Quantcast
Channel: Arkitera Mimarlık Merkezi - Proje
Viewing all 1955 articles
Browse latest View live

Vadistanbul

$
0
0


Mimarlık Ofisi : İki Design Mimarlık

Vadistanbul karma fonksiyonlarının kütleler ve hacimlerin yayılmasında ve yükselmesindeki farklılık ve zenginlik, kentin doğal ortamla buluştuğu bu hassas ortamda yapılaşma normlarını disipline etme amacının da bir parçasıdır.

Toplam 424.000 m²'lik alanda geliştirilen Vadistanbul'da 1.900 konut, 103.000 m² alışveriş merkezi, mağazaların bulunduğu 760 metre uzunluğunda bir alışveriş caddesi, 300.000 m² ofis alanı, 20.000 m² "home office" ile 25.500 m² alana sahip beş yıldızlı bir otel yer alıyor. Vadistanbul'un toplam inşaat alanı ise 1 milyon 350 bin m².

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin, İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi ile geliştirdiği Çevre Düzeni Planı kararları çerçevesinde Cendere Vadisi'ndeki sanayi alanlarının dönüştürülmesi öngörülmüştür. Vadistanbul, bu üst ölçek planların ilk adımı olarak hayata geçirilmiş ve karma kullanımlı proje anlayışına yatay ve mütevazi formlarla yenilikçi bir yaklaşım getirmiştir. Vadistanbul karma fonksiyonlarının kütleler ve hacimlerin yayılmasında ve yükselmesindeki farklılık ve zenginlik, kentin doğal ortamla buluştuğu bu hassas ortamda yapılaşma normlarını disipline etme amacının da bir parçasıdır, yatay ve dikey formları ile doğayı takip etmektedir.

Vadistanbul, TEM kenarında ve Kuzey Ormanları'na komşu olan Cendere'de, kentsel alan, orman, vadi ve derenin kesişim noktasında doğal formlara paralel uzanmaktadır. Bölge, Anadolu ve Avrupa yakasındaki merkezi noktalardan on beş dakikada ulaşılabilir bir konumdadır. Ayrıca Vadistanbul Türkiye'de bir ilk olarak, özel yatırımla hayata geçecek olan Havaray Projesi ile ana metro hattına bağlanmaktadır. Sanayinin desantralizasyonu hedefi ile atılan bu adımlar ile Vadistanbul, Cendere Deresi'nin su pompalanması suretiyle yeniden canlandırılmasına aracılık etmiştir.

Vadistanbul; "Teras", "Bulvar" ve "Park" etapları olmak üzere üç etaptan oluşur. Bu fonksiyonlar, yatay düzlemde her türlü yaşam fonksiyonlarını içinde barındıran, Türkiye'nin en büyük ofis kompleksinin yer aldığı bir karma proje olarak, Maslak bölgesine alternatif bir iş merkezi olarak da önem taşımaktadır. Proje homojen bloklar halinde sadelikle yükselirken, yatay ve dikeyde vadiyle uyumlu canlı bir görünüm ortaya koymaktadır. Derenin yeniden canlandırılmasıyla zenginleşip çeşitlenmiş açık alanlar ve yürüyüş yolları mekansal bütünleşme sağlarken, yaşam kalitesini artırmaktadır.

Arazinin yüzde ellisinin terki ile %10 sosyal donatılar ve spor alanları, %40 yeşil alan ve derenin yeniden canlandırılma alanları gibi bir dağılım yapılmıştır. Kapalı ve açık spor alanları, rekreasyon alanları, havuz, fitness, yürüyüş/koşu parkurları, dinlenme alanları, çocuk oyun alanları ve yüzme havuzları, seyir teraslarından oluşmaktadır.

Vadistanbul'un üçüncü etabı olan Park etabı, Cendere Vadisi'nin ve derenin kıvrımlı bir bağlantı noktasında yer almaktadır. Konumu ve arazinin genişleyen formu itibariyle üçüncü etabın master plan içerisindeki rolü ve fonksiyonlar arası geçiş özelliği sebebiyle karma kullanımlar tercih edilmiştir. Bu karma kullanımlar kütlesel olarak vadinin kıvrımından esinlenmiş ve kendini dereye yönelten blokları meydana getirmiştir, dere ile orman arasında bir duvar etkisi yaratmak yerine ikisi arasında geçiş koridorları oluşturmuştur.

Bir yandan Vadistanbul'un ikinci etabı olan Vadi Bulvar ve içerisinde otel, ofis ve alışveriş fonksiyonlarının devamı niteliğinde karma kullanımları sürdürürken diğer yandan da Vadistanbul Teras etabındaki konut kullanımlarını da bünyesinde barındıran VIP 3 (Vadistanbul Park), vadinin dinamizmini mimarisine yansıtmaktadır. Vadi zemini ve onun katmanlarından esinlenen Vadistanbul Park etabında bu izleri cephelerde yakalamak, katmanların dizilişini ve topoğrafyayı yansıtan ton ve malzemeleri görmek mümkün.


Vadistanbul Alışveriş Merkezi

$
0
0


Mimarlık Ofisi : Benoy,3XKO

Vadistanbul Alışveriş Merkezi iç mekan tasarım ve uygulama projesi, uluslararası mimarlık firması 3XKO ve Benoy ortaklığı ile gerçekleştirilmiştir.

Artaş ve Invest Ortak Girişimi tarafından hayata geçirilen projede 3XKO, 100.000 m²'lik kiralanabilir alana sahip alışveriş merkezi kapsamında bulunan tüm genel mekanların ve mağaza cephelerinin uygulama projesini ve ihale dokümanı projesini alt yükleniciler ile koordinasyon içerisinde sürdürme görevini üstlenmiştir.

Eski bir sanayi bölgesinde yer alan Vadistanbul Alışveriş Merkezi, kentsel dönüşüm programı çerçevesinde yeni baştan düzenlenen Cendere Vadisi'nin merkezinde yer almaktadır. Dört kata sahip proje yaklaşık iki yüz elli mağazadan ve Cendere Vadisi Ormanı manzarasına hakim, çatı teraslı bir yemek katından oluşmaktadır. Yemek katında aynı zamanda sinema ve oyun alanı konumlandırılmıştır. Proje kapsamında, dış perakende caddeleri yapının bir parçası olarak düşünülmüş, iç ve dış mekanlar birbirine bağlanmıştır. Bununla birlikte 3XKO, alışveriş merkezini İstanbul Seyrantepe Metro İstasyonu'na bağlayan, tek raylı bağlantı istasyonlarının projesini de gerçekleştirmiştir.

