Quantcast
Channel: Arkitera Mimarlık Merkezi - Proje
Viewing all 1955 articles
Browse latest View live

Vakıf Emeklilik

$
0
0

Tasarım Ekibi : Umut Uzuner,İlknur Gülümoğlu,Gökçen Hotaman
Mimarlık Ofisi : Udesign Mimarlık

Udesign Mimarlık tarafından tasarlanan Vakıf Emeklilik ofis projesi İstanbul Ortaköy'de bulunuyor.

Ofis, projeyi anlatıyor:

Ortaköy’de bulunan ’Vakıf Emeklilik’ projesini tasarlarken ana çıkış noktamız; binanın içine girdiğiniz zaman eskisine göre çok daha davetkar, modern, yenilikçi, aydınlık ve renkli bir ofis tasarlamak olmuştur. Tasarım sürecinde bizlere yol gösteren pek çok faktör tasarımı etkilemiştir.

Öncelikle mevcut ve aktif kullanımı devam eden bir binanın içinde bir dekorasyon çalışması yapmanın pek çok zorluğu vardır. Fonksiyonlar yerlerini bulurken insanın ihtiyaçlarının, doğru ergonomi, ışık, iklimlendirme ve konforun sağlanması göz önünde bulundurulmuştur. Firmanın kurumsal yapısını yansıtan renkler ve grafikler ile kimliğini korurken; ahşap malzemeler, duvar, tavan ve genel alanlarda açık renkler ve oda bölümlendirmelerinde cam malzeme kullanılarak mekanın ferahlığını artırmak ve muhteşem manzarasının en gizli köşelerden bile izlenmesi, doğal ışığın mümkün olduğunca içeri alınmasını sağlamak amaçlanmıştır. Sıcak renklerle tanımlanmış ve canlandırılmış duvar, tavan ve zeminler firmanın canlı ve hareketli çalışma tarzını desteklemeye yardımcı olmuştur.

Her katta küçük sosyal alanlar, kolon aralarında ve duvarlarda niş şeklinde dinlenme noktaları, çay kahve ihtiyaçlarının hızlı bir şekilde karşılanabileceği istasyonlar yaratılmış, ayakta ikili görüşme alanları oluşturulmuştur.

Çatı katında ve uzun koridorların oluştuğu katlarda açılı aydınlatma elemanları, görsel ve yönlendirme elemanları, akustik panolar, kayan cam ve mesh paneller kullanılarak tekdüzelik kırılmış, daha hareketli hacimler yaratılmıştır.


NOTCH | YARIK

$
0
0

Tasarım Ekibi : Akın Arslan,Berna Itah,Çağlar Biber,Ebru Ulu,Fikret Sungay,Mert Sezer,Mina Öner,Salih Küçüktuna,Tuğçe Seda Mut
Mimarlık Ofisi : PIN Architects

Silkar Plaza'da sergilenen Silkar Plaza Notch; doğada var olan ham malzemenin işlenerek ve tasarlanarak farklı doğal bir form ve strüktürde tekrar algılanması süreci olarak tasarlanmış.

PIN, projeyi anlatıyor:

Kullandığımız akdolam mermer, bitki türleri, mekansal çözümlemeler ile doğal ve yapay çevremizle olan etkileşimimizi arttırmanın ve bağımızı geliştirmenin önemi vurgulanmak istenmiştir. Notch deneyimlenmesi tüm duyularların bütünleştiği; malzeme-renk, hacim-ölçek, ışık-bitki değerleri ile doğal olgulara görünürlük kazandıran Fenomenolojik kavrayış kuvvetidir. Zemin ile kurduğu kuvvetli ilişkiyi kullanılan bitki türleri ile ön plana çıkarmak ve tasarımı doğa ile bütünleşmiş farklı kayaç oluşumları, derin vadiler, eğimli düz yüzeyler, mağara oluşumları gibi doğal ögelerle betimleyip sınırlayarak yorumlanan mekansal tanımı kullanıcıya hissettirmektir.

‘Manevi olandan maddi olana... Dışsal, kaos, güç, inşa _ insan bedeni üzerinden - ideal, güzellik, düzen, içsele - tinsel düşünceler. Tüm bunlar, yaratım döngüsü.’

Biofilik konusu kapsamında, tasarımda yaratılmak istenen etki bitkilerle güçlenmiştir. Mekânın öğle saatleri haricinde direkt gün ışığı almayan, loş ve klimalı ortamına uygun olarak tropikal ve az bakım gerektiren bitkiler seçilmiş olup, optimum toprak derinliğini sağlayan kaide içine yerleştirilerek bir bütün oluşturmuşlardır.

2 cm kalınlığındaki AKDO levhalar, 2-6 cm arasında değişen parametrik bir anlayışla birbiri üzerine düşey bir düzlemde montajlanmaktadır. Levhaların alüminyum kesitleri malzemenin hafiflemesini ve birbiri üzerine kolayca montajlanması sağladı.

Türk Telekom Genel Müdürlüğü Sosyal Alanları

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ebru Ulu,Fikret Sungay,Mert Sezer,Salih Küçüktuna,Tuğçe Seda Mut
Mimarlık Ofisi : PIN Architects

Türk Telekom Genel Müdürlüğü binasındaki sosyal alanlar PIN Architects tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Günümüzde, değişen ihtiyaçlara göre şekillenen kullanıcı odaklı yeni ofis anlayışı yeni mekanlara olan ihtiyacı arttırmakla birlikte çalışma kurgularını da değiştiriyor. Türk Telekom’un İstanbul Gayrettepe’deki yeni genel müdürlük binasının 14 adet ofis katında tasarlanan ve çalışma alanlarına eklemlenen sosyal mekanlar ve etkileşim alanları da bu dönüşen alanlara bir örnek. Ortak-çalışma (co-working) alanları olarak da adlandırabileceğimiz bu sosyal içerikli alanlarda kullanıcılar dinlenme, okuma, sohbet, tanışma gibi aktiviteleri gerçekleştirebiliyorlar. Ayrıca network, ortak çalışma, üretme, iş birliği, toplantı, özel konuşma, odaklanma gibi iş ile ilişkili durumlarda ise çalışma istasyonlarının dışında kullanabilecekleri alternatifli, esnek, kullanıcı dostu, konforlu ve iyi tasarlanmış mekanları da günlük çalışma programlarının bir parçası olarak kullanıyorlar. Bu yeni model kullanıcısına bir çalışma deneyiminin ötesinde becerilerini daha iyi kullanabileceği, farklı kaynaklara ulaşabileceği fırsatlar sunduğu gibi çalışma saatlerini de daha eğlenceli ve yaratıcı aktivitelerle zenginleştirerek mutluluk faktörüne de katkı sağlıyor.

Mekanda kullanılan malzeme, aydınlatma, mobilya, renk, doku, gözeneklilik, ve biyofilik tasarım bileşenleri üzerinden doğa ile mekan arasında doğrudan bir bağlantı kurulması amaçlanmıştır. Böylece insan-doğa arasındaki ilişki olabildiğince kurulmaya çalışılmıştır. Doğal malzemeler rafine mimari detaylarla, topolojik yaklaşımlarla düzenlenerek fonksiyonlar arasındaki geçişleri çözdüğü gibi mikro dinlenme alanları da aydınlatma ve mobilyalar ile mekanlaşarak kısa süreli molalarda bir yenilenme fırsatı sunmaktadır.

Mimari kararlarla şekillenen çalışma alanlarına eklemlenen alternatif sosyal alanlar, günlük çalışma rutinine mutluluk-üretkenlik döngüsü üzerinden pozitif bir katkı sağlama amacındadır.

