Quantcast
Channel: Arkitera Mimarlık Merkezi - Proje
Viewing all 1955 articles
Browse latest View live

Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Tarım ve Doğa Bilimleri Fakültesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Kerem Yazgan,Begüm Yazgan
Mimarlık Ofisi : Yazgan Tasarım Mimarlık

Yazgan Tasarım Mimarlık tarafından tasarlanan ve Konya'nın Meram ilçesinde bulunan Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, Türkiye'nin gıda ve tarım dalında özelleşmiş ilk ihtisas üniversitesi.

Tasarmcılar, projeyi anlatıyor:

Karma kullanım programıyla, öğrenci ve akademik personel mekanlarının yanı sıra, bilim insanları, yatırımcılar ve yerel halkın da kullanabileceği kaynak ve tesis olanakları sunmaktadır. Kampüs üç farklı bölgeye ayrılmaktadır: eğitim ve araştırma birimleri (1. bölge), sosyal ve konaklama birimleri (2. bölge), Tekno-kent (3. bölge). Birinci bölgede, Tarım ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Yönetim ve Sosyal Bilimleri Fakültesi, Hazırlık Okulu, Yönetim ve İdari Bina ile Meslek Yüksek Okulu bulunmaktadır. İkinci bölgede ise, Kongre ve Kültür Merkezi, kütüphane, spor kompleksi, yemekhane, lojmanlar ve öğrenci yurtları bulunmaktadır. Tekno-kent olarak adlandırılan üçüncü bölgede de araştırma merkezi, ofisler ve laboratuvarlar bulunmaktadır.

Kampüs alanını kesen iki ana yol, 1. bölgedeki dairesel peyzaj kurgusunun ana aksları olarak rol oynamaktadır. Meydandan eğitim yapılarının zeminini de kapsayacak şekilde 268 metre çapında dev bir ‘yeşil çanak’ oluşturulmuştur. Daireler dıştan içe doğru küçülüp alçalarak ortada merkezi meydan oluşturur, bu meydanın altında bulunan sarnıç-müze bir yandan su tasarrufu ve bahçe sulama için kullanılırken bir yandan da kamuya açık olan bir müze içerecektir. Bölgede yer alan eğitim ve araştırma yapıları dairesel bir düzenle bu 4000 öğrenci kapasiteli meydanın etrafında konumlanmıştır. Bu yapılar avlulu ve yerden yükseltilmiş yapılardır. Böylelikle zeminde yapılar arası kesintisiz bir görüş imkanı oluşturulmuştur.  Araçsız, yaya ve bisiklet dostu bu ‘yeşil çanak’ öğrencilere ‘serbest kamusal alan’ yaratmakta, özgür bir şekilde dolaşım ve birçok kampüs aktivitesinin gerçekleşmesi için fon oluşturmaktadır.

Yeşil çatılar, güneş panel tarlası ve yağmur suyu biriktirilmesi ile birçok sürdürülebilir özellikleri olan bu ‘yeşil kampüs’ LEED Sertifikasyonunu hedeflemektedir. Bunların yanında, yaya ve bisiklet yollarıyla, bisiklet park yerleri ve elektrik araç şarj istasyonları ile sağlıklı bir yaşam tarzını da teşvik etmektedir.


Aca Suite

$
0
0

Tasarım Ekibi : Cenk Saraçoğlu
Mimarlık Ofisi : 34 Architects

34 Architects tarafından tasarlanan Aca Suite, İstanbul Kağıthane İlçesi'nde mevcut yapı stokunun yenilenmesi çerçevesinde değerlendirilen bir bölgede konumlanıyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Projemiz sokak kotuyla bütünleşik, kaldırımı kendisi için sınır kabul eden, kent içi yerleşimde sıklıkla karşılaştığımız türde bir apartman bloğudur.

Araç asansörü ile ulaşılan bir kapalı otopark ve 36 konut biriminden oluşmaktadır.

Söz konusu parsel bazındaki imar durumunun katılığı ve işverenin m2 kullanımına dönük olarak maksimumu talep etmesi, arazide güçlü kot farkının bulunması, parsel sahiplerinin şahsi talepleri tasarımın genel hatlarını belirlemiştir.

Bu sebeplerden dolayı zorunlu hale gelen tasarım kurgusunda ki alternatifsizlik ve mimari tasarımı salt çözülmüş bir plan şemasından çıkarma arayışı; 34 Architects Ekibi'nin ofis içinde sürekli dillendirdiği "küçük de olsa bir fikir" mottosuyla birleşerek Aca Yapı'nın eski şantiyelerinde atıl durumda kalan ve hurdaya verilmesi düşünülen trapez levhaları yeniden değerlendirmeyi ve tasarıma cephe kaplama malzemesi olarak entegre etme fikrini gündeme getirmiştir.

Bu çerçevede yüzeyi düzgün olan kullanılabilir levhalar seçildi. Yetmeyen kısım etraftaki şantiyelerden tedarik edildi.

Sıralı işlemlerden geçirilen sac trapez levhalar uzun yıllar yıpranmayacak hale getirildi. İnceliğinden kaynaklı titreşim yapması muhtemel olan levhaların montajı esnasında, demir konstrüksyon ve levha arasında kauçuk levhalar kullanıldı.

Cepheye özgü olarak tasarlanan diğer uygulama detaylarıyla ses, ısı ve su yalıtımı sağlanmış oldu.

Böylelikle Aca Suite tüm paydaşların beklentilerini yerine getirirken; ayakta olduğu süre boyunca çevresine ve tüketilen kaynaklara vb. karşı duyduğu sorumluluğu küçük yollu da olsa hissettirmeye çalışmaktadır.

Alara Loft

$
0
0

Tasarım Ekibi : Şevket Altındal
Mimarlık Ofisi : Altındal Mimarlık

Antalya Düden Park Rekreasyon Projesi kapsamındaki kıyı gezi bandı üzerinde, şehir ile özdeşleşmiş olan falez silueti içerisinde, Düden Şelalesi’nin denize döküldüğü bölgeye 500 metre mesafede yer alan apartman, Altındal Mimarlık tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Tasarım: ​

2009 yılında başlayan tasarım süreci, işverenin istekleri doğrultusunda, arada geçen bunca zamanlık dilimde önce her katında 3 adet 2+1-27 bağımsız bölüm, ardından her katında 2 adet 3+1-18 bağımsız bölüm, en nihayetinde de 2016 yılında her katında tek daire, her biri 365 metrekarelik 9 adet bağımsız bölümden oluşan son ruhsat süreci ile şu an ki durumuna gelmiştir.

Akdeniz panoramasına hakim güney cephede yaklaşık 100 metrekarelik yaşama alanı, geleneksel Türk mimarisindeki sofa anlayışında olduğu gibi toparlayıcı mekan olarak ele alınmış, plan çözümünde hiçbir şeklide koridora yer verilmemiş, tüm mekanlara buradan ulaşım amaçlanmıştır. Dolayısı ile evin neresinde bulunursanız bulunun amaç, bu eşsiz panoramayı tamamen cam olarak tasarlanmış güney cepheden eksiksiz olarak içeri almak olmuştur.

Düşeyde seramik panellerden oluşan bir kabuk tarafından sarmalanmış bu cam cephe; yatayda kat döşemeleri ile kesilmiş, düşeyde ve yataydaki girdi çıktılar ile kimi yerde teraslar, kimi yerde de Fransız balkonlar elde edilerek güneş kontrolü amaçlanmış, yetersiz olacağı düşünülen kısımlarda da otomatik güneş kırıcı elemanlar ile tam korunum sağlanmıştır.