Vadistanbul AVM'nin ön plana çıkan önemli özelliklerinde biri, Avrupa'nın en büyükleri arasında yer alan, Türkiye'nin ise en büyük serbest form çatısına sahip olmasıdır. Yapının en alt seviyesine kadar gün ışığını taşıyan serbest çatı konstrüksiyonu, çelik yapının mimari karakterini vurgulayan dinamik bir aydınlatma sistemine dönüşerek projenin heykelsi etkisini güçlendirmiştir.

Üç farklı ana çıkış noktasına sahip tasarım; kent, akarsu ve orman unsurları üzerine kurulmuştur. Yapının organik şekilli tavan elemanları ile ortaya çıkartılan renk ve yansımalar akarsu algısına atıf yaparken, yapının tüm katlarında orman dokusuna, doğaya ve doğal formlara bağlı tasarım detayları uygulanmıştır. Yeşil, mavi ve toprak tonlarındaki renk seçimleri, doğal dokular, mermer zemin döşemeler, ıslak hacimlerdeki doğal taş, seramik ve ahşap ürün seçimleri gibi tüm detaylar dokuyu vurgulayacak şekilde belirlenmiştir. Bununla birlikte tüm dikey elemanlarda, mağaza cephelerinde, duvar ve kolonlarda, yürüyen merdivenlerde İstanbul'un ve şehir yaşamının yoğun ve dinamik yapısı, sokak çizgisinden türeyen dokular ve şekiller eşliğinde yansıtılmıştır. Aydınlatma elemanları ise tasarım ile bütünlük sağlayacak şekilde kolon, yürüyen merdiven gibi mimari elemanların heykelsi yapısını ortaya çıkaran bir düzenlemeye sahiptir. Har Hollands tarafından tasarlanan aydınlatma konsepti kapsamında tüm yapı içerisinde gizli aydınlatma sistemi, suya yansıyan ışığın oluşturduğu efekti iç mekana taşımak amacıyla düzensiz şekilde yerleştirilmiştir. Aynı zamanda serbest form çatı yapısının alt bölümüne zamanlamalı aydınlatma sistemi entegre edilmiştir.

Projenin peyzaj tasarımında iç peyzaj alanları, ana alışveriş merkezinin bir parçası olan küçük dinlenme alanları ile bütünleştirilmiştir. Orman temasının bir parçası olarak yumuşak malzemelerin ve yeşil tonunda renklerin kullanıldığı bu alanlarda ziyaretçiler buluşabilmekte ve dinlenebilmektedirler.

Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ömer Selçuk Baz,Ece Özdür,Atakan Koca,Fatma Sezgin
Mimarlık Ofisi : Yalın Mimarlık

Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.

Ömer Selçuk Baz, projeyi anlatıyor:

Zonguldak, keşfedilen mağara sayısı ve bu mağaraların oluşum evrelerinde meydana gelmiş olan mağara içi karakterleriyle geniş bir yelpazeye sahip bir coğrafya. Kentin her alanına yayılmış olan mağaralar ağı, yerli-yabancı turistlerin, araştırmacıların, mağara sporcuları için çeşitlilik içeren bir gezi ağını mümkün kılıyor. Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi (ZMZM) bu önemli potansiyeli erişilebilir ve görünür hale getirmeyi amaçlıyor.

Gökgöl Mağarası, Zonguldak’ın 5 km güneydoğusunda, Erçek Deresi’nin doğu yamacında bulunur. Gökgöl mağarası içinde yer alan çeşitli renk, doku ve büyüklükte sarkıt, dikit, sütun, bayrak ve perde oluşumları ile Zonguldak ve Türkiye’nin ziyaret edilebilen önemli mağaralarından birisidir. Güneyinden geçen, Zonguldak-Ankara karayolunun yapımıyla daha ulaşılabilir hale gelen Gökgöl Mağarası, karşılaştığı veya ilerleyen zamanlarda karşılaşabileceği yoğun ilgi potansiyeliyle, ziyaretçilerine daha gelişmiş bir deneyim yaşatmayı hedefliyor. İnşa edilmesi planlanan ZMZM yapısıyla birlikte Zonguldak coğrafyasında keşfedilmeyi bekleyen diğer mağaralar için gelişmiş bir anlatı, bilgilendirme ve yönlendirme yapılması amaçlanıyor.

Zonguldak Mağaraları Ziyaretçi Merkezi ile tasarım sürecinin ilk aşamalarından itibaren, konumlanacağı Gökgöl Mağarasının önü ve yakın çevresiyle mümkün olabildiğince doğrudan ve tek defalık yere özgü bir ilişki kurmayı hedefledik. ZMZM’nin mimari yaklaşımı; Milyonlarca yıllık doğal oluşum süreçleri sonunda günümüzdeki halini almış olan doğa parçasının şaşırtıcı varlığı ile yarışmadan var olabilecek tutarlı bir mimarlık dili kurabilmektir.   

Bu tasarım fikri bir çeşit kamuflaj gizlenme yapısı kurmak gibi okunabilir. Ancak bu gizlenerek mağaranın ağzında, önüne sığışarak oturan yapı aslında kendi varlığını bütünüyle gizleme yolunu da seçmez. Bu tavrı daha çok varlığını belli ederek dağın ve mağaranın yamaçlarına doğru usulca ilişmek olarak tarif edebiliriz. Kendi üst yüzeyi bir çeşit dağın eteklerinden kopup gelmiş bir peyzaj gibi okunan, iç yönlenmesini dağın kayalıklarına doğru kıstırılmış bir avluya-kesiğe doğru çeviren daha ketum bir tavır bu…

Öte yandan mağaranın içinden devam ederek süren bir yaya hareket hattının dağın eteklerine bağlanarak ZMZM içinden dış mekana aktarıldığı bir süreklilik tasarımı olarak da okunabilir.

Yapı, inşa edildikten sonra içerisinde barındıracağı mekanlarıyla, bu mekanların içeriğini oluşturacak olan anlatılarıyla, ziyaretçilerini 3 milyon yaşında bir mağarayla doğrudan temas edeceği fikrine duygusal olarak hazırlayabilecek mekânsal altyapıyı hazırlamış olmayı umuyoruz.

Üzülmez Kültür Vadisi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Burak Pelenk,Eda Yazkurt Pelenk,Damla İçyer,Aydan Ataç
Mimarlık Ofisi : Buda Mimarlık



Doğal çevre geçmiş ve geçmekte olan zamana tanıklık eder, yaşanmış bütün hatıraları içerisinde muhafaza eder. 

Tim Ingold

Üzülmez Lavuarı, Eski Zonguldak – Ankara Karayolu üzerinde konumlanmış, şehir merkezinden yaklaşık 3 km uzakta yer almaktadır. Alan üzerinde; farklı dönemlerde amaç doğrultusunda ekleme ve çıkarmalara maruz kalmış bir yapı stoku bulunmaktadır. Bunlardan en eski olanı Lavuar Binası, yığma taş duvarları ve ahşap çatı strüktürüyle kendini belli etmektedir. Bu yapının hemen karşısında bulunan atölye yapısı erken dönem betonarme bir yapıdır. Gerekliliklerden dolayı fazlaca müdahale görmüş ve yapısal anlamda kötü bir durumdadır.

