bir spor merkezi kurgulayacaktır.

Projenin ana omurgalarından biri kompakt donatı alanları ve zonları tanımlamak ve onları bağlayan ringler ile tanımlamak üzerine geliştirildi. Yaya ve araç ulaşımını sağlayan bağlantılar aynı zamanda yürüyüş, koşu ve bisiklet rotalarını da mümkün kılmaktadır.  Bu bağlantı rotaları aynı zamanda yapıların sınırlarını ve formlarını da belirler, başka bir deyişle ulaşılabilirlik planlamanın en temel ilkesidir. Kullanıcı sirkülasyonu büyük bu büyük alanı tanımlamada ve şekillendirmede en önemli rolü oynar.

Yarışmada ele alınan iki farklı bölgenin birleştirilmesinde rekreasyon kuşağı (yeşil kuşak) ve ulaşım kuşağı bütünleştirici bir rol oynar. Arsaların güneyinde yer alan park alanı da yeşil kuşak sayesinde projenin bir parçası haline getirilmiştir. Kompakt bir spor külliyesi planlanırken batıda yer alan arsada yoğun bir biçimde aktiviteler zonlandırılmış (bölgelendirilmiş), doğuda yer alan arsada ise mahremiyete imkan sağlayan fakat kendi içinde yeterli bir yaşam alanı tasarlanmıştır.

Ana kuşaklardan birisi olan araç ulaşım kuşağı, tüm tesislere değer ve her birisi için kısa yoldan ulaşım sağlar. Bu araç yolu boyunca çeperde kurgulanmış araç park alanları Arena bölgesi, Müze bölgesi, spor ve eğitim bölgesi ve Otel bölgesini kullanılabilir kılmaktadır. Her bir bölge ve işleyiş kendi içinde kimliklerine uygun tipolojilerde tasarlanmıştır. Araç kuşağının dış çerçevelediği külliye bölgeleri, kendi içinde yaya ulaşımını ön planda tutan ve olukça ulaşılabilir bir rekreasyon bandı ile birbirine bağlıdırlar. Bu sayede spor külliyesinin ziyaretçi akışı organik bir biçimde sağlanmaktadır.

Arsanın güneyinden mütevellit yeşil kuşak tüm müdahale alanlarının organik bir biçimde birbirine bağlanmasını sağlamaktadır. Proje alanında yer alan yeşil dokunun tamamının korunması projenin ana kabullerinden biri olup, yeşil kuşak ile desteklenmiştir. Kentin kendi gridini feyz alan ve onu dönüştüren akslar ile oluşan yeşil kuşak bandı, kentlinin alana yaya ulaşımını desteklemektedir.

Projede tanımlanan alt ulaşım bantları farklı bölge kimliklerini destekler ve bir arada kurgulamaya yardımcı olur. Yaya ulaşımı için kısa döngüler yaratan kuşaklar zaman zaman köprüleşerek yeşil kuşak ile buluşmaktadır.

Mimarların müdahalesi, insan ölçeğine saygılı ve mevcut doğal elemanları koruyan ve onlar ile uyum içerisinde kurgulanmıştır. Tasarlanan tüm yapıların kendi içlerinde bir stratejisi olup, farklı tipolojilerin karakterleri için önerge niteliğindedir. Bu karakteristik yapıların bulundukları bölgeleri tanımlama ve rekreasyon alanları ile desteklenme özellikleri ön plandadır. Spor, eğitim eğlence ve ticaret donatıları bölgeye dengeli bir şekilde dağıtılmış, alanın kullanımını maksimize eder niteliktedir. Konut bölgeleri merkeze yakın ama yaşayanların mahremiyetini korur şekilde yerleştirilmiştir.

Sava Activities (1. Etap)

$
0
0

Tasarım Ekibi : Zuhal Kol,Carlos Zarco Sanz,Sara Palomar Perez
Mimarlık Ofisi : OpenAct Architecture

2015 yılında düzenlenen Europan 13 - Adaptable City uluslararası yarışmasında birinci ödülü alan, Openact Architecture tarafından tasarlanan proje, Sava Nehri kıyılarını sökülüp-takılabilir bir peyzaj alanına dönüştürüyor.