Ortak Kullanım: ​      

Her bağımsız bölümün kullanabileceği şekilde direkt daire içine hizmet eden yük asansörü, kapalı otopark, fitness salonu, toplantı odası, yüzme havuzu, kişiye özel baganalar, garden party alanı, güneşlenme alanı, aroma terapi havuzu, pergola ve bahçe mutfağı, su bahçesi vb. ek kullanım alanları da Alara Loft evlerine ek değer katan diğer özelliklerden bazıları olarak sayılabilir.

Konyaaltı Belediyesi Nazım Hikmet Fuar ve Kongre Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Şevket Altındal,Ahmet Bıçaklı,Can Cahit Bıçaklı
Mimarlık Ofisi : Altındal Mimarlık,AC Bıçaklı Mimarlık

13.200 m2 inşaat alanına sahip kongre ve fuar merkezi, cami, pazar yeri ve okul gibi kamusal alanların bulunduğu bir aksta, çevresinde çoğunlukla 3-4 katlı konut yapılarının yer aldığı bir arazi üzerine inşa edildi.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Yapının ana tasarım kriteri; çevresindeki yapılara saygı duyan, ezmeyen ve mevcut kamu dokusunu güçlendiren bir bina olarak var olmasıdır. Yapı; 3500 kişilik çok amaçlı salon, 150 kişilik 3 adet birleştirilebilir özellikte toplantı salonu, 600 kişilik amfi salon, yönetim ofisleri, ticari birimler, kapalı ve açık otoparktan oluşmaktadır.

Yapının ana fonksiyonu olan 3500 kişilik çok amaçlı salon, yoğun kullanıcı yükü göz önünde bulundurularak üst kota alınmıştır ve mevcut kamusal aksa rampa ile güçlü bir şekilde bağlanarak kullanıcıyı üst kata davet etmektedir. Bu rampa sadece geçiş mekanı gibi düşünülmeyip aynı zamanda sosyalleşme ve dinlenme alanı olarak kurgulanmıştır. Kongre salonunun üzerine geçirilen dış kabuk; teknik ve mekanik sistemleri gizlediği gibi çok amaçlı salonun bütünlüğünü bozmadan bu fonksiyonların salonu zedelemeden dışarıda bırakılmasını sağlamıştır. Ayrıca bu kabuk boşluklu yapısı ile binayı çevresindeki ölçeğe uygun hale getirip hafifletmiştir. Rampa ve kabuk binanın kamu ile entegrasyonunu sağlayan ara-yüzüdür.

Zemin katta ise mevcutta bulunan kamusal aksı güçlendirerek halkın devamlı kullanımında olması düşünülen bir sokak oluşturulmuştur. Antalya’nın iklim şartları göz önünde bulundurularak, arkatlı olarak tasarlanan bu sokakta kafe vb. ticari birimlerin yanında halk eğitim kurs atölyelerinin yer alması öngörülmüştür. Yine zemin katta yer alan 600 kişilik amfi salon, üstteki çok amaçlı salonun yapı sistemi ile paralel olarak çift cidarlı tasarlanmıştır. Dış cidar cam ile kapatılmış olup içerideki kullanıcı hareketliliğinin sokaktan algılanması hedeflenmiştir.

Yapının bodrum katında ise tüm bu birimlere hizmet verecek servis alanları ve 110 araçlık kapalı otopark mevcuttur.

Leb-i Derya

$
0
0

Tasarım Ekibi : Şevket Altındal
Mimarlık Ofisi : Altındal Mimarlık

Antalya’nın eski yerleşim bölgelerinden Barınaklar Semti'nde, falezler 1. sıra üzerindeki 3 ayrı parselin birleşmesi ile oluşmuş yerleşkede bulunan konut yapısı Altındal Mimarlık tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Mevcut dokunun içerisinde, nitelikli ve özgün bir yapı grubu tasarlamak amaçlı planlama çalışmaları başlamış, 3 farklı ebat ve plan şemasında çözülmüş konut bloklarının cephe kurgusunda, maksimum manzara için öncelikle şeffaf, ve yine kontrolünün bir o kadar önemli ve gerekli olduğu güneşin etkisini bir nebze hafifletmek ve gölgeli cepheler elde edebilmek amacı ile, düşey ve yatay elemanların modül teşkil etmeyen bir aksiyel sistemde oluşturduğu karolaj ile yörenin özgün mimarisinin getirisi geniş saçaklar kullanılmıştır.

Peyzaj:​

Alışılmışın dışında özgün bir peyzaj anlayışı ile zemin katta bulunan her bir daire için bağımsız bahçeler oluşturulmuş, bu bahçeler su elemanları ile ortak kullanım alanından ayrılmışlardır. Sert zemin olarak tasarlanmış meydan, 3 bloğun ortasında bir toplanma mekanı olmasının yanı sıra, heykeltıraş Emre Karaca’nın 2 eseri ile daha da özel bir şekle bürünmüştür.

Kullanılan bu 3 boyutlu sanatsal objelerin yerleşkeyi, sahip olduğu özel konum ve mimari anlayış ile harmanlandığında çok daha kıymetli ve özel bir yere getirdiği aşikardır.

Magnum Pleasure Store İstanbul

$
0
0

Tasarım Ekibi : Kerem Özerler,Kutay Yorulmaz,Mert Can Uzyıldırım
Mimarlık Ofisi : Wangan

İstanbul Bağdat Caddesi‘nde konumlanan Magnum Pleasure Store İstanbul‘un 2017 senesi tasarımı ve uygulaması Wangan tarafından yapıldı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Dünyanın en eski global kuruluşlarından biri olan ve 190 ülkede faaliyet gösteren Hollanda merkezli Unilever’in alt markalarından biri olan Magnum, her sene kozmopolit şehirlerin önemli noktalarında, kullanıcılarına kendi Magnum’larını yaratma deneyimini yaşatmak amacıyla Magnum Pleasure Store adıyla pop-up konsept mağazalar açıyor.

Genel konsepti Magnum‘un tutku, haz, lüks ve özgürlük temaları üzerine tasarlanan mağazanın, dış mekanında şehrin sıkışık ve betonarme yapısına tezat olarak ferah ve özgür bir kaçış noktası yaratmak üzere, egzotik peyzaj elemanları ve doğal malzemeler kullanıldı. Süt, çikolata ve altın renklerine ait tonların kullanıldığı iç mekanda Magnum barı ve mağaza konseptine 2017 senesinde eklenen kahve barı bulunuyor. Mağazanın en önemli tasarım öğelerinden biri de iç mekanın tavanına yayılan altın çikolata damlaları enstalasyonu. 2229 damladan oluşan enstalasyon, altın, haz ve lezzet temalarına gönderme yapıyor.

Birçok detay ve ürünün yeni konsepte özel olarak üretildiği mağazada kullanılan hareketli mobilyalar; Wangan ürünleri olan Punto Armchair ve Punto Sofa.

Baha Bey Yalısı Akçelik Ofisi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Kerem Özerler,Kutay Yorulmaz,Mert Can Uzyıldırım
Mimarlık Ofisi : Wangan

1940‘ların başında yeniden inşa edilen ve Boğaz‘ın ilk yalılarından biri olan Baha Bey Yalısı‘nın rıhtım katında bulunan ofisin tasarımı ve uygulama yönetimi Wangan tarafından yapıldı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Türkiye’nin demir-çelik sanayisinin önde gelen şirketlerinden biri olan Akçelik’in yeni yönetim ofisi, İstanbul’un Anadaolu Yakası’nda, Çengelköy ’de konumlanıyor.