Projeye ilk yaklaşım, Kömür işçiliği ve üretim süreci kültürel bir zenginlik, korunması gereken bir hafıza parçası olarak kabul ederek ortaya çıkmıştır. Bu minvalde projenin üzerine konumlanacağı zemin “bağlamsal olarak” kültür hafızası zemini olacaktır.

Mimari müdahale olarak prensip kararları; niteliksiz eklerin kaldırılması, özgün mimari elemanların minimum müdahale ile sağlamlaştırılarak korunması olarak özetlenebilir.

Yapılması düşünülen kültür kampüsü içerisinde, yeni düşünülen işlevlerden dolayı yapılabilecek ek yapılar, endüstri yapılarına ait, cesur tutumla yapısal elemanların “ekspozisyonu” olarak oluşacaktır.

Kent hafızasında farkında olmadan yer etmiş bu yapısal tutum, yeni kültür kampüste bilinçli bir kimlik oluşturma çabası olarak ortaya çıkmaktadır.

Yapıların ve arsanın yeniden kullanımına yönelik karalardan bahsetmek gerekirse; Lavuar binası kent müzesi, atölye binası kültür sanat fonksiyonları için düşünülmüştür.

Arsanın alt kotu; yeme-içme alanı olarak tasarlanmış, üst kot ise farklı açık hava etkinliklerine hizmet edecektir.

Mercedes Benz Mengerler City Showroom

$
0
0

Tasarım Ekibi : Yudum Boytorun,Semih Boytorun,İzzet Filizer,Hande Şanlımeşhur,Selin Kaya,Mehmet Akdağ,Sedef Ertetik
Mimarlık Ofisi : Boytorun Mimarlık

Boytorun Architects tarafından tasarlanan Mercedes Benz Mengerler City Showroom, İstanbul Etiler’de bulunuyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

2017 yılında yaklaşık 330 m² kapalı ve 1000 m² açık alanda sergileme ve satış birimlerinden oluşan proje, alanın çevresel ve fiziksel koşullarına ve hedeflenen müşteri kitlesine uygun çözümlerle tasarlanmış. Projeye özel tasarlanan materyallerle kullanıcısının özel hissetmesi hedeflenirken aynı zamanda engelsiz tasarım ilkeleri göz önünde bulundurulmuş ve hayata geçirilmiş.

Projede çevresel verilerin avantaj olarak değerlendirildiğini belirten Boytorun Architects kurucuları, eğimli arazide tasarladıkları projede, bodrum katının da showroomun devamı niteliğinde değerlendirildiğini belirtiyor. Projede bodrum katın tavanında açılan yırtıklarda uygulanan spider cam sistemi ile hem verimli gün ışığı kullanımı hem de araçların zemin kotundan algılanması sağlanmış. Fibrobeton ve ahşap birleşimi ile kurgulanan cephe çerçevesinin showroom’daki zengin ve soft atmosferi dışarı yansıttığını belirten Boytorun Architects, çerçeveyi destekleyen yoğun cam ve ışık bantlarıyla dikkat çekici bir cephe oluşturarak marka kimliğine vurgu yapmış. Executive müşterilere hitap eden bekleme alanları, özel görüşme odası, aksesuar stantları ve sergileme birimlerinde lüks ve özel materyaller kullanan Boytorun Architects iç mekan bitişlerinde yoğunlukla siyah ve ahşap dokusunu tercih etmiş. Mimarlar markaya özel tasarlanan aydınlatma elemanlarıyla showroom’da efektif bir ışık kurgusu oluşturmuş.

Projenin tasarım ve uygulama aşamasında hız, verimlilik ve standardizasyon sağlamak adına, proje Boytorun Architects tarafından dijital ortamda 3 boyutlu olarak çalışılmış, farklı ölçüde mekanlar için çoklu mağaza deneyimlerinde kullanılmak üzere parametrik olarak veriler proje üzerinde hızlıca güncellenebilecek model üzerinde tanımlanmış. Üretim sırasında güncel teknolojiden yararlanmanın yanı sıra, geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı sayesinde ekonomik ve çevresel bir yaklaşım sergilenirken, firmanın kurumsal standartlarına uygun bir görünüş ortaya çıkarılmış.

Antalya Muratpaşa Belediyesi Türkan Şoray Kültür Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Cihan Sevindik,Doğan Türkkan,Tuna Han Koç,Zeynep Canan Aksu


2016 yılında açılan Muratpaşa Belediyesi Çok Amaçlı Gösteri Merkezi Atölye ve Sahnesi Mimari Fikir Proje Yarışması'nda 1. ödüle layık görülen projenin inşaatı 2018 yılında tamamlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Yapısal asal etkinliklerinin çoğunlukla gerçekleştirileceği  Çok Amaçlı Gösteri Salonu, akustik ve diğer disiplin gereksinimleri doğrultusunda şekillenerek hacmin egemen birimini oluşturur. Orkestra çukuru, ana ve yan sahneler ile ışık odası gibi teknik birimlerle de desteklenen salon, kullanıcılarının görsel ve işitsel ergonomisini sağlayacak; aynı zamanda farklı tür etkinliklere optimize yanıt verecek niteliktedir. 

Salonun kullanıcısıyla buluştuğu fuaye, aynı kotta hizmet vererek kentli ile salon kullanıcısını yapı arakesitinde buluşturur. Bu sayede, yapı kent kullanıcısı için farkedilebilir bir kamusal obje iken park da salon kullanıcısı ile yoğun kent dokusu içerisinde adeta bir kaçış noktasıdır.

İhtiyaç programı gereği talep edilen atölye ve prova salonları ise avludan açılan ‘Sanat Sokağı’ ile bütünleşerek yapı kullanıcısının tek bir kotta tüm hizmetlerden faydalanmasına olanak kılar. Yapıdan, gece-gündüz, yaz-kış gibi devinim olduğu her zaman diliminde kent kullanıcısının faydalanmasını sağlamak üzere, restaurant ve seyir platformu ile zenginleşen ön kamusal mekan, etkinlik avlusu ile tüm bu birimleri bir arada tutar. 

Kentlinin salt program dahili sanatsal aktivitelerden faydalanmasının yanı sıra, açık ve yarı açık platformlarda da benzer etkinliklerde rol alması sağlanır. Bu bağlamda tasarlanan üst teras yürüyüş platformları sayesinde, yapı her düzlemde kentli için kullanılabilir duruma gelir. Servis girişi ve araç otopark rampası gibi teknik hacme inen birimler ise yapıya komşu araç yollarından alınan cepler ile bir arada kurgulanmıştır. 