Tasarımcıları, ilk etabı 2019 yılında uygulanmış olan projeyi anlatıyor: Sava Nehri’ni Zagreb’in günlük yaşamına dahil etmeyi amaçlayan proje, nehir kıyısındaki programların, su üzeri/etrafında değiş-tokuş edilerek kentin farklı alanları arasında sürekli etkileşim ve müzakareyi teşvik ettiği, katılımcı ve esnek bir çerçeve üzerine tasarlanmıştır. Yerleşimi nehir odağında olan diğer Avrupa kentlerinin aksine, Zagreb’in kentsel yapılanması tarihsel olarak Sava’dan uzaklaşma eğilimi ile şekillenmiştir. Tuna Nehri’nin en şiddetli kolu olan Sava Nehri, farklı dönemlerde sel felaketleri ile şehri tahrip etmiş; her ne kadar su setlerinin inşası ile yükselen su seviyesi kontrol altına alınmış olsa da, nehrin kent belleğindeki güçlü ürkütücü imgesi kent hayatının bir parçası olmasına engel olmuştur. Buradan hareketle, proje, Sava kıyılarını kentlilerle tekrar tanıştırmayı ve kente dahil olma potansiyellerini deneyimlemeyi amaçlamaktadır. 7 km uzunluğundaki sel basma bölgesine yayılan proje, kıyı alanını hafif müdahalelerle dönüştürerek, su yükselmesi durumunda sökülme kabiliyetine sahip, farklı programlar ve farklı kombinasyonlar ile kullanıcılar tarafından manipüle edilebilecek 9 aktivatör strüktürü, bu kentsel müzakarenin vasıtası olarak kurgulamıştır. Farklı program ve aktivitelere uyarlanacak şekilde tasarlanmış, çelik iskelelerden oluşan dokuz aktivatör strüktür, nehir kıyısındaki proje sahaları arasında yer değiştirerek sahalar arası etkileşimi sağlamaktadır. Her bir strüktür, küçük değişikliklerle çok sayıda aktiveteye ev sahipliği yapabilmekle birlikte, farklı kümeler şeklinde kombinasyonları ile de sınırsız sayıda etkinlik ve kullanım olanağı yaratmaktadır. Bu bağlamda proje, dinamik öbekler şeklinde tekrar tekrar kurgulanan; nispeten küçük ölçekli, değişken ve uyarlanabilir müdahalelerin, XL kentsel ölçekli senaryolar dahilinde kalıcı kamusal alan üretim etkisini test etmektedir. 2019 Mayıs-Ekim ayları arasında ilk etabının uygulaması tamamlanan proje, Sava kıyısında kentliler tarafından sıklıkla kullanılan köprüler etrafındaki 3 alanda yaz dönemi boyunca çeşitli sportif ve sanatsal kamusal etkinlikler ile kullanıma açılmıştır. Projenin 2024 yılına kadar diğer etapların da uygulamaya geçmesiyle, Sava Nehri kıyısının kentin Doğu-Batı aksında etkin bir kamusal koridora dönüşmesi amaçlanmaktadır. 2020’de gerçekleşecek ikinci etap için çalışmalar devam etmektedir. Bu çalışmalar kapsamında Aralık 2019’da kentlilerin projeye ve inşa edilen ilk etaba yönelik görüşlerini tartışmak, arşivlemek ve katlımcı bir platform oluşturmak amacı ile Zagreb Forum’da yapılacak sergi için de hazırlıklar sürmektedir.

Finalist (Melike Altınışık Architects), The Landmark at Dubai Creek Harbour Design Yarışması

$
0
0

Tasarım Ekibi : Melike Altınışık
Mimarlık Ofisi : Melike Altınışık Architects

MAA, Emaar tarafından Dubai Creek Harbour Bölgesi için açılan uluslararası ’The Landmark Competition’da 100’den fazla ekibin önerilerinin iki aşamalı olarak değerlendirildiği yarışma sonuçlarına göre, ikinci etaba kalan ilk 10 ekipte yer alıyor.

MAA, projeyi anlatıyor:

Mekanların Dokuması

Dokuma, dünyadaki en yaygın geleneksel el sanatlarından biridir. Halı, barınak, sepet, sandık ve çok daha fazlasını yapmak için kullanılmıştır. Binlerce yıldır uygulanmakta olan dokuma sanatının barındırdığı çeşitlilik dikkat çekicidir. Urban Carpet, düğümlenen bir yapısal sistemle mekanı örmek için bu zanaatı mimari ölçeğe taşımaktadır.