140 metrekare alana yayılan ofisin ana fonksiyon mekanları yönetim ve toplantı odaları. Ofisin deniz yönünde konumlanan yönetim ofisi ve toplantı odasının mimari konsepti, yeni lineer yüzeyler yaratılarak tasarlandı. Wangan tarafından bu proje için özel olarak tasarlanan katmanlardan mevcut taşıyıcı sisteme yakın olan mavi katman, yalının bulunduğu İstanbul Boğazı’na göndermede bulunurken, iç mekanı saran ikinci katman, metal detaylarıyla proje sahibinin sektörü olan demir – çelik sanayiini çağrıştırıyor.

Projede kullanılan; yönetici masası (Cross Table), ikili koltuklar (Gerber Sofa), orta sehpa (Capsul), toplantı masası (Capsul Table) ve sarkıt aydınlatma (Rubik’s Lamp) Wangan‘ın ürün serisinden.

Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilim Tarihi Araştırmaları Kütüphanesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Yusuf Burak Dolu,Alper Karasu,Seçkin Maden,Barancan Dağıstan,Dilara Öztürk,Elçin Şakar,Koray Pekak,Deniz Koç Çeliker,Derya Koç,Cihan Çolak
Mimarlık Ofisi : KOOP Mimarlık,Müze Sergi İşleri

Sur-i Sultani içinde Gülhane Parkı’nda bulunan eski Telgrafhane yapısı, KOOP Mimarlık ve Müze Sergi İşleri tarafından 2017 yılında araştırma kütüphanesi olarak yeniden işlevlendirildi.

KOOP Mimarlık, projeyi anlatıyor:

Arka cephesini surların oluşturduğu Telgrafhane bir 19’uncu yüzyıl yapısı. İki kısımdan oluşan yapının bir kısmı özgün plan ve yapı elemanlarını korurken, diğer kısmın iç duvar ve döşemeleri 20’inci yüzyılda sökülerek betonarmeye çevrilmişti.

Beden duvarları taş/tuğla yığma ve volta döşemeli olan giriş kısmında özgün plan ve malzemeler korundu. Yapının ana okuyucu salonunu oluşturan ikinci kısımda ise beden duvarları korunarak betonarme ekler söküldü. Elde edilen büyük tek hacim Prof. Dr. Fuat Sezgin’in 50 bin kitabı ve alınması planlanan bir o kadar kitaba ev sahipliği yapacak bir kütüphane olarak tasarlandı.

Tasarım aşamasında, mevcut yapı ile tarihi sur duvarları ve Gülhane Parkı’nın doğası arasında iç mekândan dışarı uzanan bir ilişki kurulması düşünüldü. Kullanıcılar için sakin, doğanın içerisinde, huzurlu bir kütüphanede bulunma hissinin iç mekân tasarımında kullanılacak temel mimari unsurlar ile sağlanmasına özen gösterildi. Yeni strüktür ile oluşturulan asma kat yerleşimi ve açıkta bırakılan ahşap çatı makasları kullanıcılar için ferah bir mekân algısı oluşturması amaçlandı. Duvar, zemin renkleri, aydınlatmalar ve grafik tasarımlar ile kullanıcının odaklanması ve tek başına doğru alanlara yönlenmesi sağlandı.

Eski telgrafhane binası, kullanıcıların bilimler tarihi ile ilgili çalışmalarını ve araştırmalarını yürütebilecekleri bir kütüphaneye dönüştü.


Konya Tropikal Kelebek Bahçesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ekin Uğur,Sinan Tanrıdağ,Yeşim Durmuş
Mimarlık Ofisi : Arup

Arup, projenin mimari tasarımının yanı sıra, ön cephe mühendisliği hizmetleri dâhil olmak üzere mekanik, elektrik, yapı ve altyapı tasarımı mühendislik hizmetlerini de üstlenmiş.

Tasarımcılar, projeyi anlatıyor:

Türkiye için türünün ilki olan bahçe, ziyaretçilere kelebek ve böcekleri kendi yaşam alanlarında gözlemek için eşsiz bir imkân sağlamaktadır.

380.000 metrekarelik alanda spor ve alışveriş tesisleri, havuzlar ve bir amfi tiyatro yer almaktadır.

Tasarım, biri kelebek şeklinde olan üç binadan oluşmaktadır. Bu binalar, 2.100 malanlı Kelebek Bahçesi, 550 malanlı Böcek Müzesi ve çok amaçlı lobisi, ofisleri, bir kafesi ve alışveriş birimleri olan 800 metrekarelik karma kullanımlı binalardır.


Fenerbahçe Doğuş Yelken Kulübü Faruk Ilgaz Tesisleri

$
0
0

Tasarım Ekibi : Armağan Ekiz Bayık,Başak Çolakoğlu Tüzer
Mimarlık Ofisi : Ekiz Tüzer Mimarlık

Fenerbahçe Spor Kulübü'ne ait sosyal tesislerden biri olan Faruk Ilgaz Tesisleri içinde yer alan mevcut yelken kulübünün yenileme projesi Ekiz Tüzer Mimarlık tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Toplam 650m2 alanı olan ve spor kulübünün altyapı ile takım sporcularını yetiştirmek üzere planlanan tesiste lazer ve optimist eğitimleri verilmektedir.

Çok amaçlı eğitim salonu, spor salonu, yemekhane, toplantı odası, antrenör ve yönetici ofislerinin bulunduğu ön yapı, bağımsız erişimli kayıkhane, soyunma odaları ve tamir atölyeleri ile desteklenmiştir. Tesis iskelesinin yelken çıkış noktasında motorların karaya çekilmesi için gerekli çevre düzenlemesi de yapılmıştır.

Projelendirmede kulüp alanında kullanılacak sabit mobilyalar, özel geliştirilen detaylarla başarı belgeleri ve kupalarin sergilenmesi amaciyla tasarlanmıştır. Mekan içinde yer alan hareketli mobilyalar hem sporcu kullanımı hem de kulüp kullanıcısına uygun olabilecek şekilde dayanıklı tekstil ürünlerinden seçilmiştir. Mekanda yaratılmak istenen sıcaklık etkisi seçilen aydınlatma detayları ve ışık rengi ile arttırılmıştır. Bitkilendirme ve diğer aksesuarlarda kulüp ortamını destekleyecek detaylarda seçimler yapılmıştır.

Eğitim alanı olarak tanımlanan bölgelerde planlama olarak çok fonksiyonlu kullanım ve rahatlık esas alınmıştır, bu alanda özel tasarım mobilyalar bu fonksiyonları destekleyecek niteliktedir. Eğitim salonunda hem eğitim hem sosyalleşme olanağı sağlanması için 2 farklı plan kurgusu oluşturulmuştur.

Islak hacimlerde yine iki farklı senaryoya göre ele alınmıştır, kulüp kullanımda özel detaylar ile sıcak bir etki eğitim alanlarında dayanıklılık ve hijyen esas alınmıştır.

Mutfak alanı tüm sporculara ve yönetime hizmet edebilecek boyutta ve detayda kurgulanmıştır, yemek alanı yine çok fonksiyonlu kullanıma uygun olarak detaylandırılmıştır.

Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Merkez Binası

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ernesto Klingenberg,Alejandro Lorca,Aktuğ Sivrioğlu,Güneş Özkal,Özkan Köse
Mimarlık Ofisi : ASOS Mimarlık ve Tasarım Yönetimi,L35 Architects

Türkiye Finans Genel Merkezi, İstanbul Asya yakasındaki önemli ofis merkezlerinden biri olan Ümraniye’de konumlanıyor.

Gerek konumu gerekse yerleşim düzeni ve yüksekliği ile çevresindeki binalardan kolayca ayrışan yapı, bölgeyi sınırlayan yoğun Kuzey-Güney otoyolunun en görünen ucunda yer alıyor.