Yönetim birimleri ise tüm bu sıralanan birimleri hem kontrol altında tutabilen, hem de gerektiği zaman işlevi gereği ayrışması gereken zamanlarda perdelenebilen kuzey yönü giriş lokasyonundadır.

Bronwyn Cafe

$
0
0

Tasarım Ekibi : Şebnem Gürcün,Yunus Emre Karataş,Selin Ataç
Mimarlık Ofisi : GC Mimarlık

GC Mimarlık tarafından i.ç mekan tasarımı yapılan Bronwyn Cafe İstanbul'da Nişantaşı'nda bulunuyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Türkiye’de yeni bir konseptle Bronwyn Cafe; günlük ve taze yemekler sunarak şehir hayatına da sağlıklı beslenme alternatifi getiren Bronwyn Cafe, doğadan ilham alınarak tasarlanmıştır. Bu bağlamda doğanın renkleriyle birlikte, doğal malzeme kullanımı tercih edilmiştir. Üç kattan oluşan 320 m²lik kafede, her bölüm kullanıcılarına farklı bir deneyim sunmak amacıyla tasarlanmıştır. Renk, malzeme ve mobilya tasarımlarıyla, oturma ve sirkülasyon alanları arasındaki geçişler sağlanmıştır. Katlar arasında bir bütünlük oluşturan ahşap pergolayı saran yeşil dokuyla birlikte bahçede ferah bir atmosfer tasarlanmıştır. 

Dünya çapında birçok yeni girişimi incelediğimizde; en büyük farklılığı tasarımın ortaya koyduğunu görüyoruz. Vizyon ve kimlik kazanmada en önemli etkenlerden birinin tasarım olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle Türkiye’de insanların yeni lezzetler keşfetme yönünden büyük işletmelerden ziyade ismi çok duyulmamış, konsept anlayışı farklı mekanları tercih etmesi yenilenme zorunluluğunu ortaya çıkartıyor.

Türkiye’de yeni bir konsept anlayışıyla hizmete giren Bronwyn Cafe de günlük ve taze yemekler sunarak Nişantaşı’nda sizleri beklemektedir. Şehir hayatına sağlıklı beslenme alternatifi getiren Bronwyn Cafe, doğadan referans alan dokunuşlarla tasarlanmıştır. Bu bağlamda doğanın renkleriyle birlikte, doğal malzeme kullanımı tercih edilmiştir.  Üç kattan oluşan 320 m²lik kafede, her bölüm kullanıcılarına farklı bir deneyim sunmak amacıyla tasarlanmıştır. Giriş kısmında içeri çekilen cephe sayesinde; bulunduğu semtin insanlarını içeri davet eden, sokaktaki akışı izleyebileceğiniz canlı bir atmosfer sunan oturma bölümü oluşturulmuştur. İçeri doğru girdiğinizde renkli seramiklerle kurgulanmış ve metal mesh asma tavan ile vurgulanmış uzun bir koridor size kafenin atmosferini yaşatmaya başlıyor ve en arkada sürpriz bir mekanın olduğunu hissediyorsunuz. Zamanı kısıtlı olanlar için de aldığınız ürünleri hızlıca yiyip çıkabilmeniz için banko karşısında yüksek oturma alanları düzenlenmiştir. Girişteki sirkülasyon akışı ve bekleme süreleri göz önüne alındığında daha rahat bir ortamda ve uzunca oturmak isteyenler, ödeme noktasına geldiğinizde fark edeceğiniz ve tüm katlardan algılanan bahçemiz, yeşil ve ahşabın sıcaklığıyla sizi kendine çekecektir. Katlar arasında bir bütünlük oluşturan ahşap pergolayı saran yeşil dokuyla birlikte bahçede, günlük taze yemeklerinizi yerken Nişantaşı’nın bilindik yoğun insan trafiğinden ve karmaşasından sıyrılacaksınız. Ayrıca sarmaşıklarla kaplı duvarlar arasında oluşturduğumuz üçgensel aynalar sizlere daha yoğun bir atmosfer sunacaktır. Etkileyici bu atmosferden sonra muhtemelen bir sonraki randevunuz için kendinize yer beğenmek adına tasarladığımız kafenin üst katına yöneleceksiniz. Birinci kata çıktığınızda sizi “balon salıncaklarımız (bubble chair)” karşılayacak ve kendinizi eğlenceli ve keyifli bir ortamda bulacaksınız. İşleriniz ve daha ciddi buluşmalarınız için ayrıca uzun bir toplantı masası sizlere bu kolaylığı sağlayacaktır. Biraz hava almak istediğinizde balkonumuza çıkıp bahçeden gelen ahşap pergolayı korkuluklara dönüşmüş olarak göreceksiniz ve o sıcaklığı yaşamaya devam edeceksiniz.

Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Şebnem Gürcün,Öznur Çağlayan
Mimarlık Ofisi : GC Mimarlık

Ortaköy Kültür Merkezi Afife Jale Sahnesi cephe ve iç mekan tasarımı GC Mimarlık tarafından yapıldı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Ortaköy Kültür Merkezi, Ortaköy’ün Boğaz Kıyısına çizgisine dik inen Dereboyu Caddesi üzerinde köşe bir parselde bulunuyor. Mevcut bina 1998 yılında hizmete girmiş 2004 yılında yenilenmişti. Ancak binanın yapısal ve mekansal problemleri nedeni ile daha kapsamlı bir yenileme programı gündeme geldi. Bu yenileme programı oluşturulurken mevcut problemlerin giderilmesi esas alındı. 

Mevcut binanın ciddi izolasyon problemleri bulunuyor. Ayrıca deprem ve yangın güvenliği açılarından da mevcut yönetmeliklere uymadığı tespit edildi. 

Yapısal problemlerin yanı sıra mekansal olarak da güncel ihtiyaçları karşılamakta oldukça eksik kaldığı rahatlıkla gözlemlenebilir.

Güncel olarak, tüm dünyada, özellikle kültürel faaliyetlere ev sahipliği yapan binalar, özellikle tüm bölge sakinlerine ulaşmayı hedefler. Davetkar, güncel, güzel, heyecan verici, dünyadaki çağdaşlarına ayak uyduracak ve belki de en önemlisi herkesin burada kabul göreceğini kendi üzerinde gösterecek şekilde şeffaf tasarlanıyorlar. Yakın fiziksel çevresiyle bütünleşiyor, özellikle yine kamusal alanlar olan sokaklar ile daha etkin bir ilişki kuruyor, daha çok insana ulaşmaya çalışılan, yoğun kentsel doku içerisinde yer alan böylesi kültür merkezlerinde, hedef ayırt etmeksizin tüm bölge sakinleri kültürel/sanatsal etkinliklere maruz bırakılıyor. 