Kenti dinamik bir yer olarak ele alan proje, yeni mimari mekan yaklaşımları üretmenin yollarını araştırır.

Projenin öncelikli kaygısı, Dubai Creek Limanı’nın merkezinde, belirlenmiş arazide spekülatif bir şekilde yapısallaşırken mimari ve altyapıyı bir araya getirmektir.

‘İki boyutlu geleneksel desenden, üçüncü boyutta mekanı ve strüktür sistemini örmek…”

İç içe geçen dairesel geometriler, bir araya gelerek kompleks örüntüler oluştururlar. Hep birlikte, boşlukta süzülebilen bir sistem inşa ederler. Bu zarif beyaz doku, kentin yeni bir simgesini biçimlendirmek için meydanın üzerinde yüzen bir örtü misali, kamusal alanları oluşturur. Tasarım, doğal formları kullanarak, yeni bir doğa manzarası oluşturur.

Ziyaretçiler, Urban Carpet içinde, altında ve üstünde zaman geçirirken, kendilerini bu kentsel simgenin bir parçası olarak hissederler. Yapı, organik tasarım dili ile üzerindeki insan dolaşımına uyum sağlar.

Urban Carpet Landmark geçici bir alan, kamusal oturma odası, kentsel odak noktası olarak düşünülmektedir.


Natura Homes Döşemealtı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Fatih Babaoğlu
Mimarlık Ofisi : FTB Mimarlık

Antalya Döşemealtı ilçesinde, 10 adet villadan oluşan proje; FTB Mimarlık tarafından tasarlandı.

Bölge genelinde hakim olan, özelleşme, mahremiyet, tekilleşmiş villa isteği; toplu site ölçeğinde nasıl ele alınabilir ve çözülür problemi tasarımın ana kurgusuna yön vermektedir. Bu doğrultuda, sıkışık bir hacimde ele alınan villaların her biri; arsa parsel sınırından bağımsız, parsel içerisinden ise mahremiyeti gözetecek biçimde kurgulanmıştır.

Tüm villa araç ve yaya girişleri; parsel dışından verilerek, iç kısımda kalan tüm alan sosyal yaşantıya ayrılmıştır.

Parsel, yatayda lineer devam eden bir havuz ile bölünmüş olup, villa yaşam alanları ve terasları bir birini görsel açıdan engellemeyecek biçimde planlanmıştır.

Yaşama alanlarındaki plansal kırılma, cephede bir kütle hareketi sağlayarak, peyzaj düzenlemesinde her bir villa için özel bahçe alanı oluşturmuştur.

Lal Bahçe Başakşehir

$
0
0

Tasarım Ekibi : Fatih Babaoğlu
Mimarlık Ofisi : FTB Mimarlık

İstanbul Başakşehir ilçesinde, tek bloktan oluşan konut projesi, FTB Mimarlık tarafından tasarlandı.

3.620 m2’lik parsel alanında; her katta 3 daire olarak planlanan dikdörtgen kütle, sırtını komşu parselde bulunan okul yapısına vermektedir. Bulunduğu katlarda; 3 daire U formunda birleşmiş ve dikdörtgeni tamamlayan, kalan hacimlerde çekirdek ve servis mekanlarına imkan tanıyan bir forma dönüşmüştür. Böylelikle; dairelerin tüm yaşam alanlarının önde geniş bahçeye açılması sağlanmıştır. Kullanılan malzeme ve cephe karakterinin sadeliği; yapının bulunduğu bölgede farklılaşmasını sağlamıştır.

AND Pastel

$
0
0

Tasarım Ekibi : Gerhard G. Feldmeyer,Buğrahan Şirin,Antonino Vultaggio,Özlem Ünkap İliş,Henrik Schulte,Hann Lee,Sibel Özgenç,Ömer Karaer,Blanca Ulzurrun,Matthias Poen,Volkan Akkoca,Kübra Kaçtıoğlu,Hüseyin Şahin,Friederike Meier,Giorgi Siarov,Alex Dranhengerg,Mark-Andre Herschel
Mimarlık Ofisi : HPP International Turkey

AND Pastel, AND Gayrimenkul tarafından gerçekleştirilen bir proje olarak 2014 senesinde ön planlama çalışmalarına başlandı. 2015 senesinde düzenlenen uluslararası çağrılı yarışmaya beş firma katıldı.