130 metre yüksekliğindeki kule, birbirine paralel üç peyzaj avlusu içeren iki katlı bir baza üstünde yükselir. Bu baza aynı zamanda iki katlı otoparka ev sahipliği yapar.  Üstün güneş kontrol özelliklerine sahip olan yüksek cam kule, Doğu-Batı cephesi ile kontrast oluşturur. Bu cephe düzeni binaya özel bir doku kazandırır. Kulenin sade cam kütlesi şeffaf cam ile çevrili teras bahçe ile son bulurken bu bahçe aynı zamanda iklimlendirme cihazlarını da gözlerden saklar. Uzaktan kolayca fark edilebilen kule, bölgenin yeni referans noktalarından biri olmuştur.

Maidan

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ali Osman Öztürk
Mimarlık Ofisi : A Tasarım Mimarlık

Kamusal bir alan çevresinde şekillenen ofis ve ticaret işlevlerini içeren proje, Ankara batı ekseni üzerinde Bilkent Kavşağı’na çok yakın bir konumda yer alıyor.

A Tasarım Mimarlık, projeyi anlatıyor: 

Tasarım öncelikli olarak yakın komşuluklardan gelen yaya hareketlerini proje alanına taşıyarak, kentle bütünleşik işlevlerin yer aldığı zeminde yaya mekânları oluşturulması düşüncesine dayanıyor.

Ofis ve ticaret birimlerinin tasarlandığı yapılarda modüler ve esnek bir sistem geliştirilmiştir. Ofis katlarında kullanıcıların sosyal ihtiyaçlarını da karşılayabileceği atriumlar tasarlanmıştır.

Çalışma mekânlarının yanı sıra yeme içme gibi işlevleri de barındıran komplekste, yarı açık ve açık mekânlar aracılığı ile yeni bir kentsel mekân oluşturulmuştur. Yapıların eğrisel formları dış mekânları biçimlendirerek açık mekân düzenlemelerine olanak sağlamıştır.

Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ali Osman Öztürk
Mimarlık Ofisi : A Tasarım Mimarlık

A Tasarım Mimarlık tarafından tasarlanan, Ankara OR-AN'da bulunan Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi'nin inşaatı 2009 yılında tamamlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

PANORA sadece bir alışveriş merkezi yapısı değil, aynı zamanda çevresel etki yaratacak bir yapı, yakın çevresi için bir merkez,  olarak tasarlanmıştır. Kentsel ölçekte, Eymir-ODTÜ ormanından gelen spor ve sosyal içerikli yaşamı, Dikmen vadisi ve çeper yeşil alanlara yönlendirecek bir geçiş yapısının oluşturulması projenin ana hedeflerinden biri olarak belirlenmiştir.

Kuzey ışığından yararlanılarak şeffaflığın ön plana çıkarıldığı iç mekan düzenlemelerinde, yakın çevreyle görsel ilişkilerin kurulması amaçlanmış, iki kat yüksekliğinde mağaza birimleriyle düzenlenen dolaşım hollerinde kent bulvarı etkisi yaratılmaya çalışılmıştır. 

Arazinin eğimli yapısı, yapıya farklı seviyelerden ulaşılabilme olanağı sağlamaktadır. Yapıda  aynı anda bir çok kullanıma cevap veren, çok amaçlı mekanları içinde barındıran kullanımlar önerilmiştir. Üç katlı yapıda mağaza, restoran ve kafeler, çok amaçlı aktivite alanları, kültür, eğlence ve spor merkezi yer almaktadır.  Ana girişin sağında ve solunda alışveriş merkezinden ayrı, daha uzun sürelerde kullanılan ve dış mekanla süreklilik kuran restoran ve kafeler düzenlenmiştir.

Giriş katında mağazalar ve aktivite alanları yer almaktadır. Konut bölgesi içinde aktif olarak kullanılacak 10.000 metrekarelik hipermarket katı alt zemindedir. İkinci kat kültür, sanat ve eğlence aktiviteleri için düzenlenmiştir. Eğlence katında on iki salonlu sinema kompleksine yer verilmiştir. Şeffaf cephesiyle ikinci katta tasarlanan yemek mekanları önde düzenlenen park alanına bakmaktadır. Dışa ve manzaraya dönük yemek avlusunda uygulanan farklı döşeme yükseklikleri ile çeşitli mekan alternatifleri oluşturulmuştur.

Çok amaçlı kent mekanı olarak tasarlanan kubbe altı, gösteri, konser gibi farklı aktivitelerin yaşamasına imkan verecek büyüklüktedir. 38 metre çapındaki kubbenin üst örtüsünde, gün ışığını iç mekanlara alan çelik sistem kullanılmıştır. Meydan zemin kaplamasında 49 farklı renkte 320 000 mozaik taşı kullanılarak Pir'i Reis haritası deseni üretilmiştir.

Panora gerek zemin kat kullanımları gerekse dışa dönük yeme içme mekanları ile geleneksel kutu tipi alışveriş merkezlerine bir alternatif oluşturmakta, yakın çevresi ve dış mekanla bütünleşik kentsel bir odak olarak kullanılmaktadır.

Doğa Koleji İzmir Güzelbahçe

$
0
0

Tasarım Ekibi : A.Tufan Arkayın,Ali Akgün,Başak Selin Uygur,Ersan Alkan,Gonca Karadirlik
Mimarlık Ofisi : Arkayın Mimarlık

İzmir-Güzelbahçe ilçesinde yer alan arazide bodrum+zemin+2kat+çatı katı olarak tasarlanmış anaokulu, ilkokul, orta okul, lise, üstün zekalılar eğitimi ve fen ve teknoloji lisesinden oluşan proje Arkayın Mimarlık tarafından tasarlandı.

Bodrum kat ağırlıklı olarak hobi ve grup çalışmalarına yönelik mekan tasarımları içerir. Resim, müzik, teknoloji ve satranç dersliği, fen ve biyoloji laboratuvarları, ekoloji atölyesi vb. öğrenciyi doğaya yaklaştıran eğitim alanları çözülmüştür. Zemin katta eğitim derslikleri, gerekli okul hizmet alanları ve idari birimler yer alır. Tasarlanan konferans salonuna giriş yine bu kattadır. 1.katta ağırlıklı olarak eğitim birimleri ve gerekli personel hacimleri yer alır. 2.katta bu fonksiyonlara ek olarak bir adet kapalı spor salonu çözülmüştür. Çatı katında geniş cam cephelerle manzaraya sahip aydınlık bir yemekhane yer alır. Buna ek olarak teknik hacimler çatı katında bulunmaktadır. Binanın inşaat süreci başarılı bir şekilde kısa bir süre içinde tamamlanmıştır.

Armada Alışveriş ve İş Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ali Osman Öztürk
Mimarlık Ofisi : A Tasarım Mimarlık

A Tasarım Mimarlık tarafından tasarlanan Armada Alışveriş ve İş Merkezi Ankara Söğütözü'nde bulunuyor.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor.

Ankara’da batı koridoru doğrultusundaki gelişmenin ilk büyük ve kentsel yapılarından biri olan Armada iş ve ticaret merkezi kendi ölçeğinin dışında kentsel bir jeneratör görevi üstlenmiş, kendisinden sonra gelen bölgesel gelişme için belirleyici olmuştur. Eylül 2002'de açılan yapı, benzerleri içinde seçkin, üst düzeyde ve çekici bir alışveriş merkezi oluşturmak amacı ile tasarlanmış, dış ve iç tasarımı ve uygulaması üzerinde özenle çalışılmış bir alışveriş ve iş merkezi kompleksidir.