FAMU Turizm

$
0
0

Tasarım Ekibi : Jülide Tutan Hergül
Mimarlık Ofisi : Eskiz Mimarlık

İzmir Buca Ege Giyim Sanayi Sitesi'nde bulunan FAMU Turizm fabrika yapısı Eskiz Mimarlık tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Arazi ve İşlev:

İzmir Buca Ege Giyim Sanayi Sitesi (BEGOS) İzmir'in son on yılda hızla gelişen bir bölgesinde yer almaktadır. Yüksek rakımda yer alan bu bölge aynı zamanda bir yeşil kuşak bölgesi ile sınır komşusudur ve FAMU firmasının bu yerleşkede sahip olduğu arazi işte söz konusu yeşil kuşağa güney yönünden bakan, aynı zamanda İzmir silüetine hakim üçgen bir parselde yer almaktadır. İşveren bu bölgede esnek kullanımlara ve farklı imalatlara izin veren bir betonarme yapı talebi ile tasarım ekibine gelmiş, gerektiğinde idari ofis olarak da kullanılabilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle kitle, mekansal olarak bölünebilir çok amaçlı üretim / idari yapı bloğu olarak tanımlanmıştır.

Kitle ve Mekan:

Arazinin geometrisi ve yönlenmesi nedeni ile kuzeyde bir yayla tanımlanan yapı, güneyde çekme mesafelerini izleyerek ortogonal olarak oturmuştur. Sanayi Yerleşkesi'nin eş benzer ortogonal blokları arasında yükselen yay formundaki kuzey/ kuzeybatı cephesi bir yandan kitlenin yerleşkenin kapısından itibaren algılanmasını sağlarken, diğer yandan hassas bir açıyla sarmal hareket yapan yatay açıklıklar merak uyandıran bir optik illüzyon yaratmaktadır. Cephe çok sakin bir kompozisyon ile dinamik bir imge oluşturmaktadır. Yay formundaki kuzey/ kuzeybatı cephesi yapının giriş ve ana ulaşım aksına jest olarak konumlanmışsa da ısı verimliliği açısından cephe açıklıkları son derece kontrollü tutulmuştur. Güneyde yer alan yeşil kuşağa yine yatay cephe elemanları ile arka tarafta dönülmüş, hem manzara hem doğal ışık açısından bu cephe önemsenmiştir.

Arazide yer alan kot farkı nedeni ile giriş kotundan aşağıda iki bodrum katı çözülmüş, bu katların bağımsız depo alanları olarak da kullanılabilmesi amaçlanmıştır. Çok katlı bir üretim alanı olarak kullanım düşünüldüğünde düşey sirkülasyon elemanları her iki uçtan eşit dağılım alacak biçimde ve yangın merdiveni olarak düşünülmüş, ıslak hacimler ve asansörler bu çekirdeklerin içinde konumlandırılmıştır. Arazinin kuzey güney aksındaki derinliğinin fazla olması nedeni ile planda esneklik ilkesinin bölünebilmesi açısından her katta yatay sirkülasyonu organize eden bir galeri konumlandırılmıştır. Orta galeri boşluğu sayesinde katlar birbirleriyle hem görsel hem de hacimsel olarak bağlanmıştır. Aynı zamanda çeperde yer alan açıklıklardan uzaklaştıkça bu galeri yardımı ile yukarıdan ışık alması amaçlanmıştır.
Planın her katta bütüncül veya bölüntülü kullanıma elvermesi için üçgensel alan hipotenüsten geçen bir kenarortayı dengeleyen basit bir şemaya sahiptir.

Örnekköy Polis Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Jülide Tutan Hergül
Mimarlık Ofisi : Eskiz Mimarlık

Örnekköy Polis Merkezi, İzmir’in Karşıyaka ilçesinde son on beş yılda gelişen ve ilçeyi batı yönünden otoyola bağlayan çok yoğun yeni aks üzerinden ulaşılabilen bir parselde yer alıyor.

Eskiz Mimarlık, projeyi anlatıyor:

Yeni Girne Caddesi olarak anılan bu aks, yüksek katlı konut dokusu ve yaya dostu olmayan plan kararları ile kentin kamusal yapı ve alan üretmekte zorlandığı bir bölgedir. Kamuya ayrılmış yapılar tıpkı konutlar gibi çekme mesafesi ile sınırlı küçük parsellerde yer almaktadır. Örnekköy Polis Merkezi mimari tasarım şartnamesi idare tarafından hem bulunduğu bölgenin plan kararları hem de güvenlik önlemlerinden dolayı açık veya yarı açık kamusal alan üretilmesi mümkün olmayan bir parsel ve program ile hazırlamıştır. Bundan dolayı güvenlik kontrol nöbetçi kulübeleri kuzey- güney yönlerinde parselin iki köşesine yerleştirildikten sonra, ihtiyaç programı yapı alanının tümüne oturan kompakt bir kitle içinde çözülmüş, giriş lobisi dolaylı doğal ışık ile yukarıdan aydınlatılmış bir genel hacim olarak kitlenin ortasında yer almıştır.

Ülkemizde polis merkezleri ve karakolların Avrupa Birliği standartları ile uyumlu koşullarda yapılarda hizmet vermesi amacıyla idare tarafından hazırlanan mimari ihtiyaç programı, bu ölçekteki bir semt karakolunda bile oldukça detaylı ve yoğundur. Çok az sayıda polis merkezi şimdilik bu ihtiyaç programı ile tasarlanmış ve inşa edilmiş olup, bu yapı İzmir’deki ilk örnektir. Parsel büyüklüğü göz önüne alınarak zemin katta kolaylıkla güvenlik önlemlerinin alınabilmesi için karakolun tüm temel işlevleri ve özellikli mekanları yerleştirilmiş, birinci katta ise görevlilerin kullanımına açık ve uzun nöbet saatlerinde onlara yaşam alanı sağlayacak ve yapıyı dışarıdan kullanan ziyaretçilerin de ulaşabildiği ortak kullanım alanları ve idari ofisler yer almıştır. Bodrum kat ziyaretçi kullanımına kapalı olup görevlilerin kullanımdadır.

Giriş katı farklı güvenlik zonlarına ayrılmış olup her zonun kimler tarafından kullanabileceğini kontrol eden mekansal bariyerler ile birbirinden ayrılmıştır. Bu katta giriş lobisi herkesin erişimine açık ortak bağlantı ve dağılım noktası olmakta ve bundan sonra şüphelilerin, avukatların, görevlilerin ve görevli memur denetiminde şüpheli teşhis için gelen mağdur vatandaşın girebileceği dolaşım koridorları ve mekanları bulunmaktadır. Geçirgenlikleri sınırlı bu zonları belirten planlar, güvenlik önlemleri nedeni ile yayın ve paylaşım kısıtlamasındadır ve burada okunaklı biçimde verilememektedir. Ancak genel olarak bu kattaki mimari program, ifade alma ve mukayyit odaları, avukat görüşme odaları, şüpheli teşhis odaları ve şüpheli denetim odalarından ibaret olup, her biri kendine özgü güvenlik gereksinimleri nedeni ile özel olarak detaylandırılmış (basınca dayanım, akustik, yangın veya terör saldırısına karşı güçlendirilmiş) yapı elmanları ile çözülmüştür. Yapının tümü engelsiz tasarım nitelikleri taşımaktadır ve her tür kullanıcının bedensel engelli olabileceği varsayımı ile hazırlanmıştır. Bu nedenle zemin döşemelerinde görme engelli rehber çizgileri, asansör ve engelli tuvaletleri tüm yapı genelinde çözülmüştür.

Giriş lobisinde yer alan bir merdiven veya asansör ile birinci kata ulaşılmaktadır. Bu katta seminer salonu, servis mutfağı, yemekhane ve ofisler cephelerden doğal ışık alabilecek biçimde konumlandırılmıştır. Kompakt kitlenin ortasında ve giriş lobisinin üzerinde yer alan kafeterya, skylight ile aydınlanmakta ve kafeteryayı saran galeri boşluklarından giriş lobisine dolaylı doğal ışık süzülmesi sağlanmaktadır. Bodrum katta yer alan otopark, sığınak dışında görevli polislerin kullanımına açık olup bu katta otopark, spor ve kondisyon alanı bulunmaktadır.

Yapının cephe sistemi yine özel güvenlik şartları taşımakta ve olası bir saldırı anında içeriden savunma yapılabilecek şekilde tasarlanmış katmanlardan oluşmaktadır. Doğal taş ağırlıklı kaplanan dış cephede kompozit elemanlar daha çok görsel amaçla kullanılmıştır.