Kapsamlı ve sistematik gerçekleşen bir yarışma sürecinin sonunda HPP Architects’in önerisi başarılı bulundu. Projeye 2016 senesi içerisinde ruhsat alınarak inşaat çalışmaları başladı. Yaklaşık 1.200 konut ünitesi barındıran proje toplamda 250.000 m² civarında bir inşaat alanına sahip.

Yarışmada kabul gören öneri, günümüz İstanbul gerçekliğinde “komşuluk” temasını projenin tasarımına yansıtmıştır. Proje konut sayısı ve içerisinde bulundurduğu donatıları ile ‘’Yeni Nesil Mahalle’’ olarak kurgulanmıştır.Bu kapsamda özellikle blok yerleşimleri, formları ve açık alan kurgusu olarak farklı ve yenilikçi bir öneri geliştirilmiştir. Proje, birbiri ile ilişkili açık alanlar kurgusu ile bir “orta nokta/meydan” olma alışkanlığını kırmıştır. Dört farklı açık alan “yarı avlu” birbiri ile ilişkilendirilerek sürprizlere açık, her daim yeni ilişkilerin kurulabileceği bir yerleşim şemasına ulaşmıştır.

Açık alan kurgusunun farklılığı, her dairenin de kendine özgü özelliklere sahip olmasını sağlamıştır. Böylece proje dahilinde her kesimden ve sosyal gruptan kullanıcıya yönelik alternatifler oluşturulabilmiştir. AND Pastel projesi kendi içerisinde bir mikrokosmos, farklı hayat tarzlarına imkan veren, çeşitliliği zenginlik olarak gören yapıya bürünmüştür. Sosyal imkanları sadece sosyal tesis ile sınırlamayıp, projenin her noktası ulaşılabilir ve kullanılabilir kılınmıştır.

Projedeki açık alanlar bakımı zor ve masraflı bir göl ile değil, kökleri toprağa basan ağaç grupları ile, mini parklar ile doldurulmuştur.  Bu parkın her alanı çocuklar ve yetişkinler için ulaşılır kılınmıştır. Peyzaj alanlarında limitli bir “çocuk oyun alanı” yapmak yerine bütün peyzaj alanları çocuklar için keşfe açık, özelleştirilebilir alanlar olarak planlanmıştır.  ‘’Çocuk Dostu Proje’’ olarak tanımlanan AND Pastel’de sadece dış alanlar değil iç alanlarda da çocukların güvenliği ön planda tutulmuş, hayal güçlerini geliştirecek alanlar tasarlanmıştır.

Peyzaj alanında uygulanan ‘’Açık Hava Oda’’ konsepti ile sosyal yaşamın ortasında mahremiyet sağlayan aktivite odaları tasarlanmıştır.   

Daireler bazında da önemli bir güncelleme, düşük katlı yatay blokların tipolojisinde sağlanmıştır. Bu bloklardaki dairelerin büyük bir kısmı çift cepheli, doğal vantilasyona el veren, geniş balkonlu daireler olarak tasarlanmıştır. Avlularda oluşan yaşam, balkonlar ile ilişkilenebilir ölçekte, komşuluk ve kentlilik temalarına referans verir niteliktedir. Gerek yatay bloklar, gerek ise yüksek katlı blokların plastik etkileri artırılmıştır.

Özellikle kentsel bir obje olarak “şehre ait” binalar olan yüksek katlı bloklar, cam kaplı plaza görünümündeki rezidans bloklarından farklılaşarak her katta balkonu/locası olan, doğal havalanabilir, cephe derinliği olan, bir kulede mümkün olabilecek sıcaklıkta daireler olarak tasarlanmıştır. Yüksek katlı bina cepheleri tasarlanırken kentsel etki en önemli girdi olmuştur.

    Akbank Akademi Yaşam Merkezi

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Cem İlhan,Tülin Hadi,Sezin Beldağ,Hande Sermet Topönder,Özge Evirgen,Saruhan Oflaz,Su Kapkın,İmre Hadi
    Mimarlık Ofisi : TeCe Mimarlık

    TeCe Mimarlık tarafından tasarlanan sosyal tesis yapısı, Akbank Şekerpınar Kampüsü’nde yer alıyor.

    Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

    Halihazırda hizmet eden Akbank Akademi binası ile Veri Merkezi binalarını bütünleyen işlevler barındıran AKBANK Akademi Yaşam Merkezi, aslında bir yapı olmaya çalışmayan, aksine barındırdığı yoğun programı peyzaj içinde kaybederek gizleyen ve ihtiyaç olan aktif yeşil alanı çoğaltan bir yapı kompleksi.