Yapı yatay ve düşey olarak iki bloktan oluşmaktadır. Alışveriş merkezinde arsanın eğiminden yararlanılarak, yapıya dört cephesinden, dört ayrı girişle üç farklı kottan giriş imkânı verilmiştir. Eskişehir Yolu üzerindeki ana giriş üç katlı yüksek bir mekân olarak doğal yolla aydınlatılmaktadır. Giriş holünden sonra dolaşım mekanları ikiye ayrılmaktadır. Koridorların her biri atriyum boşluklarında birleştirilerek akıcı bir dolaşım şeması sağlanmıştır.

Yaklaşık 32 000 m2 kiralanabilir alana sahip alışveriş merkezinde çeşitli büyüklüklerde 150'ye yakın mağaza ve fast food bulunmaktadır. Yapı içinde on bir salonlu sinema ve büyük bir süpermarket yer almaktadır. Kullanıcılar, ofisler ve kiracıların kullanımı için açık ve kapalı dahil toplam 3100 araçlık park yeri tasarlanmıştır.

Ofis bloğu tasarımı panoramik ilişkilerden doğmuş iki yayın kesişimidir. Mekik planlı, 21 katlı ofis kulesi tasarımında yapının içinden ve kentin çeşitli noktalarından, farklı zamanlarda farklı algılara kaynaklık edebilecek bir ofis yapısı arayışıyla tasarlanmıştır.  Kule, kent silüeti içinde yerini alacağını ümit ettiğimiz mekansal nitelik farklılaşmasına özgünlüğüne ulaştırılmaya çalışılmıştır.


TMT Park Suit

$
0
0

Tasarım Ekibi : Ozan Tüzün,Suzan Tüzün
Mimarlık Ofisi : Atelye Mim Mimarlık

Proje Seyhan İlçesi, Mithat Paşa Mahallesi Mustafa Kemal Paşa Bulvarı ile Alpaslan Türkeş Bulvarı’nın birleştiği kavşağın kuzey doğu köşesinde, Adana’nın prestijli konut ve ticaret noktalarından birinde yer alıyor.

Atelye Mim Mimarlık, projeyi anlatıyor:

Proje zemin ve asma katlarda ticaret, normal katlarda ise konuttan oluşmaktadır. 

Parselin batısındaki hafif raylı sistem güzergahının varlığı ve etrafının prestijli ana bağlantı yollarıyla sınırlanmış olması yapının kütlesel imajına, parselin hakim rüzgara ve güneşe olan doğal yönlenmesi de yapının plan ve cephe çözümlerine yön veren önemli faktörler olarak ön plana çıkmıştır.

Tasarım kriteri olarak, konut katlarında kullanıcının bu potansiyellerden faydalanmasını sağlayan dış cephe boşlukları ve iklime yüzünü dönen açık köşe çıkmalarıyla dinamik bir kütle imajı fikri üzerinden yola çıkılmıştır. Aynı zamanda kente hizmet edecek mağaza bloğu ile de hem kentlilerin hem de yapının kullanıcılarının maksimum faydası ilkesi doğrultuda tasarım süreci olgunlaşmıştır.

Yapının; prestijli ve estetik bir işyeri ve konut projesi olarak, Adana kent merkezine yeni bir çizgi kazandırması umulmaktadır.

Erzincan Üniversitesi Kültür Kongre Merkezi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Emre İmik
Mimarlık Ofisi : Atus Mimarlık

Erzincan Üniversitesi Yalnızbağ Yerleşkesi'nde bulunan kongre merkezinin inşaatı 2017 yılında tamamlandı.

Atus Mimarlık, projeyi anlatıyor:

Erzincan Üniversitesi yerleşkesi içerisinde; seminer, konferans, tanıtım, konser, sergi gibi etkinliklerini yapabileceği bir kültür-kongre merkezi tasarlanmıştır. Yapı kütlesi olarak hiyerarşik bir düzen hedeflenmiştir; konferans salonu, fuaye ve sergi alanı, müze salonu olmak üzere 3 kütlesel ayrışım amaçlanmıştır. İki masif kütlenin arasında daha geçirgen sergileme ve fuaye alanlarını barındıran kütle ile bu masif yoğunluğun kırılması sağlanmıştır. Proje 3 ayrı kotta çalışan fuayeler ve bu fuayelere açılan hacimlerden oluşmaktadır. Ana fuayeden büyük salona, müzeye ve diğer fuayelere ulaşmak mümkündür. Alt fuayeden 250 kişilik konferans salonuna ve 75 kişilik iki küçük salona geçilir. Üst fuayeden ise salonun ikincil girişine ve rampalar şeklinde düzenlenmiş çelik köprüler ile sergi mekanlarına ulaşılır. Müze dış mekândan da erişilebilir biçimde konumlanmıştır. Yapı yaklaşık 13.000 m² kapalı inşaat alanına sahiptir.

Balance Güneşli

$
0
0

Tasarım Ekibi : Selçuk Avcı,Burak Ünder,Hande Yarımbıyık,Tuba Şehitoğlu,Ceren Beyazıtoğlu,Selin Gürel,Eftychia Papathanasiou,Sinan Günay
Mimarlık Ofisi : AVCI Architects

Basın Ekspres Yolu üzerinde yer alan ve ofis, konut, çarşı fonksiyonlarını barındıran 92,602 m2 brüt inşaat alanına sahip proje, AVCIARCHITECTS tarafından tasarlandı.

Tasarımcıları, projeyi anlatıyor:

Mevcut dokunun en belirleyici özelliği Basın Ekspres Yolu boyunca akan Ayamama Deresi’dir. Ayamama Deresi ve yapı adaları arasında kalan yeşil alanın tasarıma katılması, ve taşkın alanındaki su öğeleriyle de zenginleşecek nitelikli bir peyzaj alanı olarak kentle bütünleşmesi hedeflenmiştir. 

Zemin katlarda podyum ve üzerinde yükselen bir kuleden oluşan tipik tasarım anlayışına karşılık projede hedeflenen; gelecekte, metronun da gelmesi ve yeni iş merkezleri ile nitelikli bir ana yaya aksı olacak olan Taş Ocağı Caddesi’ni, korunaklı bir kentsel meydan şeklinde düzenlenmiş giriş alanıyla davet eden, ve merkezinde oluşturduğu sokak dokusu ile yayaları Ayamama Deresi peyzaj alanı ile bağlayan geçirgen bir yapı oluşturmaktır. Aynı geçirgenliği komşu parsellerle arasında da sağlayan proje bu sayede sürekli yaşayan, davetkar kamusal alanlar oluşturur. Bu sokakların etrafında da az katlı, kent ölçeğinde binalar konumlandırılmıştır.

Sokakları oluşturan az katlı bloklarda ofis ve home ofisler yer alır. Bu sayede belirli bir saatten sonra terk edilen güvenliksiz bir yerleşim yerine, her daim yaşayan, aktif, canlı bir mahalle dokusu oluşturulmuş ve sosyal sürdürülebilirlik kriterleri göz önünde tutulmuştur.

Farklı yönlenimlere farklı cephe hareketleri ve malzemeleriyle de cevap verilerek hem daha zarif bir kütle etkisi desteklenirken, hem de çevresel etkiler dikkate alınıp sürdürülebilirlik ve verimli enerji kullanımı ön planda tutulmuştur. Kuzey cephelerde daha dolu, taş kaplama yüzeyler, güney cephelerde ise cam cepheler önünde ahşap güneş kırıcılar ile katmanlanan cephe, güneş enerjisinden kaynaklı ısı kazanımını en verimli şekilde kullanmayı hedefler. Güney cephelerde yer alan kat bahçeleri de doğal ısıtma ve havalandırma sağlarken, cephede bir hareketlilik ve çeşitlilik oluştururarak yeşilin bina boyunca tırmanmasını sağlar.