Gülermak A.Ş. ALOSBİ Yönetim Binası Cephe, İç Mekan Tasarımı

$
0
0

Tasarım Ekibi : Jülide Tutan Hergül,Gamze Adıgüzel
Mimarlık Ofisi : Eskiz Mimarlık

Gülermak A.Ş. ALOSBİ Yönetim Binası, organize sanayi bölgesi içerisinde tamamı 34.977 m2 inşaat alanına sahip bir üretim ve bir yönetim bloğundan oluşan sanayi yapısı kompleksidir.

Çelik karkas geniş açıklıklı üretim bloğu önünde doğu cephesine yerleşmiş yönetim bloğu, Eskiz Mimarlık tarafından betonarme karkas ve kaba yapısı bitmiş olarak teslim alınmış ve iç mekan, cephe, peyzaj tasarım projesi ve uygulaması tamamlanarak işverene teslim edilmiştir.

İşveren Gülermak A.Ş. çoğunlukla ulaşım altyapı projelerinin gereksinim duyduğu çelik elemanların üretimini yapan büyük bir sanayi kuruluşu olduğundan projenin konseptinde kuruluşun önemli hizmet verdiği demiryolu teması etkin olmuştur. Cepheyi üç farklı koda bölen bir kuşaklama yapılmış ve uzun cephede bir trenin yol alırken verdiği ritmi hatırlatan bir düzen oluşturulmuştur. Cephe tasarımındaki bu fikir peyzaj tasarımında da devam ettirilmiş, şirketin kendi ürettiği raylar peyzajda bankların üzerinde hareket edebileceği elemanlara dönüştürülmüştür.

Gülermak Yönetim Bloğu için Aliağa Organize Sanayi Bölgesinde birbirine benzer bir dille tekrarlanan kompozit kaplamalı cephelerden oluşmuş yapı örüntüsü içerisinde bir bakışta fark edilecek anıtsal bir imge tercih edilmiş; bunun için natürel monokrom renk skalasında granitin verdiği doğal ışık yansımalarını doğu cephesine dağıtan bir tasarıma gidilmiştir. 110 metre uzunluğundaki bu cephede, derinlik algısını güçlendirmek ve öte yandan şeffaf yüzeylerin gereksinim duyduğu güneş kontrolünü sağlamak üzere farklı derinliklerle hareketlendirilmiş mermer cephe blokları yönetim binasında arzu edilen güçlü karakteri vermiştir. Yönetim binasının ana girişi siyah granit ile çerçevelenmiş geniş bir spider cephe elemanı aracılığı ile davetkar olacak biçimde tasarlanmıştır.  Böylelikle mermer blok ve pencerelerin düşey ritmine kontrast geniş yatay eleman kompozisyonel dengeyi sağlamıştır. Bu cephe tasarımında her bir mermer eleman bağımsız bir karkasa oturmaktadır ve sistemleri birbirinden bağımsızdır. Cephede elde edilmek istenen benzersiz ritm duygusunu vermek üzere parçalar bulunduğu yere özgü boyutlandırılmıştır; aynı boyut ikinci kere tekrarlanmaz.

Cephe sistem detayı konvansiyonel betonarme karkas ve tuğladan oluşan bir yüzeyde mantolama ve boya üzerine uygulanmış mekanik taşıyıcılı mermer giydirmeden oluşmuştur. Mantolama ve boya uygulaması mermer giydirme arkasında kesintisiz devam ettirilmiş böylelikle yapının enerji verimliliği arttırılmış ve çok parçalı cephe tasarımına rağmen iyi paketlenmiş su yalıtımı kalkanı oluşturulmuştur. Ege Bölgesi içerisinde yağışların verdiği yüzey bozulmaları açısından en sorunlu cephenin doğu yönü olmasından dolayı yapıya eklenen geniş saçak hem tüm yatay kitleyi üçüncü boyutta tamamlamakta, hem de hakim rüzgar yönünde suyu yapı cephesinden uzaklaştırmaktadır.

Son yıllarda kompozit kaplamaların ve cam giydirme cephelerin nerede ise bir şablon haline getirildiği yapı stoku içerisinde Eskiz Mimarlık bu tasarımında endüstriyel yapılarda farklı bir tavır göstermek üzere ışığa derinlik veren mermer giydirme cepheyi tercih etmiştir.

Nea Efessos Butik Otel

$
0
0

Tasarım Ekibi : Esra Acar Topuzoğlu
Mimarlık Ofisi : Esra Acar Mimarlık

Esra Acar Mimarlık tarafından tasarlanan otel İzmir Selçuk'ta bulunuyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Proje Türkiye için önemli bir turizm bölgesi olan Efes Antik Kenti ile aynı sınırlar içinde bulunmaktadır. Yapının adı olan ‘’Nea Efessos’’ Yeni Efes anlamındadır. Projeye başlarken detaylı olarak bu bölgenin tarihi ve yapı tipleri incelenmiş projenin her aşamasında tarih ve sanat danışmanları ile ortaklaşa çalışılmıştır. Dış cephe taş kaplamaları, Akdeniz usulü sıvası ve bahçeye açılan balkon ve cumbaları ile yapı Akdeniz Mimarisinin etkisi altındadır. Bunun yanı sıra Efes genelinde kullanılan iyonik sütun, Roma dönemi yapılarda gözlenen tonoz kemer sistemi, yapı malzemesi olarak taş ve tuğla kullanımı, Efes Antik Kenti’ne gönderme yapmaktadır. Toplam 16 oda kapasitesi bulunan otelde her odaya farklı bir tanrı ismi verilmiş ve oda içinde bulunan rölyefler ve freskolarda bu tanrıların isimleri canlandırılmıştır. Simetrik bir plan yapısına sahip olan yapı Selçuk kalesini ve Pamucak sahilini de içine alan manzaraya doğru konumlanmıştır. Yapının bir kolunda restoran, kafe fonksiyonlarını içeren birimler bulunurken, diğer kolda lobi ve suit odalar yer almaktadır. Bu iki farklı fonksiyondaki kitleyi odalar bağlamaktadır.Mekânlar arası geçiş zemin katta yarı açık tonozlu koridorlarla sağlanırken, bu tonozlar aynı zamanda arka bahçe ile şeffaf bir bağlantı kurmaktadır.Üst katta yer alan teras revaklı bir geçiş ile oda koridoruna bağlanmıştır. Loby alanı zemininde Poseidon mozaiği,görkemli rölyefi ve tonoz tavanı ile yapıya etkili bir giriş sağlamaktadır.Oda içleri konfor standartları düşünülerek tefriş edilmiş ve duvardaki fresko tablo, yatak başındaki rölyef ve banyo kapısındaki vitray çalışma yapıya estetik bir değer katmaktadır.

Carrera Mistral Fitness & Spa

$
0
0

Tasarım Ekibi : Esra Acar Topuzoğlu
Mimarlık Ofisi : Esra Acar Mimarlık

Carrera Fitness & Spa Markasının Mistral Alışveriş Merkezindeki yatırımı olan proje, İzmir’in gelişmekte olan gökdelenler bölgesi olan Bayraklı'da yer alıyor.

Esra Acar Mimarlık, projeyi anlatıyor:

Toplam 3.500 m2 alana yerleşen  iki katlı olarak planlanan tesisde açık-kapalı yüzme havuzu,spa merkezi,stüdyolar,cardio alanı ,crossfit alanı,spinning,tırmanma duvarı, kids club,kafe alanı ,açık kapalı basketbol sahası ve box ringi yer almaktadır.Maskülen bir hava yaratılmak istenen mekânda koyu renkler,paslı demir elemanlar ve beton görünümlü paneller ve seramikler ağırlıklı olarak kullanılmıştır.Firmanın kurumsal rengi olan kırmızı aydınlatma elemanlarında ve sabit mobilyalarda yoğun olarak kullanılmıştır.Yapının cam cephesi boyunca cardio cihazları sıralanırken orta alanda box ringi ve basketbol sahası yer almaktadır.Giriş bölümünde yer alan resepsiyon alanı beton görünümlü heybetli görüntüsü ile mekânın derinlik etkisini arttırmaktadır.Mekânda kullanılan tüm malzemeler hem hijyen kolaylığı,hem dayanıklılık hem de ses izolasyon değerleri düşünülerek özenle seçilmiştir. Aydınlatma konusunda Lumina firmasında aydınlatma danışmanlığı hizmeti alınmış ve tüm aydınlatma elemanları özel olarak tasarlanmıştır. Havalandırma konusuna önem verilmiş ve tüm havalandırma sistemi otomasyona bağlanmıştır.Ses sistemi ileri teknoloji cihazlarla kurulmuş ve özellikle spinning alanında harekete duyarlı sensörlerle aydınlatma ve ses otomasyonu sağlanmıştır.Yüzme havuzu yazın açık,kışın kapalı olacak şekilde tasarlanmış hem strüktür hem de havalandırma ve havuz sistemi buna gore kurulmuştur.