    İşveren’in kent yaşamından uzak bu bölgesinde 2800 kişilik bir kampüsteki yaşamı daha cazip kılmak, çalışanlarının yaşam kalitesini yükseltmek ve yakın çevrede gidermeleri oldukça güç olan spor, kültür, dinlenme, mini market gibi iş aktivitesi dışındaki diğer önemli ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurguladığı program kendini yer altında gizleyen bir mimari ile hayata geçirilmiştir.

    Kapalı alanlar konferans merkezi, seminer salonları, çarşı, fitness merkezi, kafeterya, sosyal yaşam dinlenme mekanları ve 350 araçlık bir kapalı otoparktan oluşmaktadır.  Kampüsteki tüm etkinlikleri bütünleştiren park 17.000 m2’lik açık alana yayılan yeşil alan, açık spor mekanları, hobi bahçeleri ve açık amfisi ile yoğun etkileşimli ve sosyal yaşantıyı zenginleştiren bir unsurdur.

    Konumlandığı kampüs içinde yoğun ihtiyaç duyulan fitness merkezini, konferans ve sergi salonlarını, ortak buluşma mekanlarını, mini çarşı ve kafeterya hacimlerini doğal zeminden hafif bir meyille yükseltilmiş bir yeşil plato altında gizler. Yapının sahip olduğu mimari mekan kurgusu sayesinde barındırdığı yoğun programa karşın her mekan doğal gün ışığına kavuşturulmuştur.

    The Frame / Çerçeve

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Deren Uysal,Selen Özdoğan
    Mimarlık Ofisi : Deren Uysal Architecture

    Deren Uysal ve Selen Özdoğan tarafından tasarlanan, açık hava sinema perdesi ve kıyı mobilyası olarak kullanılan The Frame / Çerçeve, Marmaris ilçe merkezi sahilinde bulunuyor.

    Yerleşimlerin hafızalarında önemli bir yer etmiş açık hava sinemaları özellikle mahalle kültürünün daha belirgin var olduğu yıllarda önemli sosyalleşme ve eğlence mekanlarıydı. Kültürel bir aktivite olarak film izlemenin ötesinde açık hava sinemaları tanımladıkları mekan ile özellikle yaz akşamlarında mahallelerin ortak bahçesi/salonuydu. Sinemada buluşulur, gazozlar eşliğinde sohbetler edilir, yeni insanlarla tanışılır ve aynı zamanda film izlenirdi. “The Frame / Çerçeve” Marmaris’in belleğinde de yer etmiş olan bu kültürel aktiviteyi yeniden canlandırmayı hedefleyen bir sinema perdesi ve aynı zamanda kentliye yeni deneyimler sunmayı amaçlayan bir kıyı mobilyası olarak tasarlandı.

    2019’da beşincisi düzenlenen Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali, kendilerine sunulduğu ilk andan itibaren bu fikri çok benimsediler. Bu süreçte Marmaris Belediyesi de projeyi sahiplenerek uygulamasını üstlendi. Böylelikle yerel aktörlerin iş birliği ile kamusal bir mekan üretilmiş ve “The Frame / Çerçeve” hayata geçmiş oldu.

    “The Frame / Çerçeve” temelde, izleyen özne ile izlenen nesnenin buluştuğu bir ara düzlem olarak tasarlandı. Film gösterimlerinde filmle izleyiciyi, günlük kullanımlarda ise kentliyle kenti buluşturması hedeflendi. Bu temel fikir doğrultusunda, bir kıyı kenti olan Marmaris’in denizle buluştuğu önemli arakesitlerden olan Halk Plajı’nda denize paralel olarak konumlandırıldı.

    Festivalin açık hava gösterimlerine ve olası gösterim etkinliklerine ev sahipliği yapacak olan “The Frame / Çerçeve”, çelik bir çerçeve ve içerisine gerilen yarı geçirgen bir kumaş perdeden oluşacak şekilde ve izleyicilerin hem plaj tarafından hem de deniz tarafından izleyebilecekleri şekilde kurgulandı.