Seğmenler Pazar Yeri, Ç.A. Salon, Kapalı Otopark ve Belediye Ek Hizmet Binası Projesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Levent Timurhan,Seher Öz
Mimarlık Ofisi : Timöz Mimarlık

Timöz Mimarlık tarafınan Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde tasarlanan pazar yeri, otopark ve sosyal tesis yapısının inşaatı 2018 yılında tamamlandı.

Merkezinde Avlu içinde yapılan ağaçlandırma, yeşil elemanlarla havanın filtrasyonu, cephelerde gölgeleme, pasif havalandırma, alınan serin havanın ısınarak üst kottan atılması, hava akışının sağlanması doğal havalandırma, yapıların arsaya konumlanmasında güneşin yönü, hakim rüzgar ve yüksek eğimli topografya tasarımımız için belirleyicidir. Bloklar eğime paralel olarak yerleşir, hakim rüzgarın sıcak mevsimlerdeki serinletici etkisini arttırabilmek amacıyla bloklar zemin kotta boşatılarak rüzgar akışı sağlanır, Böylelikle Pazar yeri olarak geniş kullanım alanı elde edilmiştir. Sirkülasyon alanları dahil tüm hacimlerin doğal ışık ve hava ile sağlıklı bir ilişki kurularak ekonomik ve çevreye duyarlı karma yapı geliştirilmiştir. Uygun ve doğru yönlendirme, çevre ile ilgili uyum ve bağlı çözümler temel planlama ilkelerindendir.  

Zeminde “sokaklar” ile Yeşil semt meydanı, korunaklı bol ışıklı Pazar yeri doğrudan ilişki kurularak, Kamuya açık alanlarla birbirine geçişin sağlandığı, Mekanların ve Kotların akıcı kullanıldığı, Semt meydanı niteliğinde kullanımların öne çıktığı bir tasarım öngörüldü. Proje her yaştan semt sakinlerinin farklı nedenlerlerle, olmayı arzu edecekleri ve yer alan işlevleri bizzat etkin biçimde kullanacakları, sosyal iletişimi güçlendirici bir merkez olarak yorumlandı. Kapalı otopark bodrum katta eğimlere uygun Pazar yeri alt kotlarından giriş-çıkışı ile 24 saat kullanılması sağlanmıştır. Çok Amaçlı Salonun standartları yüksek tutulmuştur, Kadın kulübü içinde tam donanımlı spor-egzersiz merkezi, kuaför, kafe hazırlanmıştır. Dar gelirliler için çok önemli gördüğümüz “Hayır çarşıları gıda-giyim-çocuk” bölümleri ile oldukça kapsamlıdır. Beyaz masa, Engelliler Merkezi, Derslikler (7ad) halka kaliteli eğitim verebilecek ve sorunlarına çözüm arayacak nitelikte teknoloji ile donanmış ferah mekanlardır.

Derslikler, atölyeler ile Üniversite-Belediye iş birliğine zemin oluşturan iş geliştirme/kuluçka merkezi, mahalleyi üniversite öğrencileri, mezunları, işini kurmak isteyenler için de bir cazibe merkezi haline getirecektir. Önemli bir Kamusal alan Tasarımı olarak ele alınan projenin, wifi ve elektrik girişlerinin yaygınlaştırılarak dijital erişimin kolaylaştırılması, ücretsiz akıllı masalar/ortak çalışma alanları oluşturuldu, mahalleye ait olmayı güçlendirerek, kamusal alanının yaşam, karşılaşma, üretim, kazanç ve dönüşüm mekanı haline getirilmesi hedefleri realizasyonu gözetildi.

Sıkışık mahalle arasında titiz, duyarlı davranılarak, ihtiyaç duyulan mekan ve fonksiyonlar yükselmeden çözümlenirken, Ferahlatıcı yeşil alan galerileri, Mahalle meydanı, Çocuk parkı, Rekreasyon alanları, bol ışıklı erişilebilir, güvenli, huzurlu ve etkin mekanlar sağlanarak yoğun kullanılması teşvik edildi.

Projemiz Engellilerin diğerleriyle eşit temelde erişimini sağlamak için, ulaşım da dahil olmak üzere, “Erişilebilirliğin tasarımına yönelik ilkeler”ini tam olarak uygular. Yürüyüş istasyonları, yaya yolları, ilgili yaya akışları etkili bir şekilde dikkate alınmıştır.

Enerji verimliliği en üst düzeyde uygulanmıştır. Kamu yapılarında elektrik giderleri oldukça büyük bir yüzde oluşturur. Enerji tasarrufu sağlayan LED aydınlatmalar, genel sıcak su temini için ‘güneş enerjisi kollektörleri’ kullanılarak, Doğal aydınlatma-ışıktan azami yararlanan tasarım anlayışı ile genel yapının ve ortak kullanım alanlarının enerji tüketimi en aza indirilmiştir.

Emniyetli, Güvenli karma yapı kompleksi, Mühendislik ve uygulama hizmetlerinde Deprem risklerini en aza indirmek üzere planlanmıştır. Bodrum perdeleri, taşıyıcı sistem ve düşey sirkülasyonlar betonarme, döşemeler betonarme-asmolen, Pazar yeri kolon ve makasları yüksek teknoloji çelik konstrüksiyondur.

Avrasya Tüneli Müzesi

$
0
0

Tasarım Ekibi : Sanja Jurca Avcı,Selçuk Avcı,Ahmet Kapıcıoğlu,Tolgahan Akbulut
Mimarlık Ofisi : AVCI Architects

Sanja Jurca Avcı ve AVCI Architects tarafından tasarlanan Avrasya Tüneli Müzesi 2017 yılında tamamlandı.

Sanja Jurca Avcı, projeyi anlatıyor:

Avrasya Tüneli, hikayesini anlatmak zorunda olduğumuz o nadir mega projelerden birisidir. Bu girişim, dünya üzerindeki iki noktayı herşeye rağmen birleştirirken dünya üzerinde iz bırakan tüm diğer geçitler ve yapılar kadar büyüktür. Türkiye yakın zamanda bu tipte birçok başarı hikayesinin gerçekleştirilmekte olduğu bir yerdir. Gerçekten de 2016 yılı bu tipteki birkaç devasa projenin aynı anda hayata geçtiği özel bir yıl olmuştur. Bu projelerden birisi, İstanbul’un payına düşen, Yavuz Sultan Selim Asma Köprüsü’dür. Köprü, Boğaz’ı kuzey kısmında Asya ve Avrupa kıtalarını üçüncü kez birbirine bağlamaktadır. Böyle bir köprü ile karşılaştırıldığında bir tünel daha az cazibeli görünebilir fakat aslında hiç de öyle değildir; çünkü bu tünel, kıtaların tarihi açıdan belki de en hassas ve narin olduğu noktalardan başlayarak, bu dokuya zarar vermeden geçişi başarmaktadır. Tünel, İstanbul’un Unesco tarafından koruma altına alınmış olan Sultanahmet semtinden başlar. Sultanahmet, Bizans imparatorluğunun en değerli kalıntılarından bazılarına evsahipliği etmektedir. Aynı zamanda, buradaki yüzlerce yıllık Osmanlı hakimiyeti de, yarımadaya dünyanın en önemli tarihi kalıntılarından bazılarını kazandırmıştır. Daha az önemli olmamak ile birlikte Tünel’in çıkış ksımı, giriş kısmı kadar hassas sayılmayabilir. Tünel’in çıkış noktası, Asya tarafında, yaklaşık 5.4 kilometre içeride olan Kadıköy ilçesinin kalbindedir.  