Bu tespitler çerçevesinde, mevcut bina cephesinin, özellikle sokak kotunda yer alan zemin ve asma katları, tamamen dışarıya açıldı. Ortaköy Dere Çıkmazı sokağının dar ve hiçbir yeşil öğe taşımaması nedeniyle binanın bu sokağa bakan geniş cephesi sokağa tamamen açılarak sokak genişlemesi sağlandı. İki kamusal alanın, mekânsal olarak entegre edilmesi hem bina içerisinde kalan işlevlerin, hem de sokağın zenginleşmesine olanak veriyor. Özellikle hiçbir yeşil öğe taşımayan sokağın bu sorununun, başka hiçbir yer olmaması nedeniyle bina cephesinde ve giriş katında çözümlenmesi yoluna gidildi. Bu entegrasyon içerisinde sanat eylemlerinin sunulması ile kamuya açık kültürel etkinlik tanımı, mekânsal olarak da karşılığını bulmaktadır.

Tiyatro salonunu en üst iki kata alınarak, sahne ve sahne arkası kısımları arka cepheye taşındı. Böylece teknik olarak zorunlu olarak cepheye dayanan yeni çekirdek dışında kalan alan tümüyle serbest bırakıldı. Bina cephesinde, Dereboyu caddesine dikkat çekici bir açıklık sağlanarak, oldukça yoğun araç ve yaya trafiğine sahip aksa, mekânsal olarak da eklemlendi.

Binadaki tüm faaliyetlere, zemin katta yer alan, asma kata da taşan sergi salonu ve kitap/kafe ile desteklenen ana fuaye alanından geçilerek ulaşılması planlandı. Bu şekilde, binanın daha önceki halinde olmadığı biçimde, binaya aynı noktadan girilmesinin planlanması ile herkesin, heyecan verici kültürel hareketlilikten paylarına düşeni alması ve renkli karşılaşmaların yolu açılıyor.

Cephe tasarımında yukarıda değinilen ana ilkeler çerçevesinde, mevcut cephenin geçirgenliğinin arttırılması için, duvarlar kaldırılarak duvarlar kaldırıldı. Cumbalar arası alanlar yeşil öğenin taşıyıcısı olarak kullanıldı. Tasarımda kullanılan mesh kaplama, zaten oldukça kalabalık bir cephe düzenine sahip sokağın içerisinde sakin kalma gayretine gayet iyi cevap vermektedir. Ayrıca oldukça yüksek binayı fonksiyonel olarak da ayırt etmeye yardımcıdır. Genişletilmiş metal kaplama, zemin katlara üst katlarda yer alan tiyatro salonu için de taşıyıcı kaide olarak okunmaktadır.

Yeni cephe tasarımı, komşu parselde bulunan tarihi eser ahşap yapının yanında homojen cephesiyle fon oluşturarak bu esere dikkat çekmektedir. Cephe de ki cumba hizası da bu kaplama sayesinde tarihe eser yapının cumba hizasına çekilerek, tarihsel referansları da taşımaya devam edecek.

Oldukça iddialı üst sahne katları cephe tasarımı, binanın mevcut yüksekliğinin parçalanarak, yansıtıcı yüzeyler kullanılarak, algısal olarak ağırlığın azaltılması amacına hizmet ediyor. Ayna kaplamalı lameller oldukça teknolojik bir algı yaratarak kamusal binaların Türkiye ölçeğinde görülen nispeten sönük cephe düzenlerine iddialı tezat oluşturuyor. 

Sonuç olarak, işlev ve cephe tasarımında güncel tasarım örneklerini yakalayan, kullanıcısına dünya standartlarında bir mekân deneyimi sunan ve tarihsel olarak değişik dönemlerde yıldızı tekrar tekrar parlayan Ortaköy için yeni bir atılım / açılım taşıyıcısı olarak hizmet edecek bir bina tasarımı elde edebildi.


Kaptanpaşa Camii Şadırvanı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Celâleddin Çelik,Fatima Abi Kardan
Mimarlık Ofisi : NUN | Architecture and Design

Eyüp'ün Haliç tarafından girişinde bulunan Kaptanpaşa Camisi, parkın içinde yer alan şadırvan yapısı NUN | Architecture and Design tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Avlu mekânının sınırlarını, çevre ile ilişkisini kısıtlamayan alçak duvarlar belirler. Bu duvarlar yığma taştan, alçak ve aydınlatmalı duvarlardır. Duvarların belirlediği avluyu peysaj düzenlemeleri çevreler, caminin önünde ise taş döşemeli sert zemin yer alır.

Caminin yanına ilişen şadırvan eki yapının uzun kenarına boylu boyunca uzanan doğrusal bir yapıdır. Abdest alanları bir saçak altına toplar, geçirgen mimarisi ile görsel olarak avlunun iki yanını birbirine bağlar, saçak altındaki iki boşluktan fiziki geçiş de sağlar. Ahşap payandalar çatı saçaklarını gerçekten taşır, aralıkları saçak kirişinin boyuna göre ayarlanmıştır.

Şadırvanın ön cephesi caminin taş avlusuna bakar. Bu cephede bir çeşme yer alır, ve çeşmenin tam karşısına avluyu gölgeleyecek bir ıhlamur ağacı yerleştirilmiştir.

Arka cephede ise kadınların açık havada abdest almasına imkân veren ahşap kajlarla görsel olarak perdelenmiş ama havadar / yarı açık bir mekân bebek bakım odası ile birlikte yer alır.

Şadırvanın erkekler ve kadınlar bölümü vardır, cami ile mütevazi bir ilişki kurarken caminin avlu mekânını da belirler. Cami fevkânî olduğu için altındaki mekânlar atölye / dükkân olarak kullanılacaktır, bu dükkânların ulaşılabilir olması için cami duvarları alçak sınır elemanları olarak tasarlanmıştır. Avluya giriş noktaları ise fener gibi yükselen taş babalar ile vurgulanmıştır.

Saleh Khamis Villa

$
0
0

Tasarım Ekibi : Gonca Ateş Öztürk,Emre Öztürk
Mimarlık Ofisi : Vero-Concept Mimarlık



Çaycuma Filyos Çayı ve Çevresi Master Plan ve Kentsel Tasarım Konsept Projesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Can Kubin,Zeynep Eraydın
Mimarlık Ofisi : Promim Çevre Düzenleme, Kentsel Tasarım

Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.