Beyaz Residence

$
0
0

Tasarım Ekibi : Evren Yiğit,Zübeyde Patnos Yılmaz
Mimarlık Ofisi : Evren Yigit Architects

Proje alanı Eryaman/Ankara bölgesinde yer alıyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Bölgenin imar yapısı birbirine benzer ve fonksiyonel olmayan yapılardan oluşmaktadır.

Temel tasarım yaklaşımımız fonksiyonel ihtiyaçları karşılamak olmuştur ve bunlar farklı boyutlarda kompakt daireler ve alışveriş mekanları olarak belirlenmiştir. Ayni zamanda, tasarımımızın genel yapıya uyumlu olmakla birlikte bölgeye yeni bir görünüm kazandırmayı hedeflenmiştir. Bölgesel uyum açısından çevresel gereklilikleri belirlemeye çalışarak, saçak elemanları ve tekrarlayan cephe kaplamaları gibi elemanlar kullanmaya karar verdik.

İç tasarım için kültürel yapı ile uyumlu temel özellikleri barındıran kompakt ve fonksiyonel farklı daire modülleri yarattık. Her metrekare kullanıcı ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlandı.

Giriş katında caddeye karşı olan cephede, daha kolay erişilebilir alışveriş mekanları tasarladık. Konut girişi binanın diğer tarafına yerleştirilerek konut sakinleri için dairelerine daha güvenli ve kontrollü erişim sağlandı. Projenin 2017 yılında tamamlanması ve kullanıma alınmasından buyana müşterilerimizin memnuniyetlerine yönelik olumlu geri dönüşlerini almaktayız.

MEF FADA Hangar Stüdyosu

$
0
0

Tasarım Ekibi : Arda İnceoğlu,Burcu Serdar Köknar,Başak Eren,Derya Uzal,Eda Yeyman,Egemen Nardereli
Mimarlık Ofisi : MEF Sanat Tasarım ve Mimarlık Fakültesi

FADA Hangar, Maslak’ta yer alan MEF Üniversitesi binası içerisinde yer alan, MEF Üniversitesi Sanat, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi öğrencilerinin 24 saat kullanımı için tasarlanan stüdyo ve ilişkili mekanların yeniden düzenlendiği bir iç mekan projesidir.

Mevcut kültür ve iş kompleksi Uniq’in giriş katı kotunda yer alan doğal ışık almayan mekanlar hem bir iç bahçe ile doğal ışık alır hale getirilmiş hem de farklı kullanımları olan mekanlar ile üniversite yapısına bağlanmıştır. Bağlantıyı sağlamak üzere tüm üniversitenin ortak kullanımına hizmet edecek bir açık amfi ve geniş boşluklar düşünülmüştür. Bu boşluklara açılan ayrıca 2 derslik, 1 çok amaçlı salon ve konferans salonu da bulunmaktadır.

FADA Hangar fakültenin tüm öğrencilerinin aynı anda stüdyo yapabilmelerini sağlar. Hangar’ın tasarımı ile ekip farklı kullanım biçimlerine ve değişime imkan tanıyabilmeyi hedeflemiştir.  Her bir grubun akslar arasında yer alan asma katlara ve asma katlar ile bölücüler arasındaki boşluklara yerleşmesi düşünülmüştür. Asma katlar stüdyonun ortasındaki iç bahçeye doğru konsollar ile uzanır. İç bahçe ile asma katlar arasında kalan boşluklar her an başka yeni bir işlev yüklenmeye hazırdır; sergiler, workshoplar, toplantılar için kullanılır. Bu boş alanlardan birinin ucunda ise açık bir amfi bulunur.

İç bahçenin bir ucunda açık bir sunum alanı düşünülmüştür. Bu alan stüdyonun tam ortasında herkesin kolayca dahil olabileceği bir konumdadır.

Hangar’ın bir kenarı boyunca uzanan koridor boyunca çeşitli fonksiyonlar ile FADA ahşap atölyesi, FADA Lab, kitchenette, teknik hacimler gibi stüdyo destek mekanları bulunur. Hangar’ın içerisinde ayrıca yüksek lisans stüdyosu olarak düşünülmüş kapalı bir bölüm de bulunmaktadır.

Nikki Beach Resort & Spa Bodrum

$
0
0

Tasarım Ekibi : Gökhan Avcıoğlu,Semih Acar,Teoman Başaran,Kerem Demircan,Gülden Acar,Gizem Kıroğlu,Aysu Aysoy,Karun Tugay Candır,Begum Evirgen,Aslı Genç,Yıldız Gergün,Efe İlgen,Tahsin İnanıcı,Müge Tan,Mert Türközü,Şenay Ündemir,Hasan Yaren,Bilgen Dinç,Derya Arpaç
Mimarlık Ofisi : Global Architectural Development (GAD)

İnşaatı 2017 yılında tamamlanan Nikki Beach Torba, Bodrum'un Torba mahallesinde bulunan 76 odalı bir butik otel.

GAD, projeyi anlatıyor:

Torba ilçesi, havalananından Bodrum Merkeze girmeden önceki son sapakta bulunmaktadır ve fiziksel konforu, yeni gelişen otelleri ile son yıllarda oldukça gelişim göstermiş bir konaklama alanıdır.

Nikki beach Torbadaki villa şeklindeki odalar büyük aile ve arkadaş gruplarını ağırlamak amacıyla tasarlanmıştır. Apartların her birine ait hijyenik su üreten organik havuzları bulunmaktadır. Cepheler ve yüzeyler tamamen yerel taşlardan oluşturulmuştur ve bu taşlar Halikarnas'ın tarihi binalarında da kullanılmış olan taşlardır.

Hepİstanbul

$
0
0

Tasarım Ekibi : Sezin Ergene,Cem Sorguç,Tolga Yağlı,Amina Rezoug,Özlem Yılmaz,Gizem Candemir,Deniz Gezgin,Elvan Çakıt,Çiğdem Yalırsu,Tutku Sevinç,Gizay Özüm,Ege Adaş,Cüneyt Şentürk,Serra Ayhan,Eda Aytekin
Mimarlık Ofisi : CM Mimarlık

İstanbul’un metropoliten alanı içerisinde, nüfusu hızlı artan, sosyo-ekonomik olarak orta sınıfın yoğunlukla bulunduğu ve hızlı göç alan Esenyurt bölgesinde projelendirilmiş bir konut projesi.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

56.000 m² arazi alanı dahilinde imar durumunda verilen TAKS değeri max. %40’tır. Öneri projemizde TAKS oranımızı %28 olarak kabul edilmiştir. Birçok analiz neticesi yerleşimde alçak katlı yoğunluk ile yüksek katlı yoğunluk bir arada kullanılmıştır. Aslında yapı yoğunluğunun düşeyde kısmen artırılması ve nokta tipoloji dahilinde yüksekliklerin kontrollü bir şekilde düzenlenmesi denilebilir. Yüksek katlı bloklar yön, gölge, rüzgar ve çevre ulaşım etkilerine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Max. 25 katlı değişken yükseklikteki blokların arasında gene değişken gabariye sahip Kuzey-Güney doğrultusunda yerleşen düşük katlı sıra bloklar yer almaktadır. Bütündeki bina ayak izi, kullanıma en fazla yarar sağlayacak kıymette, ebatta bir avlulama, açık ve yeşil alana imkan tanıyacak şekilde yerleştirilmeye çalışılmıştır.