Projenin fikrinin ortaya konulması, değerlendirilmesi ve teknoloji ve uzmanlık boyutları ile  birlikte hayata geçirilmesinde rol alan insanlar, bir bütün olarak, anlatılmayı bekleyen ilginç bir hikaye örgüsü oluşturmaktadırlar. Asya yakasına kurulmuş olan Avrasya Tüneli Müzesi de tam bu amaçla için tasarlanmıştır. Avrasya Tüneli Kontrol Binası’nın giriş holünde bulunan bu müze 80 metrekarelik bir alana yayılmıştır. Müze aynı zamanda Avrasya Tüneli Kontrol Binası resepsiyonu olarak da işlev görmektedir.

Tasarım

Sergi, Tünel’in hikayesinin basit ve açık bir biçimde anlatılması şeklinde tasarlanmıştır. Burada, dört temel soru yanıtlanmaya çalışılmaktadır. Bu sorular, bu Tünel gibi bir eser hakkında bir fikir sahibi olmak istendiğinde ilk akla gelecek sorular arasından seçilmiştir:

Avrupa ve Asya’nın bağlanmasına neden ihtiyaç duyulmaktadır? Tünel nasıl inşa edilmişti? Bu tünelin inşasını mümkün kılan makine nasıl bir makinedir? Bunu mümkün kılan insanlar kimlerdir? Bu sorular, serginin ziyaretçilerine sunulan hikayenin ana temasının başlıklarını oluşturmaktadırlar. Gösteri, tarihte yaşanmış olan ve Avrupa ve Asya yakalarının bu noktada birleştirilmesini amaçlayan birçok önceki denemenin özeti ile başlamaktadır. Burdaki tarihçe Perslerin antik Yunan’ı işgal için suyu geçmeye çalıştıkları zamanlara kadar gitmektedir. Müzede bir de, dünya üzerindeki benzer projelere genel bakış sunulmaktadır. Burada, diğer uzun tüneller ile Avrasya Tüneli’nin bir karşılaştırılması yapılmaktadır.

Müzede sunulan görseller, kronolojik bir sıralamyı takip etmektedirler. Tasarımın nasıl yürütüldüğünden başlayarak öncelikli olarak projenin önemli detaylarına odaklanılmaktadır. Burada, inşaat teknolojisindeki yeniliklere ve deprem güvenliğine değinilmektedir. Projede doğal hayata en az hasarın verilmesine yönelik olarak gösterilen çabalara da yine bu kısımda değinilmektedir. Ardından proje boyunca yürütülen araştırma ve geliştirme çalışmaları anlatılmaktadır. Sergide, Tünel’e ait önemli olayların yer aldığı bir de tarih cetveli bulunmaktadır. Projenin finansal yapısının anlatıldığı kısımı, projenin geliştirilmesinde rol alan insanlar hakkındaki bilinmeyen gerçekler takip etmektedir. Bu kısmın ardından ise, inşaatın yapılmasını mümkün kılan makineler ile ilgili bilgiler verilmektedir. Burada, tabii ki en önemli ağırlık, tamamen Almanya’da üretilmiş olan TBM (Tünel Açma Makinesi) ‘dedir. Hikaye, projenin arka planında görev alarak ona destek olmuş olan yüzlerce kişinin isimleri ile projeye yön veren vizyonerlerin isimlerinin ekranda gösterilmesi ile son bulmaktadır.

Avrasya Tüneli’nin hikayesi, en çağdaş dijital haritalandırma teknolojisi kullanılarak anlatılmaktadır. Burada ziyaretçi, Tünel’in, başlı başına bir insanlık ve yaratıcılık girişimi ve mucizesi olan, baş döndürücü üretim süreci içerisine dahil edilmektedir. Müze bu işi, kendi yaratıcı hikaye anlatım tekniklerini kullanarak başarmaktadır. Bu teknikler arasında interaktif dokunmatik masa, sanal gerçeklik gözlükleri, interaktif dokunmatik tabletler  ile birlikte insanı tamamen çevreleyen ‘Kuşatıcı Görsel’ projeksiyon ortamı da yer almaktadır. Bütün bu teknolojiler, ziyaretçilere, daha önce Türkiye’de görülmemiş düzeyde bir etkileşimli deneyim yaşatmaktadırlar.

Müzenin en çok merak uyandıran karakteristiği, hikayenin çoklu katman biçiminde anlatılış biçimidir. En dikkat çekici kısım ise devasa duvar projeksiyonudur. Bu projeksiyon, ziyaretçiyi daha içeri girdiği anda görsel bir eğlence ile sarmaktadır. İçeri girdikten sonra kısa bir süre içerisinde ziyaretçi, kendisini çevreleyen bütün bu fiziksel objelerin, duvar grafiklerinin, daha derinlemesine bilgilerin ve verilerin sunulduğu iPadlerin, Boğaz içerisinden geçen haritalanmış bir model kesitinin ve ziyaretçileri benzersiz bir biçimde bilgi ile interaktif etkileşime girmeye davet eden yuvarlak “dokunmatik masa”nın birbirini tamamlayacak şekilde görev yaptığını ve hep birlikte bir bütünü oluşturduklarını fark etmektedir.

Büyük Veriye Daldırma

Müzede dört ana projeksiyon cihazı kullanılmıştır. Bu projeksiyon cihazları, dinamik duvar haritalama bilgisini 16 metre uzunluğundaki bir ekrana yansıtmaktadırlar. Yansıtılan bu sürekli değişen devasa bilgi kaynağı, ziyaretçi sergi salonuna girer girmez onu çevrelemekte ve içerisine almaktadır. Her kısımda, diğer mevcut bilgi kaynakları ile tematik olarak bağlantı kuran ve bu bilgi kaynakları ile entegrasyon halindeki lineer bilgi döngüleri, şu başlıklar altında verilmektedir: Neden – Rüya Gerçek Oldu, Nasıl – Hayalden Gerçeğe, Ne – İnanılmaz Teknoloji, ve Kim – Bir Rüyada Birleşmek.

Bir sabit metin paneli şeridi, duvar projeksiyonları ile sürekli bir ana hat oluşturacak şekilde yerleştirilmiştir. Bu paneller, Tünel’in güzergahını gösteren bir harita üzerine yerleştirilmişlerdir. Güzergah, Avrupa yakasındaki karayolu girişinden başlamakta ve Asya yakasındaki E-5 karayolu sistemine bağlanan çıkış noktası ile son bulmaktadır. Sabit duvar grafikleri üzerinde ustaca yapılmış renk kodlaması sayesinde bu yatay temalaştırma açıklık ve anlaşılırlık kazanmaktadır. Bu renkler, Duvar Projeksiyonları altındaki boşlukta dağınık halde yerleştirilmiş olan sabitlenmiş elemanlarda da tekrar edilmektedir.

Dijital olarak haritalandırılmış olan bir Tünel Kesiti, Tünel’in Boğazı nasıl denizin altından geçtiğini göstermektedir.  Burada, boğazın jeolojik yapısı görülmekte ve İstanbul’un bu bölgesinden geçmekte olan deprem fay hatları ile başa çıkmak üzere tasarlanmış olan “sismik bağlantılar”ın nerelerde konumlandırıldığına işaret edilmektedir. Tünel tasarımcıları, en büyük ölçekteki depremde herkes için olunabilecek en güvenli yerin tünel olduğunu söyleyerek ziyaretçileri şaşırtmaktadırlar. Umarız ki bu deneyimi asla yaşamayız ancak nihayetinde, Tünel’in tasarımının olabilecek en kötü senaryo düşünülerek yapılmış olduğunu bilmek güven vermektedir.