    Günlük kullanımda salt bir çerçeve olarak var olması hedeflenen yapı, kentliyi her an değişen canlı bir manzaraya davet ediyor. Vurguladığı bu manzara vesilesiyle yer ile güçlü bir ilişki kuran çerçeve, bünyesindeki oturma birimi sayesinde kentliye sahnenin içinde yer alma olanağı da sunuyor ve izleyici-film, kentli-manzara, kentli-çerçevede oturan kentli-manzara gibi karşılaşmalar üzerinden çeşitli sorgulamalar doğuruyor.

    Böylelikle “The Frame / Çerçeve” gerek gösterim, gerekse günlük kullanımlarında; çok yönlü, çok boyutlu ve planlanmışların ötesinde, kullanıcı yorumlarına ve rastlantısallıklara açık bir çok deneyime mekansallık sunan kentsel bir unsur niteliği taşıyor.

    Bulunduğu doğal peyzajı ve kullanıcıları da tasarıma aktif olarak dahil ederek, gündelik kullanımda farklı karşılaşmalara ve kullanımlara da zemin hazırlayan “The Frame / Çerçeve”, doğal ve yapay olanın, insan eliyle üretilen bu yapı üzerinden sürekli dönüşerek kullanıcıları için bir keşif durumunda olmasını sağlıyor. Yapımından itibaren planlanan kullanımların yanı sıra, kuşlar, balıkçılar ve deniz severler tarafından sıklıkla kullanıldığı gözlemlenen yapı, kentliyle yeni kurduğu tanışıklığını günden güne ilerletiyor.

    The Conforium Hotel, Cephe ve İç Mekan Tasarımı

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Fatih Babaoğlu
    Mimarlık Ofisi : FTB Mimarlık

    İstanbul Zeytinburnu ilçesinde; ruhsat çizimleri bir başka ofis tarafından hazırlanmış otel projesi; FTB Mimarlık tarafından yeniden ele alınarak planlanmış, cephe ve iç mekanları tasarlanmıştır.

    230 m2’lik parsel alanında, bitişik nizam köşe bina olan yapı; işverenin isteği doğrultusunda, klasik bir takım cephe öğeleri kullanılarak tasarlanmıştır. Proje’nin tüm kurumsal ve grafik çalışmaları FTB Mimarlık tarafından hazırlanmıştır.

    Kredi ve Yurtlar Kurumu Ahmet Cevdet Paşa Yüksek Öğrenim Yurdu

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Fatih Babaoğlu
    Mimarlık Ofisi : FTB Mimarlık

    Kırklareli ilinde, 1500 öğrenci kullanımı için talep edilen yüksek öğrenim devlet yurdu FTB Mimarlık tarafından tasarlandı.

    Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun belirlediği şartname doğrultusunda, minimum maliyette 2 blok olarak tasarlanmıştır.


    Burhaniye’de Butik Otel

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Fatih Babaoğlu
    Mimarlık Ofisi : FTB Mimarlık

    Balıkesir Burhaniye ilçesinde, apart bloklardan oluşan otel projesi, FTB Mimarlık tarafından tasarlandı.

    2.152 m2’lik parsel alanında tasarlanan proje; ana karşılama bloğu ve odaları bağlayan parçalı kütlelerden oluşmaktadır. Üçgen zor parselin maksimum verimlilikle kullanılması ve tüm odaların manzaraya açılması problemlerine cevap aranmıştır. Tüm konsept, ruhsat ve uygulama projeleri FTB Mimarlık tarafından hazırlanan proje uygulanmak için beklemektedir.

    Odessa’da Tip Villa Projesi

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Fatih Babaoğlu
    Mimarlık Ofisi : FTB Mimarlık

    Ukrayna Odessa’da, 50 villalık site için istenilen tip villa konsept projeleri, FTB Mimarlık tarafından tasarlandı.

    Ormanlık bir arazide uygulanması planlanan bir proje; zemin+1 kattan oluşan, 350-400m2 kapalı alana sahip tip villaların konsept tasarımını kapsamaktadır.

    SystemAir-HSK Fabrikası

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Serhan Ceyhan,Hande Öğün,Dilek Akdeniz,Sezen Serper,Burak Can
    Mimarlık Ofisi : Serhan Ceyhan Mimarlık

    Serhan Ceyhan Mimarlık tarafından tasarlanan fabrika ve yönetim ofisi projesi Dilovası, Kocaeli’nde yer alıyor.