Promim Çevre Düzenleme, Kentsel Tasarım, projeyi anlatıyor:

Çaycuma Zonguldak kent merkezine yaklaşık 60 km uzaklıkta yer alan ve Filyos Çayı üzerinde yer seçmiş yaklaşık 65 bin nüfuslu ilçedir.

Zonguldak kent merkezinin güney doğusunda yer alan ilçe sınırları Karadeniz kıyısına kadar uzansa da ilçe merkezi ve ana yerleşim alanlarının denize kıyısı bulunmamaktadır. Konum olarak üç önemli kentin (Zonguldak, Bartın, Karabük) oluşturduğu üçgenin içinde yer almaktadır. Bu anlamda değerlendirildiğinde yolların kesiştiği bir düğüm noktası niteliğindedir.

Proje kapsamında ilk aşamada kentin geçmişten günümüze nasıl bir gelişim gösterdiği, yeni kentsel dinamiklerin neler olduğu ve Çaycuma’nın bölgesel ve kentsel ölçekteki potansiyelleri ortaya konmuştur. Bununla beraber kentin ve yakın çevresinin barındırdığı doğal, tarihi ve kültürel zenginlikler de araştırmaya dahil edilmiş ve bu anlamda bölgedeki önemi tartışılmıştır. İkinci aşamada ise sentez çalışmaları kapsamında kent genelinde gözlemlenen sorunlar ve olanaklar ile birbirinden farklılaşan müdahale alanları ve biçimleri ortaya konmuştur. Sorun ve olanak çalışmaları yalnızca kentsel ölçekte değil Çaycuma ve yakın çevresinde yer alan odakları da içine alacak şekilde üst ölçeklerde değerlendirilmiştir. Planlama ve tasarım aşamasında ise kentin mevcut potansiyellerini kullanan ve sorunlarına çözüm bulmaya yönelik olarak oluşturulmuş bir vizyon ortaya konmuştur.

Yapılan çalışmalar doğrultusunda, bölgesel ölçekte Çaycuma’nın konum itibari ile çevresindeki birçok yerleşimden farklılaşmakta ve mevcut ve yeni önerilen ulaşım bağlantıları ile de bölgedeki en erişilebilir yerlerden biri olma potansiyeline sahip olduğu görülmektedir. Aynı zamanda kent çevresinde birçok tarihi ve doğal odak bulunmakta, bu anlamda Çaycuma tüm bu koridorların kesiştiği noktada bir merkez niteliğine sahiptir. Kentsel ölçekte ise içinde barındırdığı tarımsal niteliği korunan alanlar, kentsel gelişme dinamiklerine cevap verebilecek şekilde düzenlenmeye açık boş alanlar ile mevcut kentsel doku önemli potansiyellere sahiptir. Bu kapsamda Çaycuma yerleşimi için;

1. Yakın çevresi için bir merkez/odak niteliğinde olan
2. Kentin tarihi ve modern parçaları arasında güçlü ilişkiler kuran
3. Kent çevresindeki üretken peyzaj dokusu ile daha iç içe olan
4. Su öğesini kimliğinin bir parçasına olarak değerlendiren yeni bir kentsel gelişim senaryosu üzerinde durulmuştur.

A. Kent Omurgası: Tarihi kent merkezi ile İstasyon ile sonlanan modern merkezi birbirine bağlayan ve kenti giriş noktası, su öğesi ve merkezi arasındaki ilişkiyi güçlü bir şekilde kuran ana eksen
B. Rekreatif kıyı: Kentin su ile ilişkisini kuran ve güçlendiren, aynı zamanda açık alan ihtiyacı ile birlikte yeni ihtiyaçlara da cevap veren koridor
C: Yeşil bağlar: Kenti suya ulaştıran / kavuşturan, üzerinde kent içi (mahalle ölçeğinde) açık alan ihtiyaçlarına cevap veren nefes alma koridorları
D: Ekolojik kent dokusu: Kenti çevreleyen üretim alanları ile yerleşme alanını birlikte ele alan ve kentin bu kimliğini sürdüren ekolojik kent dokusu

Bu temel yaklaşımı doğrultusunda, vizyonun kent mekanındaki yansımasına öncülük edebilecek proje paketleri ve alanları belirlenmiştir. Proje paketleri tasarım yaklaşımında belirlenen 4 başlık özelinde değerlendirilmiştir. Kent merkezi ve omurgası, ekolojik kent dokusu ve yeşil bağlara ilişkin olarak fikir düzeyin tartışmalar ive alternatifler değerlendirilmiştir. Rekreatif kıyı bandı özelinde ise bu tartışmalar daha fazla detaylandırılmış ve kentsel tasarım konsept projesi oluşturulmuştur.

Yaklaşık 1.500.000 m2 büyüklüğündeki kıyı bandı boyunca kentin ve kentlinin ihtiyaçlarını, var olan ekolojik ve tarımsal potansiyeli ile alanın getirdiklerini ön planda tutan farklı temalardaki parkları bir araya getiren bir yeşil koridor tasarlanmıştır. Bu yeşil koridorun kentle olan yaya ve yeşil açık alan bağlantıları da proje kapsamında değerlendirilmiştir.

Proje kapsamında kentin su ile buluşması, su kenarında gelişen bir kent olması özellikle önemsenmiştir. Bu anlamda hem Filyos Çayını seyir amaçlı ahşap teraslar hem de çayın kanal içine alınmasından sonra kıyıda yer alan gölet ve sulak alanlarda etkin su kullanım yüzeyleri önerilmiştir.

Çaycuma Fuar Kompleksi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Alişan Çırakoğlu,Ilgın Avcı,Deniz Yazıcı
Mimarlık Ofisi : Çırakoğlu Mimarlık

Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.

Çırakoğlu Mimarlık, projeyi anlatıyor:

Çaycuma Fuar Kompleksi her biri 8.000 metrekare büyüklüğünde üç sergi yapısından oluşuyor. İlk etapta bir sergi holünün ve destek birimlerinin yapılması, ileride gelişecek ihtiyaçlar doğrultusunda ikinci ve üçüncü etapların inşa edilmesi planlanmakta. Sergi holleri, toplantı salonları ve ofisleri ile ulusal ve uluslararası fuar ve sergi ihtiyaçlarına cevap verecek niteliklerde planlanıyor. Filyos çayı kıyısında planlanan yeşil alan içinde konumlanan kompleks, barındırdığı kafe ve restoran alanları ile hem fuar esnasında hem de diğer zamanlarda rekreasyon alanı ile bütünleşen bir etkinlik merkezi olmayı hedefliyor.

Zonguldak Apiterapi Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Seden Cinasal Avcı,Ramazan Avcı,Merve Özduman,Dilşad Uzar,Nil Özkır,Merve Şen,Özlem Kurtcu,Hamza Yılmaz,Mert Doğaray
Mimarlık Ofisi : SCRA Mimarlık

Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.