Yavaş yavaş dönen Tünel Açma Makinesi modeli bu imkansız gibi görünen görevi başarı ile tamamlamış olan makinelerin gösterildiği kısmın merkez parçasını oluşturmaktadır.

“Kim” kısmında, bu projede çalışarak onu mümkün kılan birçok kişinin inşaat kaskları ile birlikte Cumhurbaşkanı’nın imzalı kaskı da bulunmaktadır. Tünel, planlandığı gibi, 20 Aralık 2016 tarihinde açılmıştır.

İnteraktif Dokunmatik Masa

Avrasya Tüneli gibi bir proje rekorlar kırmakta, bazı alanlarda ya en önde ya da en üst dereceye yakın değerlere erişmektedir. Bu özellikleri ile Tünel, bazı sürpriz istatistikler sunmaktadır. Bu şaşırtıcı istatistiksel bilgiler, ziyaretçilere, benzersiz bir tasarımı olan interaktif bir yol ile sunulmaktadır: İnteraktif dokunmatik masa. Yuvarlak, dokunmaktik bir masa üzerindeki “Avrasya Hakkındaki 10 Gerçek” uygulaması, odanın orta kısmında konumlandırılmıştır. Masada bir hareket sensörü bulunmaktadır ve bir hareket algılandığında, masa aktif hale geçmektedir. Açılış bölümünde bir animasyon devreye girmektedir. Bu animasyonda Boğaz’ın dış uzaydan görüldüğü bir uydu görüntüsü gösterilmektedir. Daha sonra dünyaya yaklaşan görüntü, deniz yüzeyine kadar indikten sonra önce suya, sonrasında ise daha da derine inerek kum ve kayaların içerisine dalmaktadır. Dönen ve jeolojik formasyonları keserek ilerleyen TBM’in yüzü görüldükten sonra en sonda ise bitmiş haldeki Tünel’in, içerisinden trafik akarkenki hali gösterilmektedir.

Bundan sonraki aşamada, masa yüzeyi üzerinde bir etkileşim ara yüzü ortaya çıkmaktadır. Masanın çevresi boyunca ortaya çıkan on alanda, bir slogan veya cümle ile, Tünel ile ilgili bir gerçek temsil edilmektedir. Bir ziyaretçi, önündeki bu slogan veya cümlelerden birisine dokunduğunda, bu gerçek hakkında hazırlanmış yaklaşık 10 saniyelik bir animasyon filmi başlamaktadır. Bazı bilgilere dokunulduğunda tablonun geri kalan kısmı 5 saniye boyunca yok olmakta, daha sonra bu kısımlar tekrar ortaya çıkmaktadır.

Daha Derin Bilgi Seviyeleri

Gerçekleştirilmesi yıllar süren ve yürütüldüğü süre boyunca binlerce dokümanın üretildiği bu tipteki herhangi bir projede olduğu gibi, bu projede de üretilen bütün bilgilerin sergilenebilmesi pratik olarak mümkün olmadığı gibi bu kadar çok bilginin, orada kısa bir süreliğine ziyaret amacıyla bulunan ziyaretçiyi boğmadan bir sergi alanında sunulması imkansızdır.  Konuya daha fazla ilgi duyanlar ve bilgi almak isteyen akademisyenler ve araştırmacılar için, yedi adet iPad dokunma ekranı boşluğun çevresine yerleştirilmiştir.

Bu iPadlerin birçoğu, doğrusal şekilde katlanmış bir metal eleman üzerine yerleştirilmiştir. Bu metal, aynı zamanda duvar projeksiyonları ile kuşatılmış olan boşluğun çevresinde de bir çizgi çizmektedir. Bir fiziksel modelin desteklendiği yerlerde biçim değiştiren metal eleman diğer zamanlarda çizimler ve skeçler gibi fiziksel dokümanları tutmakta ve yine diğer zamanlarda ise sizi TBM makinesinin içerisine götüren sanal gerçeklik gözlüklerinin durduğu konforlu bir yüzey halini almaktadır.

Metal elemanın “eğilmesi” ile yaratılan tema, gerek odanın merkezindeki yıpranmış kesme dişlerinin sergilendiği vitrinler olsun gerekse de boşlukta duran ödül kaideleri ve inşaat kaskları olsun, bütün diğer elemanların tasarımına da aktarılmıştır. Böylece bütün elemanlar, bir bütünün parçaları gibi görünmektedirler ve bu da, hem görsel hem de tematik olarak anlam ifade etmektedir.

Süreçtan Kalanlar

Ziyaretçiler binadan ayrılmak üzereyken, köşede, tente altındaki büyük beton kaideler üzerinde, alanda kullanılan makinelerden arta kalan parçaları görürler. Buradaki alan büyük bir teknik çizim tarafından doldurulmuş durumdadır. Bu çizimde, kullanılan önemli makinelerin, bu büyük projenin bir parçası olarak nerelerde görev yapmış oldukları açık bir biçimde gösterilmektedir. Diğer küçük makinelerin parçaları ise daha soyut bir kompozisyon oluşturacak şekilde yerleştirilmişlerdir. Bununla birlikte, bu makinelerin de hangi rolleri yerine getirmiş oldukları diyagramlar ve çizimler yolu ile anlatılmaktadır.

Bunlara ek olarak, binanın bahçelerine de sismik bağlantılar için geliştirilmiş olan modellerin parçaları ve Tünel yüzeyini oluşturan beton segmentler ile birlikte Tünel’in kendisinin girişine ait öndökümlü kısmın parçaları yerleştirilmiştir.

Komleks bir Orkestrasyon

Bu tipteki herhangi bir modern serginin hazırlanması büyük bir iş orkestrasyonu gerektirmiştir. Bu işte birçok profesyonel görev almıştır. Avrasya Tüneli Sergisi’nde, Sanja Jurca Avcı tarafından temsil edilen Avcı Architects şirketi tasarımcı ve vasi planlayıcı olarak çalışmıştır. Şirket, bütün projeyi tek noktadan yürütülen bir “anahtar teslim” proje olarak teslim etmeyi taahüt etmiştir. Projede, müşteri ile tek bir noktadan irtibat sağlanmıştır. Projedeki rolümüz veri kitlelerinin yorumlanmasını, bu verilerin tutarlı bir görsel bütün içerisinde birleştirilmesini, multimedya tasarımcıları ve programcılar ile birlikte çalışılmasını, hikayenin interaktif bir biçimde anlatılmasını, makine kalıntılarının seçilmesinde restorasyon uzmanları ile işbirliği yapılmasını ve bu çalışmanın gelecek uzun yıllar boyunca hayatta kalacak, yüksek kalitede bir prodüksiyon olabilmesi için uzman sergi müteahitleri ile işbirliği yapılmasını da kapsamıştır.

İş, sadece aşırı derecede kısa bir zaman içerisinde (kontratın başlangıç tarihinden itibaren 6 hafta içerisinde) tamamlanmak ile kalmamış, aynı zamanda, günümüz modern telefonlarında kullanılanlar gibi, yüksek teknolojili dokunmatik yüzeyleri barındıran, sıradışı büyüklükteki interaktif bir masanın oluşturulması için gereken araştırma ve geliştirme zamanını da zorunlu kılmıştır.  Bu tip bir uygulama şimdiye kadar Türkiye’de görülmemiştir.

Viewing all 1955 articles
Browse latest View live