    1981’den beri otel, tekstil, otomotiv, alışveriş merkezleri için klima sistemleri üreten HSK, 2011 yılında havalandırma sektörünün dünyaca bilinen İsveçli SystemAir şirketi bünyesine girmiş ve Dilovası Makinacılar Organize Sanayi Bölgesinde, 24.911 m2 arazi üzerinde toplam 27.367 m2 inşaat alanlı yeni fabrika binası inşaatı kararı almıştır. Proje, arazinin fiziki koşullarının maliyete ve inşaata yaratacağı olumsuz etkileri yok etmek ve yatırım performansını artırmak amacıyla, imar koşullarının da olanakları çerçevesinde 2 üretim katı ve bunun içinde kalacak şekilde 4 ofis katı olarak dizayn edilmiştir.

    Bu tip tesislerde genellikle görülen fonksiyonel mimariyle sınırlanmış üretim yapısı önüne ayrı bir karakterde dizayn edilerek eklenmiş ofis bloğu olan bir yapı yapmak yerine ana kütle ile bütünleşik ve yalın İsveç mimarisine uygun bir tasarım binanın nasıl biçimleneceğinin temelini oluşturmuştur.  

    Gerek yapının formu gerekse cephelerde kullanılan sandviç panel vb. diğer kaplama elemanlarında aynı renk tonu kullanılarak bu sonuç elde edilmiştir. Yapının batı cephesinde ise firmanın logosu ile ilişkilendirilen perfore metal güneş kırıcılar yine aynı hedefe yönelik olarak kullanılmıştır.  

    Projenin ofis alanlarında olduğu gibi üretim yapısı ile ofisler arası   ndaki sınırda da şeffaf bir geçiş oluşturularak firmanın çalışma prensipleri uygun, motive edici çalışma mekanları kurgulanmış, ortak kültürel perspektifte firma içi hiyerarşi yumuşatılmıştır. 

    Ülkemizde çok az sayıda sanayi tesisi yeşil bina kriterlerini yakalamaktadır, bu doğrultuda seçilen yapı bileşenlerinde alışılmışın dışına çıkılmış, enerji verimliliğinde diğer benzer yapılara göre %30 un üzerinde bir artış sağlanmıştır. 13.000 m2’lik çatı yüzeyindeki yağmur suyu peyzaj sulamasında kullanılmak üzere toplanmış, çatıya yerleştirilen ışıklık elemanları ile gün ışığından aktif yararlanılmıştır. 

    Projenin tasarım aşamasıyla başlayan ve uygun yapı elemanlarının kullanımıyla enerji verimliliğini hedefleyen çalışmalar sonucu yapıya LEED Gold sertifikası alınmıştır.

    I10G Evi

    $
    0
    0

    Tasarım Ekibi : Burcu Tüm,Vasiliki Pantazopoulou,Nagham Alhashemi
    Mimarlık Ofisi : Alan’Architects

    Atina’nın Glyfada ilçesinde bulunan konutun iç mekan tasarımı Alan’Architects tarafından yapıldı.

    Koray Arslan Evi

    $
    0
    0



    Mert Uslu Mimarlık tarafından tasarlanan ve 2019 yılında inşa edilen villa İzmir Güzelbahçe’de bulunuyor.

    Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

    Yelki’de (Güzelbahçe) 934 m2’lik parsel içerisinde konumlandırılan yapı, çevresini saran kadim çam ve zeytin ormanları arasında lineer plan kurgusuyla kendini gösterir. Doğu-batı ekseninde 240 cm kot farkı bulunan parselde uzanan yapı, iki ve üç katlı galeri boşlukları ile iç mekanda farklı mekansal algılar yaratarak konut içi gündelik akışın izlerine dair ipuçları verir. Bu noktada yapı, kullanıcısının gündelik hayatına eklemlenen doğayla bütünleşik bir sahneye dönüşür. Sahne, ortak alanlarda son derece geçirgen ve aydınlıktır. Büyük açıklıktaki şeffaf cam cepheler salondaki iki katlı galeri boyunca devam eder. Güney ve batı cephelerindeki 4,5 metrelik konsollar, dört mevsim boyunca gün ışığının iç mekandaki iz düşümünü farklı açılarda ve kotlarda okutur. Yapının her bir bileşeninde (zeminler, galeri boşlukları, düşey yüzeyler, merdiven vb.) ayrı bir görsel etkiye dönüşen yansımalar, iç mekana zengin perspektiflerle doğal çevreyi katar. Kirişsiz mantar döşemelerin içine çelik kirişlerle takviye yapılarak üretilen geniş konsollar güneşlenmeyi optimize eder ve yazın gölge sağlarken kışın güneş ışınlarının iç mekana süzülmesine izin verir.