SCRA Mimarlık, projeyi anlatıyor:

Apiterapi; arı ve arı ürünlerinin (bal, balmumu, arı poleni, propolis, arı sütü) koruyucu ve bazı hastalıkların tedavisinde tamamlayıcı uygulama yöntemi olarak kullanılması biçimidir. 

Zonguldak Apiterapi Merkezi'nde, arı, arıcılık ve arı ürünlerinin tanıtımı, bazı apiterapi uygulamaları ve arı ürünleri ile masaj, bakım gibi uygulamaların yapılması planlanmaktadır. Tesis günü birlik kullanıma olanak sağlayacak donatıların (satış birimi, kafe-restoran, müze-tanıtım-eğitim, uygulamalar)  yanı sıra, konaklamaya da olanak veren birbirinden bağımsız çalışan, manzaraya hakim, doğal topoğrafya içerisinde konumlandırılmış 15 adet konut birimi de içermektedir. Açık alanlarda ise çocuk oyun alanları, açık hava spor aktiviteleri alanları (fitness, trekking, bisiklet, yoga, tenis), kamp ve piknik alanları planlanmıştır.

40.386 m² yüzey alanına sahip proje arazisi, Zonguldak İl’inin, Elvanpazarcık Beldesi'nde bulunmaktadır. 

Arazinin Kuzey-Güney doğrultusundan geçen orman yolu, arsayı iki parçaya ayırmaktadır. Proje yerleşim kararları verilirken öncelikle yoğun ağaçlı bölgeler tespit edilmiş ve doğaya en az tahribat verilmesi prensibiyle ağaç yoğunluğu olmayan bölgeler yerleşim alanı olarak belirlenmiştir. 

Apiterapi Köyü genel tesis yapısı, arazinin kuzey-güney doğrultusuna uzanarak, Arazinin batı tarafından yoldan doğrudan ulaşılabilen bölüme konumlandırılmıştır. Yol kotundan girilen Merkez’in karşılama ve danışma birimleri bir amfi ile arazinin alt kotlarına konumlandırılmış olan Apiterapi Merkezi ve Restoran kotuna bağlanmıştır, bu sayede yapı batıda bulunan dere, manzara ve doğayla doğrudan ilişkili hale gelmiştir.

Apiterapi kabinleri ve kovanlar, arazinin alt kotlarında, dere ve ağaçların arasında konumlandırılarak doğa ile bütünleştirilmiş,  yürüyüş yolları, çocuk oyun alanları, spor alanları ve tenis kortları yine coğrafya ile uyumlu bir şekilde dere boyunca konumlandırılmıştır. Yapısal peyzaj öğeleri, bağlamın ruhunu zedelemeyecek şekilde olabildiğince doğal malzemelerden seçilmiş, yabancı türde bir bitkilendirme düşünülmeyip açık alanlarda olabildiğince endemik bitki çeşitliğinin sürdürülmesi ve rehabilitasyonu hedeflenmiştir.

Yapı çeperi bölgenin iklim verileri düşünülerek eğimli yüzeylerden oluşan cephe-çatı’dan oluşturulmuş, yapım kolaylığı ve bölgede tedarik avantajı sebebiyle strüktüründe çelik tercih edilmiştir.

Arazinin doğu tarafında, görece yüksek kotlarda konumlanan konaklama birimleri, birbirlerine manzara ve gün ışığı bakımından engel olmayacak şekilde yerleştirilmiş, iklim koşulları göz önünde tutularak yapı çeperi yine eğimli çatılardan oluşturulmuştur. Ayrıca hem doğal bir malzeme oluşu, hem de su yalıtımı konusundaki avantajları nedeniyle yüzey (çatı-cephe) kaplama malzemesi olarak kayrak taşı tercih edilmiştir.  

Arazinin yine doğu tarafında bulunan yoğun ağaçlıklı bölge ise kamp alanı olarak belirlenmiş, çadır ve benzeri sabit olmayan donatılarla günübirlik veya daha uzun süreli konaklamalara ayrılmıştır.

Kadıoğlu Mozaikleri Koruma Çatısı ve Ziyaretçi Merkezi Projesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Nevzat Oğuz Özer,Yasemen Say Özer,Ege Özer,Şafak Özgür Özkan
Mimarlık Ofisi : Atelye K

Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.

Atelye K, projeyi anlatıyor:

Kadıoğlu Mozaiği, Zonguldak-Çaycuma-Kadıoğlu köyü, Çobanhasanlar mahalesinde bulunmaktadır.  2008-2011 yılları arasında Ereğli Müzesi tarafından bölgede yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.  Kalıntıların MS 3. yy ait bir çiftlik evine (Villa Rustica) ait olduğu düşünülmektedir. Evde, zemini mozaikle kaplı 3 oda vardır.  Bunlardan apsidal odanın içinde 7.3 x 7.3 m ebatlarında bir mozaik bulunmaktadır. Diğer mozaikler ise 5.8 x 5.8 m ölçülerindeki, üzerinde, Lykurgos ve Ambrossia’nın betimlendiği mozaik ile 4.2x10.2 m ölçülerinde geometrik desenlerden oluşan mozaikdir. Kalıntılar, Kadıoğlu Köy Yolu’na 15 metre uzakta ve yol kotundan 7 metre aşağıdadır.

Kadıoğlu Mozaiği Koruma Çatısı ve Ziyaretçi Merkezi”nin amacı mozaikleri hava şartlarından korumak ve ziyaretçilerin mozaikleri görmelerini ve onun hakkında yerinde bilgi almalarını sağlamaktır.  Kalıntılar kuzeydoğu güneybatı yönündedir. Dolayısı ile ziyaretçi merkezi de kalıntılara koşut olarak kuzeydoğu güneybatı yönünde yerleştirilmiştir.  Yapının Girişi güneybatı yönündedir ve köy yolundan yaklaşık 3.5 metre aşağıdadır.  Bu kota %6 eğimli bir rampa ile veya iki sahanlıklı merdiven ile inilebilmektedir.  Yapıda koruma çatısının yanı sıra güvenlik odası, gişe, hediyelik eşya satış, wc ve mozaikler için bilgi alınabilecek, bütün kalıntıların kolayca algılanabileceği balkon niteliğinde, genişçe bir giriş holü vardır.  Toplam yapı alanı 1000 m2’dir.  Yapı, çevreye ve Karadeniz’e uygun bir mimari dil kullanılarak tasarlanmıştır.  Strüktür çözümlemesinde geniş açıklıklara ihtiyaç duyulduğu için çelik strüktür tercih edilmiştir.  Cephe ise masif ahşap malzeme ile tasarlanmıştır.  Duvarlar brüt beton olarak yapılacaktır.  Çatı, Mozaiklerin daha iyi algılanması için doğal ışığın içeri girebileceği şekilde çözümlenmiş, çatı ışıklıkları ve iç avlu düşünülmüştür.  Çatı malzemesi olarak çevrede sıklıkla kullanılan alaturka kiremit tercih edilmiştir.  Mozaiklerin yakından görülebilmesi için mozaiklere zarar vermeyecek şekilde bir yürüme yolu tasarlanmıştır.  Bu yürüme yolunun taşıyıcı sistemi çelik, kaplaması ise ahşap olacaktır.