Yoğun trafik ağının ortasında yer alan arazi topografik olarak da kentsel yüzey düşünüldüğünde düşük kotta kalmaktadır. Arazi çevresinde “vista” teşkil eden bir kentsel ya da doğal öğe yoktur. Dolayısıyla bakılacak bir “dış” olmadığı için gündelik hayat, sosyal ilişki, komşuluk, yeşil alan ve rekreasyon yoğunluklu bir iç yaşam kurulmaya çalışılmıştır. Projenin yönlenebileceği bir bağlama sahip olamaması nedeniyle kendisini “bağlam” olarak kabul edilmiş ve ardılları için bir bağlam oluşturma gayesi güdülmüştür.

Mekânsal kurgu analojisi “rizomatik”, yatay ve dikey ilişkisi ile tanımlanabilir. Proje “tek merkezli” değil “çok merkezli”, aslında herhangi bir merkez teşkil etmeyen ya da gizli merkez içeren harekete sahiptir.

Proje alanına, kuvvetleneceği düşünülen güney yolundan ve bu girişin diyagonal  aksında yer alan bir diğer girişten nüfus edilir. Batı Çarşı ve Doğu Çarşı yerleşke içerisinden ve istenirse ait olduğu mahalleden de kullanıma imkan tanımaktadır. Kapalı sosyal donatılar, yerleşkeye bağlı yönetim ve muhasebe ofisi gibi işlevler topografyadan kaynaklanan avantaj ile kuzey tarafı gömük güney cepheleri açık bir şekilde arazinin kuzey bölgesine konuşlanmıştır.

Kuzey güney doğrultusunda yerleşen yapısal kurgu doğu yönünde gabari düşürmektedir. Doğu güneşinin güneyi tarayarak hareketi nedeniyle tüm avlular gün ışığından sebeplenmektedir. Batı tarafı kütleselleşmesi gerek batı güneşinin yarattığı olumsuzluk gerekse de otoban bağlantısı nedeniyle gabari farklılaşmasına uğramıştır.

Kuzey güney doğrultusunda geniş iki avlu alanı paylaştırırken, merkezileşmeme gayesi ve müstakil, yarı özel açık alanlar, 2. Derece avlular yaratmak istememizden dolayı aralarında ikincil lineer pasajlar kurgulanmıştır. Bu avlulardan doğu-batı doğrultusunda farklı kot ulaşımları, hava sirkülasyonlarını sağlayan yırtıklar, blok ve diğer yapı girişleri sağlanarak gizli bir gridaj içerisinde söz konusu rizomatik kurgu oluşturulmuştur.

Yapı alanında iki tipoloji hakimdir. Nokta tipolojiye sahip bloklar 1 tanesi 25 kat diğerleri 10 kata kadar düşen toplam 14 adettir. 25 kattan sınırı efektif kabul edilmiştir. Strüktürel aksları 650/650 olan bloklar 26m. X 26m. kontura sahiptir. kat bazında 4 ilâ 6 arası bağımsız bölüm bulunmaktadır. Birimler konteyner mantığında oda sayısı ve çeşitlemesine bağlı olarak tasarlanmış ve merkezi ortak alan, çekirdek sabit olarak değişkenlik içerecek şekilde kurgulanmıştır. Cephe tasarımını da bu baz tasarım noktası ve ilişkisi verir. Bağımsız adedi ve kütlenin son oluşumunu bu tümevarım dizgisi oluşturur.

Sıra ev veya lineer teraslama olarak tanımlayabileceğimiz yükseklikleri 12.50 m. ilâ 18.50m. arasında değişen sistem blok kurgusunun benzeri bir örgü ile oluşmaktadır. Kurgu dahilinde birbirleriyle ilişkileri yatay ara yüzler ortaya çıkarmakta ve bunlar ortak ya da bağımsız bölümler ile ilintili kat bahçeleri olarak işlevlenmektedir. Bu aynı zamanda yatay yüzeylerin bir ekolojik sertifika dahilinde çatı bahçesi olarak kullanımına imkan tanır. Benzer prensip yüksek katlı bloklarda da vardır. Bulunduğu kota bağlı olarak yükseklikleri değişir.

Dört yöne yüz veren yüksek blokların yönlere bağlı cephe porozitesi ve karakteri değişkenlik oluşturmaktadır. Kuzey ve güney cephelerinin porozitesi düşük iken doğu cepheler yüksektir. Batı cephesi gene kontrollü bir boşluk oranı ile kurularak güney batı güneş kuvvetini bertaraf etmeye dönük olarak yapısal çıkıntı ile cam yüzeyleri gölgelenmektedir.

Kuzeydoğuda önerilen koru ile kışın yerleşke içerisinde hissedilecek olan poyraz engellenmek istenmiştir. Hakim rüzgar yönü olan kuzey batı ise bir blok ile engellenmiş ve yerleşke içerisine, ortak açık alanlara sirayet etmesi önlenmiştir.

Özellikle yaz aylarında güney batıdan esen sirküle edici, temizleyici hava akımı/rüzgarı kesilmemeye çalışılmıştır. 

ENKA İdari Ofis

$
0
0

Tasarım Ekibi : Gökhan Avcıoğlu,Emir Drahşan,Baha Ercanoğlu,Can Büyükçelen,Göktan Catıkkaş,Yonca Ürün,Eti Kastoryano,T. Onur Özdemir,Eda Demirel
Mimarlık Ofisi : Global Architectural Development (GAD)

Sakarya’da bulunan doğal gaz kombine çevrim enerji santrallerinin işletme ve bakım yönetim kadroları için inşa edilmiş yeni ofis yapısının inşaatı 2017 yılında tamamlandı.

GAD, projeyi anlatıyor:

Enka Power yönetimi, Enka Doğalgaz Kombine Çevirim Santrali işletmesi boyunca oluşan koşullar ve ek ihtiyaçlar neticesinde mevcut idari/yönetim binasının yenilenmesine karar vermiş; GAD, ENKA santrallarının mevcut iş süreçleri ve yeni ihtiyaçlarını dikkate alarak bir ofis tasarlamıstır.

Çelik malzeme ile daha hafif bir sistem kurgulanan yapı çelik elemanlardan oluşmuştur. Boru profiller, kutu profiller, I profillerden oluşan bir düzeni vardır. 

9.000 metrekarelik açık alanda yaklaşık 5.000 metrekarelik ofis yapısı. Tek katlı seyreden ama kimi yerlerde de üst katlar, teraslar oluşturulmuş bir yapı. Santral çalışanları ve yöneticileri için çalışma alanları, farklı büyüklüklerde toplantı salonları, yemekhane gibi yerleşimlerden oluşuyor.

ENKA Santralları ofisinde maksimum gün ışığı alabilecek, en az yapay ışık kullanılabilecek, günün geç saatlerinde de kullanılabilecek, aynı zamanda ısıtma soğutmasında da sorun yaşanmayacak ve çeliğin tüm özelliklerine yer vererek, kapatmadan göstererek etkili olmasını önemseyerek bir tasarım ilkesi izlendi. Yapıda açık cam yüzeylerin dışında Ofisin tesisle uyumuyla, çelik taşıyıcı sistemiyle, çatısıyla, cam duvarlarıyla, yarattığı şeffaflık ve zariflikle, iç mekan tasarımında çeliğin estetik değerinin ortaya çıkmasıyla ve hepsinden önemli deprem bölgesinde güvenli bir çelik yapı duruşuyla ENKA’ya olduğu kadar tüm Türkiye’ye kazandırılmış örnek bir çelik yapı ortaya çıkartıldı.

Var olan bahçe peyzajını dikkate alarak ve mevcut ağaçları koruyarak yeni bir iç ve dış mekan peyzaj tasarımı oluşturmuştur.

Metrohm Türkiye Ofisi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Hakan Habif,Hande Karakaş
Mimarlık Ofisi : Habif Mimarlık

Habif Mimarlık tarafından tasarlanan ofis yapısı Vadistanbul Bulvar'da yer alıyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Metrohm Türkiye, genel merkezi İsviçre Herisau’da yer alan kimyasal analiz enstrümanları sektöründe öncü bir firmadır. İstanbul merkezli yeni ofislerinin tasarımında Habif Mimarlık olarak esas aldığımız, firmanın enternasyonal kurumsal kimliği korunarak bulunduğu şehrin yerel fikirleriyle beslenmesidir.