    Yapı boyunca kendini okutan betonarme plak döşemenin altında beliren hacimler yer yer iç içe geçerek bütünleşen yapısıyla kendine özgü mekansal akışı oluştururken, ayrışıp kesinleşerek mekansal özelleşmeyi vurgular. İç mekandaki çıplak brüt beton düşey yüzeyler yapısal anatomiyi kullanıcısına aktarır. İnşanın doğal sürecinde malzemenin başlangıç halinin görsel ve dokunsal keşfi, mekan-birey arasında kurulacak bağda farklı algılara zemin hazırlar. Kullanıcı bağlamında konut içi yaşantı ve mekanla kurulan ilişki, alışılmışın dışında kat yükseklikleri, iç mekanda oluşan sayısız yansıma, malzemenin ya da strüktürün doğal haliyle okutulması, iç içe akan hacimlerin yarattığı devingenlik ile sıradanlıktan sıyrılır.

    Doğu ve batı aksında lineer ilerleyen yapı, alt zemin, üst zemin ve birinci kat olmak üzere üç kattan oluşur. +0.25 metrelik yol kotundan aşağıya inen dış mekandaki merdiven yapı girişinin yer aldığı alt zemin kata erişimi sağlar. Geniş giriş holünü çıplak brüt betonda 3 kat boyunca uzanan ahşap merdiven karşılar. Merdivenin asılı olduğu üç katlı galeri boşluğu, katlar arası mekansal ve görsel bağlantıyı pekiştirir. Giriş holünün gerisinde misafir yatak odası ve banyo konumlanırken, solda mutfak ve yemek alanı yer alır. Yemek masası için ayrılan alandan iki kat yüksekliğindeki galeriyle zenginleşen oturma alanına geçilir. Geniş açıklıklı cepheler ve brüt beton yüzeyler galeriyle bütünleşerek mekana özgü bir kimlik yaratır. Betonarme mantar döşemeden sarkan ve batı cephesine teğet geçen metal şömine, mekanı fiziksel olarak ısıtırken görsel bir obje olarak da mekan içi referans noktası haline gelmeyi başarır. Dış mekanda batı cephesine konumlanan havuz aynı zamanda oturma alanının yönlendiği manzaranın bir parçasıdır. Havuz kenarında kullanılan ahşap tik döşeme, (Teras zemininde kullanılan tik döşemenin bir yansıması da üstündeki dış mekan konsolun tavanında kendini gösterir.) su ögesi ve yeşil peyzaj arası geçişe yumuşak bir zemin hazırlar. Parsel içerisinde mevcutta var olan zeytin ağaçlarının düzenlenen yeni peyzajda kullanımı sağlanırken limon, portakal gibi meyve veren ağaçlar ile çam ağaçları dikilerek yeşil doku kuvvetlendirilir. Yapı etrafında tasarlanan peyzaj alanı, yoğunluklu bir yeşil alan ile çevrili olan parselde yapının söz konusu dokuya entegrasyonunu sağlar.

    Giriş holünü karşılayan ve iç mekana görsel zenginlik katan bir obje olarak eklemlenen merdiven ile üst zemin kata erişilir. Bu katta ebeveyn yatak odası, ebeveyn banyosu, giyinme odası ile birlikte iki çocuk odası ve banyo yer alır. Merdivenin çıktığı ara mekan oturma mekanına saran galeri boşluğuna bakar. Yapının birinci katında ise; sauna, çalışma, hobi odaları ve teras mekanlarına ek olarak konut içi hizmet birimlerinin (ütü ve çamaşır odası gibi) yer aldığı mekanlar bulunur.

    Gündelik hayatın tasvirinde ve şekillenmesinde kendine biçilen rolü temsil eden bir konut yapısı olarak Koray Arslan Evi, içerisinde yer aldığı doğal çevreye bütünüyle sergilenen bir obje olarak yerleşir. Böylece gündelik hayatın doğal akışının izlendiği bir sahne olmanın yanında kendisi de bu akışta sergilenen bir tasarım nesnesine dönüşür.

    Viewing all 1955 articles
    Browse latest View live