Kadıoğlu Mozaiği Ziyaretçi Merkezinin inşası ile sadece mozaiklerin korunup ziyarete açılması sağlanmayacak, bunun yanısıra, Kadıoğlu köyünü ziyaret eden turist sayısının artışı ile birlikte köyün ekonomik olarak da canlanması ve böylece köyün mekan ve yaşam kalitesinin gelişimi sağlanacaktır.

Sütaş Genel Müdürlük Ofisi İç Mekan Projesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ozan Bayık,Serhan Bayık,Okan Bayık,Gülsenem Sütcü
Mimarlık Ofisi : OSO Mimarlık

Sütaş Genel Müdürlüğü için tasarlanan proje, binanın zemin katında bulunan 2.500 m²’lik alana ait iç mimari tasarım ve uygulama yönetimi hizmetlerini kapsar.

Bina girişinde yer alan merdivenlerden başlayarak, giriş holü, VIP toplantı odası, bekleme ve lounge alanları ile kat koridorları ve ortak hacimlerin yenilenmesi amacıyla oluşturulan iç mekan tasarımları, modern ve çağdaş bir üslupta yeniden tasarlanmıştır. Girişten itibaren tasarlanan tüm mekanlarda, firma kurumsal kimliğinin hissedilmesi ve vurgulanması temel tasarım konsepti olarak benimsenmiştir. Bu maksatla özellikle giriş holü tasarımı, firma kurumsal kimliğiyle örtüşen “süt diyarı” temasının öne çıkartıldığı ve bu temaya uygun unsurların mimari bir dil birliği içerisinde kullanılması ile önem kazanır. 

Zemin kat kullanımının ağırlıklı olarak toplantı odalarına ait olmasından dolayı, bu katın tümüne hitap edecek nitelikte, iki adet bekleme ve lounge alanı ile bir adet ikram bölümü tasarlanmıştır. İkram alanı aynı zamanda Sütaş markasına ait ürünlerin tadımı için de kullanılmaktadır.

Genel anlamda; Sütaş Genel Müdürlük ofisi için tasarlanan projenin firma kurumsal kimliği ile örtüştürülmesi ve entegrasyonu temel tasarım problematiği olarak belirlenmiştir. Bu sayede mimari bir katma değer olarak yaratılan aidiyet hissi neticesinde kullanıcı mutluluğu pekiştirilmiştir.


Kandilli Köy Pazarı ve Endüstri Mirası Ziyaretçi Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Zuhal Kol,Carlos Zarco Sanz,Barış Can Cüce,Zeynep Küheylan,Ozan Şen
Mimarlık Ofisi : OpenAct Architecture

Kivi'nin, Zonguldak Valiliği için yürüttüğü, Zonguldak Turizm Kalkınma Planı ile bütünleşik geliştirilen, Zonguldak Doğa ve Kültür Turizmi (Proje 67) kapsamında üretilen projelerden biridir.

OpenAct Architecture, projeyi anlatıyor:

Kandilli bölgesinin doğal, tarihi ve sosyal özelliklerinin tanıtımını sağlayacak ve yerel ürünlerin satışının yapılacağı Kandilli Köy Pazarı ve Ziyaretçi merkezi projesi bölgedeki eko turizm odaklarını tanıtmak amacıyla Ereğli-Zonguldak yolu üzerinde, Kandilli ve çevresindeki turistik destinasyonlara giriş kapısı niteliğinde bir kavşakta bulunuyor.

Kandilli’nin tanıtımını yapacak, bölgeye gezgin trafiğini teşvik edecek ve günlük yerel ekonomiye katkıda bulunacak işlevlerin harmanlanmasıyla kurgulanacak bir yapı hedeflenmiştir.

Yapı, orman dokusu ile bütünleşik proje alanı içinde yükselerek hem Ereğli-Zonguldak karayolu kullanıcıları için görünür/davetkar bir odak oluşturan, kavşak noktası ile ilgili merak uyandıran, hem de pilotiler üzerinde yükseldiği için çevresindeki ağaçlar üzerinden Kandilli ve çevresindeki destinasyonlara vistalar yaratacak yapı birimleri bütünü olarak kurgulanmıştır.

Yapıyı oluşturan köy pazarı, ziyaretçi merkezi ve kafe birimleri orman dokusu içerisinde yükseltilmiş bir gezi rampası ile birbirlerine bağlanarak, yapının sirkülasyonunun da alanla ilgili anlatıların ve serginin bir parçası haline gelmesi amaçlanmıştır. Yapılacak arşiv çalışmaları ardından, Ziyaretçi Merkezi’nde ayrıca dönemin madencilik ve jeolojik kalıntılarının sergilenmesi planlanmaktadır.

Cephe malzemesi çam katranı ile karartılmış ahşap olarak tasarlanan yapının zemin kotunda 8 adet satış birimi tasarlanmıştır. Yerelde üretim yapan köy halkının ürünlerini satması için düşünülen satış birimlerinin, mevcut durumda yol kenarında trafik güvenliğini ve kendi can güvenliklerini risk altına sokacak şekilde satış yapan satıcılar için güvenli ve konforlu koşullar oluşturması hedeflenmiştir.

Tasarım süreci boyunca mümkün olduğunca yerel, dönüştürülebilen ve çevreye duyarlı yapı teknikleri kullanarak alandaki yoğun orman dokusuna en az müdahale edecek şekilde hafif dokunmalar yapacak, orman dokusu ile bütünleşik bir yapı yaklaşımı üzerinden tasarım kurgulanmıştır.

Demka Tekstil Ofisi İç Mekan Tasarımı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ahmet Gökmen Tugay,Hüsna Sudaş
Mimarlık Ofisi : TAG Mimarlık



Este Cerrahi Polikliniği

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ahmet Gökmen Tugay,Hüsna Sudaş
Mimarlık Ofisi : TAG Mimarlık



Inglot Mall of İstanbul Şubesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ahmet Gökmen Tugay,Hüsna Sudaş
Mimarlık Ofisi : TAG Mimarlık



İnsan Kitap Mall of İstanbul Şubesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ahmet Gökmen Tugay,Hüsna Sudaş
Mimarlık Ofisi : TAG Mimarlık



Viewing all 1955 articles
Browse latest View live