Vadistanbul Bulvar’da yer alan yaklaşık 750 m2’lik ofis alanında tasarlanan Metrohm Türkiye yönetim ofisi, ofis bloklarında projelendirme ve uygulaması yapılan ilk ofis katı olma niteliği taşımaktadır. Yerleşim olarak ofis yönetim alanları, açık ofis çalışma alanları, toplantı ve seminer alanları, laboratuvar, teknik servis, kalibrasyon odası ve teknik alanlar olarak bölümlendirilmiştir. Binanın çekirdek alanını çevreleyen sirkülasyon alanları planlanmış olup mekanlar cepheye komşu, gün ışığından yararlanacak şekilde konumlandırılmıştır. Sirkülasyon alanı ve mekânlar arasında çift cam modüler bölme sistemi mekânlar arası şeffaflığı korurken, birbirleri ile ilişkili mekânları bölümlendirmiştir. Firmanın mekân akustiği ile ilgili hassasiyeti mimari sistemlerin seçiminde etkin rol oynamıştır.

Metrohm’un kurumsal kimliğinin yeniden kurgulanıp yorumlanmasında sirkülasyon alanları için tasarlanan görsel imajlar majör rol oynar. Ofis genel sirkülasyon alanlarında kullanılan imajlarda dijital ara yüzde dünya ve İstanbul harita imajları kodlanarak ‘metrohm’ harflerinden oluşan bir tipolojiye dönüştürülmüştür. Böylelikle Metrohm firmasının kurumsal olarak dünyadaki ve İstanbul’daki varlığı ve lokasyonları vurgulanarak mekânsal kurguda yer alması planlanmıştır.

Ofisin genel aydınlatma, renk ve malzeme seçimleri steril ve plastik bir etki yaratmak üzere firmanın kurumsal renkleri korunarak yapılmıştır. Genel doku ve renklendirme Metrohm’un uluslararası kurumsal renkleri olan beyaz ve gri ağırlıklı kullanılarak planlanmıştır.

Gebze Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Çevre Düzenleme ve Peyzaj Projesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : İbrahim Türkeri


İbrahim Türkeri tarafından peyzaj tasarımı yapılan fakülte çevresinin inşaatı 2017 yılında tamamlandı.

İbrahim Türkeri, projeyi anlatıyor:

Gebze Teknik Üniversitesi Çayırova kampüsü, içerisinde 120 çeşit kuş türü barındıran yeşil bir alandır. Yeni yapılan Mimarlık Fakültesi binası ile kampüste sert zemin ve çevre düzenleme ihtiyacı oluşmuştur. Bu bağlamda kampüsün ortasından geçen hızlı tren inşaatı nedeniyle sökülmüş olan eski ahşap parçalar, doğal olana temas eden yeni bir ara yüz olarak üretilmesi düşüncesiyle değerlendirilmiştir. Mevcut yaya izleri takip edilerek “gündelik güzergâh hafızası” sürdürülmeye çalışılmıştır.

Sürdürülebilir malzeme kullanımı ile proje alanındaki zemin örgütlenmesini sağlamak ve tabiatın akışını kesintiye uğratmayan nefes alan yeni bir sert zeminüretmek, kullanıcıların açık alan ilişkilerini sürekli ve güçlü kılmak ve kampüsün doğal ortamı ile yarışmayan imgesel bir dış mekân üretmek hedeflenmiştir.

Proje kapsamında Mimarlık Fakültesi’nin eşiğinde yeni bir imge inşa edilmiştir. Bahsedildiğinde akla gelen her şeyi tarifleyen imge olgusunun buradaki temel tasarım kaynağı, Mircea Eliade’nin “axis mundi” tanımı olmuştur. Daha yüksek ve daha alçak alemler arasındaki iletişim bu nokta üzerinden sağlanacaktır.


ChronoStation Aile Yaşam Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Gülşah Kahraman
Mimarlık Ofisi : Kahraman Mimarlık

Ankara Beysukent’te bulunan Beysupark Yaşam Merkezi'nin içinde 2.435 m2’lik bir alanda çocuk ve ebeveynler için bir aile merkezi olan ChronoStation Kahraman Mimarlık tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Kuaför, market, spor salonu, eczane, kafe ve alışveriş birimlerinin olduğu açık hava kurgusu ile tasarlanmış bir alanda bulunmaktadır.

Disney karakterleri konseptiyle oluşturulmuş bir hayal dünyası olan ChronoStation’ın iki girişi bulunmaktadır. Bir tanesi ana giriştir; hem disney çocuk dünyasına hem de mağazaya giriş buradan yapılmaktadır. Diğeri ise kafe girişidir. Kafe iç ve dış kafe olarak tanımlanmıştır. Dış kafe ile Beysupark Yaşam Merkezine gelenler yani çocukla gelmemiş insanlar için bir mekan amaçlanmışken, ChronoStation dünyasına giren aileler için geçit üstünde bir iç kafe tasarlanmıştır. İç ve dış ayrımı ise “Z” şeklindeki bir tezgah tasarımı ile yapılmıştır. Dışarıdan gelen kişi içeriyi görebilmekte fakat geçememektedir. Görsel iletişim kurulabilirken fiziksel iletişim sınırlandırılmıştır. Böylece dış kafe bağımsızlaştırılmıştır. Kafedeki doğramanın bir bölümünün giyotin cam şeklinde çözülmüş olması sayesinde kahve, çay gibi içecekleri paket olarak almak isteyen müşterilere kolaylık sağlanmıştır.

ChronoStation’da, mağaza ve kafe dışarıya bağımsız olarak hizmet edebiliyorken diğer alanları kullanabilmek için turnikeden geçmek gerekmektedir. Turnikeden sonrası Beysupark Yaşam Merkezindeki açık alan kurgusunun yani sokak konseptinin iç mekana taşınması ile şekillenmiştir. Sokak/Chrono geçidi sosyal alan olarak değerlendirilmiştir. Yemek yeme, sohbet etme, bir araya gelme programlarının yapıldığı ve diğer mekanların gözlemlenebildiği bir güzergahtır. Bu geçitte hem yarım kot hem de bir kat altta bulunan programlar görülebilmektedir. Mekan ile ilgili genel algı bu geçitte oluşabilmektedir.

ChronoStation, farklı programların bir araya gelerek ailelere zamanın nasıl geçtiğini anlamayacakları bir ortam sunmaktadır. Atölyeler, doğum günü alanları, mini kasaba(oyun) alanı, deniz (Karayip Korsanları), çeyrek dünya (Star Wars), top havuzu, jimnastik salonu ve büyükler için spor salonu programları bulunmaktadır. Program dağılımı yaş grupları ve kullanım biçimlerine göre yapılmıştır. 2-12 yaş grubu çocuklarının sosyal, psikomotor (hareket) ve bilişsel (zihinsel) gelişim süreçleri ve kullanma şekillerine göre bir program dağılımı yapılmıştır. 2-4, 4-7 ve 7-12 yaş gruplarındaki çocuklar sırasıyla sembolik, sezgisel ve somut işlemler dönemi olarak ayrıştırılmıştır. Her yaş grubunda sosyal, psikomotor ve bilişsel gelişim devam etmektedir:

Psikomotor gelişim; harekete, eyleme dayalıdır. Karayip korsanlarında, çeyrek dünyada (star wars), jimnastik stüdyosunda ve top havuzundaki tüm eylemler fiziksel gelişim amaçlıdır. Koşma, ip atlama, top oynama, izleme, oturma, tırmanma, dans etme, merdivenden çıkma, kayma, toplarla yüzme Chrono’daki başlıca psikomotor eylemlerdir.  

Bilişsel gelişim; daha zihinsel ve öğrenmeye dayalıdır. Minik Kahramanlar, parti evi ve mini kasaba alanlarında çocukların başlıca yaptığı eylemler ise şu şekildedir; resim yapma, hayal kurma, masal dinleme, gezinme, inceleme, keşfetme, yukarıya bakma, oyun oynama, meydanda toplanma, doğum günü kutlama.

Sosyal gelişimçocukların oyun dışında bir araya geldiği, tanıştığı, konuştuğu, iletişim kurduğu bir süreçtir. Chrono geçidinde yeni arkadaşlık kurabilir, alanlarda oyun oynayıp gelip ailesine yaptıklarını anlattır, yemek yer ve tüm alanı kontrol edebilirler.

Sembolik Dönem (2-4) Alanları

  • Deniz (Karayip Korsanları) - psikomotor
  • Mini Kasaba (oyun) - bilişsel 
  • Deniz (Karayip Korsanları) - psikomotor 
  • Jimnastik Odası (esneklik) - psikomotor
  • Masal, resim, müzik akt. - bilişsel
  • Mini Kasaba (oyun) - bilişsel

Sezgisel Dönem (4-7) Alanları: 

  • Deniz (Karayip Korsanları) - psikomotor 
  • Jimnastik Odası (esneklik) - psikomotor
  • Masal, resim, müzik akt. - bilişsel
  • Mini Kasaba (oyun) - bilişsel

Somut İşlemler Dönemi (7-12) Alanları:

  • Deniz (Karayip Korsanları) - psikomotor
  • Jimnastik Odası - psikomotor
  • Atölye ve parti al. - bilişsel
  • Çeyrek Dünya - psikomotor
  • Top Havuzu - psikomotor

Yaş aralıklarına ve gelişim süreçlerine göre mekanlar potansiyel olarak ayrıştırılmış olsa da bazı mekanlarda örneğin; karayip korsanları alanında 1 yaşındaki çocuktan, 70 yaşındaki bireye kadar herkesi oynarken görmek mümkündür.

MEKÂN ne salt bir soyutlama ve nesne ne de sadece somut, fiziksel bir şeydir. Bütün boyutları ve biçimleriyle, hem kavram hem de gerçekliktir, yani toplumsaldır. Bu yüzden, ilişkiler ve biçimler bütünüdür. Cansız, sabit, durağan değil; canlı, değişken ve akışkandır. Sürekli diğer mekânlara uzanır ve geri döner, onlarla birleşir ya da çatışır. Bu akışlar, birleşmeler ve çatışmalar—ki, farklı zamanlarla olur—bir diğerinin ya da öncekinin üzerine yerleşir ve mevcut mekânı üretir. Bir başka ifadeyle mekân, birçok boyutuyla ona katılan, anlamlandırılan ve anlamlandırılmayan, algılanan ve doğrudan deneyimlenen pratik ve teorik akışlarla üretilir.

Çocuk için mekân' ı tartışmak kavramlardan bağımsız olamaz. Çünkü çocuklar yaş ilerledikçe gözlem ve araştırmalarını pratiğe dökmeye başlarlar. Biçim, boyut, renk, yön kavramlarının gelişmesiyle mekân kavramı da zihinlerinde şekillenmeye başlar. Çocuk, 7 yaşına kadar zihninde ayrı ve farklı parçalardan birleştirdiği resimleri, mekânsal tanımlamaları algılar (Perspektif, iz düşüm, mesafe gibi). 4-7 yaş arasında ise kavramları daha genel ve geniş açı ile algılar. Kavramları zihinde oturtabilmek için onun aksine ihtiyaç duyulmaktadır. Güzel diyebilmek için çirkini, uzun diyebilmek için kısayı bilmek gerekmektedir. Mekân da böyle zıtlıklar bütünüdür. Ön-arka, alçak-yüksek, alt-üst; dar-geniş, boş-dolu, ince-kalın, büyük-küçük, iç-dış, sesli-sessiz, düzenli-düzensiz, açık-kapalı, aydınlık-karanlık gibi zıtlıkların deneyimlendiği ChronoStation’da kavramlar anlatılarak değil yaşanarak zihinlerde yer bulmaktadır. Mekânların program alternatiflerine göre değişebilirliği ve üretilebilir olması önemsenmiştir. Örneğin; kimi zaman doğum günü kutlaması olarak kullanılan minik kahramanlar alanı, başka zaman da atölye çalışmaları için ortam sağlamaktadır. Önemli olan yaşatılan deneyimlerdir.

Chrono’daki kot farklılıkları, farklı yüksekliğe sahip hacimler, sunduğu farklı eylem biçimleri çocuğun zihninde kavramların yer etmesini sağlamaktadır. ChronoStation mekanı program, eylem, yaş aralığı ve kavram bakımından çeşitlilik ve alternatifler bütünüdür.

Antalya Konyaaltı Belediyesi Kadınlar Sanat Eğitim Merkezi ve Yaşlılar Kreşi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Özlem Yıldız Kaya
Mimarlık Ofisi : Keyarch Mimarlık

Keyarch Mimarlık2ın tasarladığı eğitim merkezi ve yaşlılar kreşi, Antalya'da Uluç Mahallesi'nde bulunuyor.

Konyaaltı Belediyesi, konut bölgesi olan Konaklardaki parselinde Kadınlar Sanat Eğitim Merkezi ve Yaşlılar Kreşi tasarlanmasını talep etmiştir. Arsanın yeşil aks üzerinde olması, iki ayrı fonksiyon olması, bazı mekanların iki fonksiyon için ortak kullanılmak istenmesi, tasarımın şekillenmesinde etkili olmuştur.

Bu sebeple bina hem yeşil aksı sürdürmek, hem de fonksiyonları ayırmak amacıyla iki ayrı kütle olarak tasarlanmış, ortak kullanılması gereken mekanlar, bodrum ve teras katlarıyla birbirine bağlanmıştır. Kütledeki bu boşluk sayesinde yeşil aksın hem fiziksel hem de görsel bütünlüğü devam ettirilmiştir.

Projede Yaşlılar Kreşi, 60 yaş üstü bireyler için sosyal bir merkezdir. Bu bireylerin eve kapanmayıp sosyalleşmesi, vakitlerini projede sağlanan atölyelerde, sanat ve sporla uğraşarak geçirmesi hedeflenmiştir. Aynı zamanda huzurevine gönderilmeden toplumla ve aile bireyleriyle gün içinde kaynaşması, yalnızlık hissinin giderilmesi amaçlanmıştır.

Ebeveyniyle yakından ilgilenmesi gereken yetişkin bireye, mesai saatlerinde destek olarak akşam ailenin evde bir arada olmasını sağlamak projenin diğer bir amacıdır. Bunun yanı sıra yaşlılarımıza eğitimli personel ile fiziksel ve psikolojik destek de verilecektir.

Nüfusun %50’sinden fazlasını oluşturan kadınların sosyal hayata dahil edilmesi, üretime katkıda bulunması toplum gelişimi için oldukça önemlidir. Kadınlar Sanat Eğitim Merkezi ile kadınların spor salonu ve atölyelerle aktif olması, çeşitli kurslarla üretken olması hedeflenmiştir. Her iki fonksiyonda da yapılan faaliyetlerin ortak alanlarda sergilenmesi bireylerin sosyalleşmesi açısından önemlidir.

Proje yeri Konyaaltı İlçe merkezine yakın, yeni gelişmekte olan bir bölgedir. Bu bölgede çoğunlukla güvenlikli ve yüksek duvarlı sitelerden oluşan konut alanları mevcuttur. Bu sebeple proje kapalı bir binadan farklı olarak açık bir kamusal alan tasarımını ve kentsel yaşamla bütünleşmeyi hedeflemiştir. Zemin katta, bu iki ayrı kütle arasındaki kentsel avlunun amfi ile buluşturulması farklı aktivitelerle uzun süre kullanılabilmesini sağlamıştır. Bu kentsel avlu, kullanıcıların gün içerisindeki faaliyetlerini sergileyebilecekleri, küçük konserler verebilecekleri, aynı zamanda açık hava sineması olarak kullanabilecekleri bir alana dönüşebilmektedir.

Proje toplam 4.000 m2 inşaat alanına sahiptir. Bodrum katta her türlü etkinliğin düzenlenebileceği, ortak veya ayrı kullanılabilen, iki ayrı fuayesi olan 200 kişilik çok amaçlı bir salon bulunmaktadır. Giriş katta lobi ile bütünleşebilen, özel gün kutlamalarının da yapılabileceği bir kafeterya tasarlanmıştır. Diğer iki katta eğitmenler eşliğinde günlük aktivitelerin yapılabileceği atölyeler, derslikler, oyun ve sohbet odaları bulunmaktadır. Ayrıca Yaşlılar Kreşi kısmında gün içerisinde oluşabilecek sağlık problemlerine karşı sağlık birimleri ve yataklı dinlenme odaları düşünülmüştür. Teras katında ise spor, okuma ve bellek idmanı salonları yer almaktadır. Uygun havalarda bu aktivitelerin dışarı taşabileceği açık mekânlar da düşünülmüş, çatı teraslarının bir kısmında yaşlıların ergonomisi de göz önüne alınarak detaylandırılarak, eğilmeden toprakla uğraşabileceği hobi bahçeleri de tasarlanmıştır.

Bahçeşehir Koleji Konyaaltı Kampüsü Felsefe Oditoryumu

$
0
0

Tasarım Ekibi : Özlem Yıldız Kaya
Mimarlık Ofisi : Keyarch Mimarlık

Keyarch Mimarlık tarafından tasarlanan oditoryumun yapımı 2017 yılında tamamlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Antalya’da Bahçeşehir Koleji Konyaaltı kampüsünde öğrencilerin kullanabilecekleri bir felsefe oditoryumu oluşturmak için projeye başlanmıştır.

Projenin amacı, öğrencinin normal sınıf düzeninin dışında başka bir atmosferle buluşması , sorgulayarak, irdeleyerek ve olaylara eleştirel bakarak öğrenme becerisini arttırmaktır.

Bu tasarladığımız oditoryumda, klasik eğitim sistemine rağmen yetişen neslin soru sorması, düşünmesi, yaratıcı olması ve bunu da yaşam biçimi haline getirmesi hedeflenmiştir. Bu yüzden oturma düzeninde bile hiyerarşik olmayan oval bir masa kullanılmış ve mekan amfi şeklinde tasarlanmıştır. Amaç sadece felsefe söyleşileri yapmak değildir, öğretmen ve öğrencilerin birbirine saygı ile hitap ettikleri, öğrencilerin öğretmenleriyle aynı masada oturarak korkmadan soru sorabileceği bir mekan yaratılmak istenmiştir.

Proje mevcut bina giriş katında, 360 m2’lik bir alanda tasarlanmıştır. Toplam 5 adet fonksiyon içermektedir. Bunlar; Sergi platformu, kütüphane platformu, amfi, toplanma alanı ve hitabet kürsüsüdür.

Sergi platformu, M.Ö. 5yy. dan M.S. 20yy a kadar olan 2500 yıllık tarihe damga vurmuş düşünürlerin, 8 adet replika tablolarının ve rölyeflerin olduğu bölümdür. Bu replika tablolar ve rölyefler kronolojik olarak yerleştirilmiştir. Ayrıca, bu sergi platformu zeminde yükseklik farkı, duvarda ve tavanda ise malzeme farkı kullanılarak vurgulanmıştır. Resim ve rölyefler, dikey ahşaplarla çerçevelenmiş ve alt kısımlarında gerekli açıklayıcı bilgiler sunulmuştur.

Kütüphane platformu için 5000 adet kitaptan oluşan bir kütüphane oluşturulup, doğal ve kaliteli ışık alması için bu bölüm bahçeye bakan alanda tasarlanmıştır. Zemin ahşapla kaplanmış, masif kitaplıklar bu bölüme yerleştirilmiştir.

Toplanma alanı orta bölümdedir. Bu mekanın zemini tamamen taşla kaplanmış ve tam ortasında 24 kişilik 8m x 2,5m ebatlarında masif ahşap oval bir masa yapılmıştır. Toplanma alanı kullanılan malzemeyle tavanda da vurgulanmıştır.

Toplanma alanıyla, sergi ve kitaplık bölümü arası geçiş, amfi şeklinde oturma düzeniyle sağlanmış, bu bölüm öğrencilerin kitap okurken ve münazara yaparken kullanmaları için düşünülmüştür. Zemin ahşapla kaplanmış, iki kademe olacak şekilde tasarlanmıştır.

Eye-D Karaköy

$
0
0

Tasarım Ekibi : Yasemin Arpaç,Sabahattin Emir,Ece Torunlar
Mimarlık Ofisi : Ofist

Ofist tarafından tasarlanan gözlükçü İstanbul Karaköy'de bulunuyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Eye-D sadece sıra dışı bir gözlükçü dükkanı değil. Aynı zamanda bir sanat galerisi.  Veya bir konser mekanı.  Veya bir kahveci.  Ya da bir buluşma noktası.  Daha da önemlisi deneyim odaklı bir mekan.  Sıra dışı, biraz çılgın, çarpıcı; sıcak, samimi, insan ölçeğine yakın, bağ kurması kolay.

Sadece alışveriş edilen bir dükkan değil.  Aynı zamanda etrafını fark ederek, keşfederek başka aktivitelere ve deneyimlere de dahil olunabilecek bir mekan. Bildik, basit malzeme ve fikirlerin sıra dışı yaklaşımlar, dikkatlice çözülmüş detaylar ve yüksek kalitede, kusursuz işçiliklerle uygulanması.

Metal konstrüksiyon ve paneller ile, gerektiğinde bir gözlük veya bir sanat eseri sergilemeye imkan tanıyacak, farklı ihtiyaçlar için farklı pratik çözümler önerebilen, bir fon... Aslında son derece bildik, hafif, sıcak, samimi, form ve boyut olarak basit bir malzeme olarak mantar; tavandan sallandırılmış 550 tane yoga bloğu...  Genel tasarım yaklaşımını özetlemek için aslında yeterli.  4 köşesinden tavana taşıtılmış 4 metre uzunluğundaki mantar lamine masa ve etrafta şaşkın dolaşan Michael Sodeau tasarımı mantar Bob tabureler tasarıma eşlik ediyor.

Medicana Hastanesi Kızıltoprak

$
0
0

Tasarım Ekibi : Atilla Kuzu,Levent Çırpıcı,Yunus Emre Kara
Mimarlık Ofisi : Zoom TPU

Zoom TPU tarafından tasarlanan hastanenin inşaatı 2017 yılında tamamlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Medicana Grubu ile çalışılan ilk proje olma özelliği taşıyan Medicana Kızıltoprak Hastanesi, 65 yatak kapasitesi ile İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 14.104 m² inşaat alanı üzerine kurulmuştur. Fenerbahçe, Bağdat Caddesi, köprü ve sahil bağlantı yollarının kesiştiği, hem yerleşim, hem de iş dünyası ve sosyal yaşam merkezlerinin iç içe olduğu bir konumda yer almaktadır.

Yapının tasarım sürecine cephe ile başlanmış olup, dolu ve boş cephe ilişkilerine göre lineer kompozit parçalarla düşey etki güçlendirilmiş, boyalı cam yüzeyler ile derinlik artırılmıştır.

Yapının merkezindeki ışıklık sayesinde, katlar arasında görsel ilişki kurulmuş olup, peyzaj elemanlarıyla da desteklenerek hem gün ışığından hem de yeşil alan konseptinden yararlanılması sağlanmıştır. Doğal ışıktan mümkün olduğunca yararlanılan yapı için aydınlatma seçimleri de doğal ışığı destekler nitelikte kullanılmıştır.

Lobi girişinden itibaren, yapının fütüristik ve organik tasarım özellikleri öne çıkmaktadır. Özellikle lobi bankosunun lobi merdivenleri ile olan ilişkisi ve tavanda kullanılan parametrik lineer dalga formları, yapının genelinde ortak bir dilde ilerleyen konseptin ilk ipuçlarıdır.

Poliklinik bekleme alanlarındaki banko ve oturma elemanları, yapının tamamı ile organik bağ kuracak şekilde kurgulanmıştır. Mekanları birbirine bağlayan poliklinik ve hasta koridorları gibi alanlar sadelikle mahalleri birbirine bağlamaktadır. Hasta odaları ise, yatak başı ile depolama alanları bir arada olacak şekilde tasarlanmış olup, bu yönüyle ZOOM/TPU’nun organik form anlayışlarını destekler nitelikte mekanlara dönüşmüştür.

Yapının tamamı, salt olarak fonksiyonların ya da mobilyaların yerleşiminden ziyade, bunların yapıyla bütünleşmesi esasına uygun olacak şekilde tasarlanmıştır.

Viewing all 1955 articles
Browse latest View live